* bir kediyle uzun süre, göz göze bakışabiliyorum ve pes eden kedi oluyor,
* dolmuşta şöförün tam arkasına oturmama rağmen, para trafiği olayına dahil olmuyorum,
* taksiciye çaktırmadan taksimetreye bakabiliyor ve göte girmeden inebiliyorum,
* kalın tabanlı, iki boş su bardağını birbirine vurmak suretiyle, timsah yavrusu sesi çıkarabiliyorum,
* ketçapı, osuruk efekti çıkarmadan sıkabiliyorum,
* çelik'ten daha güzel 'dum kah kah' ve yonca evcimik'ten daha hoş 'okai yamaşite kom bamba kombamba' diyebiliyorum,
* call of duty 4 oyununda, zakiev suikastine giderken, kamyonların altından geçildiği sırada kimseye çaktırmadan iki kişiyi kanasla indirebiliyor ve az ilerde, leş yiyen köpeği vurup kaçmak suretiyle, captan price'ı itlere yedirebiliyorum.
üniversite döneminde doğalgaz faturasını yatıramadıgımız günlerde kaynattıgımız sıcak suyun buharından odayı ısıtabiliyorduk. sonra işte ufo falan çıktı.
sol elimin baş parmağını ekleminden çıkartıp tekrar yerine takabiliyorum. bu istemeden oluyor, şöyle: parmağı büker gibi(geriye) o da yerinden çıkıyor,bükmeyi kesersem yerine geliyor. ilginç bir durum, kayda değer bir şey değil, yararını görmedim.
iş yerinde aynı anda, karşı karşıya olunan insanla ve telefondaki şahısla konuşup, sistemden işle ilgili mesaj çekip, arada "ben" butonundan entrylere bakabiliyor ve bu arada da uzaktan seslenen arkadaşa cevap verirken evrakları dosyaya düzenli sırayla kaldırabiliyor olmak.