üstelik defalarca yapmışlığım vardır, kirlendiğini düşündüğüm çoraplarımı banyoya gidip klozetin kapağını açıp tam içine atacakken dururdum kendimi defalarca. kirli sepetiyse biraz ötede dehşetle bana bakardı.
hoşlandığı çocuğa formspring ten yanlışlıkla kullanıcı ismi gözükecek şekilde itiraflarda bulunmak. valla ben değilim efendim, ama gülmekten yarılmama sebep olmuş başka bir yazar kişisidir kendisi.
kuveyttürk'ün sitesine girmek isterken google'a hangi akla hizmet bilmem ama habertürk yazmak ve habertürk'ün sitesine girmek. dakikalarca haber okuyup sayfayı kapatmak.
bence bütün işlemler benim gibiler için tek sitede toplanmalı. aynı sitede hem haber okuyup, hem bankacılık işlemi yapabilmeliyiz. yoksa sıkıntı oluyor.
proje müdürüne, projesin anlatırken, anlamadığı bir yer konusunda ısrarla soru soran ve kendisini anlamayan müdürüne yanlışlıkla "bak bebişim" diyerek söze girmek.
not: arkadaşlar arasında yapınca çok komik oluyordu bu, ağzımdan kaçtı, müdür bana ben müdüre baktım kaldık öylece.
kendisine bu durumdan yaklaşık 8 ay öncede, rica ederim bitanem demiştim.
orospu çocuğunun birisi gerizekalıca iğrenç bir başlık girer, gammazlar başlığı şikayet etmiştir, başlıkta küfür var diye, Moderasyon başlığı silmeye çalıştıkca bazı sözlükçüler hala akıllarınca tepki göstererek "silin şu başlığı"," böyle entry mi olur" diye silinen başlığı habire canlandırırlar.
kız arkadaşımı cepten aradım telefon açıldı.
- naber serap?
- iyidir tanıyamadım.
yine piçlik yapiyor diye düşündüm yada yanında annesi var dedim. ses biraz derinden geliyor.
- nasıl tanımazsın kız yakışıklı prensini?
- isim neydi?
- fecisi kerim. oldu mu?
- serap banyoda ben annesiyim sen adını bir söyle bakayım terbiyesiz.
meğer telefonu annesi açmış ses kötü geliyor üstelik annesiyle kızın sesi aynı. hemen telefonu kapattım. bir kaç sefer telefonumu aradı açmadım. en sonunda serap mesaj yolladı kısa vede öz.
- ağzına sıçayım o ç.
bir müddet gözüne gözükmedim ve bu mallığımı hiç unutmadım.
sınıfça gittiğimiz yemekte her şey mükemmel giderken o toz pembe dünya benim açık ayranı çalkalamamla son buldu.bildiğin ayranla yıkandım.sonra gülerek olayı yumuşatmaya çalıştım ve yüzümdeki gerizekalı ifadeyle tuvalete diyerek eve uçtum.
valla yarar mı yarmaz mı bilinmez ama şöyle birşey var: kız arkadaşımla yürüyoruz. kadıköy iskelesindeyiz beşiktaşa geçeceğiz. bi tane çingene geldi elinde güllerle 'abe al bi gül sevdiğine' altyapılı cümleler kuruyor. yok falan dedim ilk sonra dedim ya ne olacak param da var çok şükür verelim beş kağıt alalım bi tane. uzattım beşi 'selpak mendil mi alıyon sen' dedi. bi beş daha vereyim de kurtulayım bari dedim ama ne mümkün amk. 50 lira para var. al dedim üstünü ver. orospu 15 liraya yatmadı mı? iskelede karıya inananamayan gözlerle yalvarıyorum, ögrenci adamız diyorum yok. en son kız 'tamam siktir et bırak karıyı dedi bıraktım. ama ben hayatımda böyle açık saçık milletin ortasında hiç soyulmadım, farklı bir tecrübe oldu.
yağmur altında kaldırımda yürüyorum önünden geçtiğim dükkan şal ve başörtüsü benzeri ürünleri dükkanın önündeki sepete koymuş, ben tam önlerinden geçerken esen rüzgarla bir tanesi tam önümde yere düştü, ben eşarbı yerden alayımda yerine koyayım diye düşünürken cartt! diye bir ses duyuldu eşarbın yarısı elimde kaldı çünkü diğer yarısının üzerine basıyordum! hızlı düşünüp bir parçasını sepete geri koydum diğer parçasınıda çaktırmadan elime alıp yürümeye devam ettim köşeyi dönünce attım sonra ellerimi havaya kaldırıp "neden bennn?" diye haykırdım.
Yemek hanedeyiz güzelce yemeğimizi yedik. Tepsimi aldım gidiyorum bulaşıkları koyucam vs. Kafa bir milyon o sırada sınavları hatunları düşünmekten sen tepsiyi al çıkışa doğru git. Baya bir yürüdükten sonra arkadaşın bir tanesi "Ula tepisiyi nere götürüyon?" diyince ananı avradını napıyorum ben dedim. Sağlam güldük yalnız.
ÜÇ gündür kargo teslim edemeyen Sürat kargo diye yolda MNG kargonun arabasına saldırıp adamlara bi saat kargo arattırmak, arada da adamlara saydırıp dökmek, davayla tehdit etmek, sonra mng kargo olduğunu anlayıp götüm götüm sıvışmaya çalışmak.