ama şimdi anlatacağım şeyi pek çoğunuz bilmiyordur.
bakınız çokomeller yukarıdaki bir kasettir, teyp ile dinlenirdi.
"sevdiğimiz sanatçılar kaset çıkarsın da alalım" diye beklerdik.
hah işte o sevdiğimiz sanatçıların standart kasetleri normalde 45 ila 55 dakika arasında sürerdi.
ama bir kaset tam 60 dakikaydı, hatta ilave bir +5 dakikası daha olurdu, etti mi sana 65 dakika.
sanatçının kasede okuduğu şarkılar bittiğinde bazı kasetlerde 10-12 dakikalık boş bant kalırdı.
hatırladınız mı onları.
işte o boşluğa çift kasetli teyp yardımıyla başka şarkılar doldururduk. ki bu doldurduğumuz şarkılar da o albümdeki en sevdiğimiz şarkılar olurdu genelde.
misal kasedin en hit şarkısı a yüzünün 1 numaralı şarkısı ile b yüzünün 3 numaralı şarkısıydı diyelim.
işte o kasedin sonundaki boşluğa a-1 ve b-3 şarkılarını kaydederdik arka arkaya. böylece kaset bitmiş olsa bile kasetteki en beğendiğimiz 2 ya da 3 şarkıyı tekrar dinlemiş olurduk.
tabi her kasede kayıt yapılmazdı.
kurnaz unkapanı plakçıları kayıt yapılmayan kasetler sürerdi piyasaya.
işte bir kasete kayıt yapabilmeniz için kasetin üzerinde bu iki küçük tırnakçığın olması gerekirdi.
ama piyasaya çıkan kasetlerde bu tırnaklar olmazdı genelde ve o kaset üzerine kayıt yapılamazdı.
işte bu tırnaksız kasetlere kayıt yapabilmek için de bu tırnakların olması gereken boşluk yere selobant yapıştırır öyle kayıt yapardık bu tip kasetlere.
hey yavrum hey, ne günlerdi be...imkansız diye bir şeyi bilmezdik, kabul etmezdik...
blaupunkt renkli tv.
hemen her evde vardı bundan.
çoğumuzun evindeki ilk renkli televizyon buydu.
o zaman tek rakipleri olan telefunken ve grundig'den bir tık daha ucuz olduğu için her eve girmişti bu cihaz.
ama yıllarca da kullanıldı.
hele bir de video varsa evde, blaupunkt ile video seyretmenin keyfi bir başka olurdu.
şimdi hala çalışanları varmış, 250-300 liralara satılıyor.
hala bulabiliyorken alın atın evin bir köşesine bence.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1577959/+
1974, Lefkoşa-kıbrıs
KKTC kurucu cumhurbaşkanı Rauf Raif denktaş'ın daha sonra bir trafik kazasında hayatını kaybeden büyük oğlu, Raif Rauf denktaş (solda) Rumlara karşı cephede çarpışırken.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1480731/+
13 Haziran 1937 tarihli Cumhuriyet gazetesi manşeti. Atatürk'ün aldığı maaşı ve mal varlığını sorgulayan cahillerin dikkatlice ve anlayarak okuması gereken.
bıraktım.
bu neydi?
bu türkiye'deki evlerde kullanılan ilk tv ünitesiydi.
yani şimdi salonlarımızda olan tv ünitelerinin atası.
bunun hemen altındaki küçük göze seyredilen güncel video kasetler konurdu.
hemen onun sağındaki ortanca büyüklükteki göze ise video cihazı konulur, en alttaki büyük göze de dev radyo ya da müzik seti konulurdu.
hepsinin de üzeri dantellerle, kırlentlerle örtülürdü ama.
çok da aman aman değerli olmayan bu ünite ayrıca tekerlekliydi.
böyle istendiği zaman sağa sola çekilir, altı temizlenebilirdi.
sonra ahşap aksamları da formikaydı bunların.
o da temizlik açısından falan büyük rahatlıktı.
80'li yıllarda yeni renkli televizyon almış her evde bunlardan bir tane muhakkak vardı işte.
ama bunların varlığı baya sürdü.
2000'li yılların başlarına kadar evlerdeki konumlarını korudular.
70'li yıllardan zeki müren'e ait bir halk konserleri ilanı.
bakınız gerçek sanatçı nasıl oluyor.
20 gün boyunca neredeyse bedava sayılabilecek bir bilet ücreti ile sahne alıyor sanat güneşi.
maksat halk ile buluşabilmek.
kıt kanaat geçinen halkın da kendisini görüp dinleyebilmesini sağlamak.
o zaman halkın kültürü de başkaymış.
demek halk da bunu talep ediyormuş ki böyle organizasyonlar düzenleniyormuş.
şimdi belediyeler vatandaşın parasıyla konser için sanatçı getiriyor, bunu da belediye başkanı cebinden karşılıyormuş gibi gösteriyorlar. halkın parasıyla, halka propaganda yapıyorlar...
yavşaklar işte.
neyse, zaten konumuz onlar değil.
ilanın alt kısmında bir detay daha var.
bilmem dikkatinizi çekti mi?
detayda zeki müren'in konser esnasında giyeceği kostümler bile verilmiş.
gece boyunca ilk 3 şarkıyı smokin ile okuyacak, daha sonraki 2 parçada sürpriz bir kostüm giyecek, son 2 şarkıda da mini şort ile sahne alacak...
