bakkal osman abi vardı. 18 yaşındaydım. bir gün mahallede top oynarken çocuğun topuna vurmuştum ve top patlamıştı. çocuk ağladı bana topumu al diye. osman abiye gittim. annem babam duyarsa kızar dedim, bana bir top ver. ben bayramda harçlığımla sana veririm. olmaz dedi. ne yapcam ben ya dedim. gel arka tarafa dedi. dükkanı kilitledi. arka tarafa geçtik. soyundu. poposunu açtı. dolaptan çıkardığı meybuzu afedersiniz bir tarafına sokmamı istedi. dediğini yaptım ve iki top aldım. açık ve net.
hocam saç benim uzun biraz tamam mı? Ispartada okuyorum bi gün antalyaya gidicem. haftasonu hiç yer bulunamadığından bi otostop çekiyim dedim. arabanın biri durdu. buyur dedi girdik içeri. köprülü restorant diye bi yer var bilenler bilir, tam ordan geçiyoruz hava da kararmış, hocam dedi "bu saçları neden uzattın sen?". "ne biliyim abi" dedim, "işte gençlik bi heves" falan diye geçiştirdi. "ya ben seni kız zannederek almıştım arabaya aslında" dedi. "heheh iniyim abi istersen ehe mehe" diye ortamı yumuşatmaya çalıştım. kendisi irdeleyerek "ya inme de şimdi benim içim de kaldı biliyon mu kardeş" dedi. dayaktan sonra kibarlaşan adam gibin. "içimde kaldı derken? aman abicim gözünü seveyim" demeden kenara çekti arabayı.
gerisi ise bir o kadar acıklı bir o kadar zevkli bir hikaye şekerler.
''not:ben eşcinsel değilim'' diye belirtmeye gerek duyan latent eşcinsellerin gerçekten başından geçmiş olabilme ihtimali olan;bu travmayı da karşıt tepki geliştirerek dalgaya vurmalarına,savuşturmalarına yardımcı olan hikayelerdir.
(bkz: sigmund freud)
(bkz: karşıt tepki geliştirme)
almalı,vermeli ilişkiyi aynı cinsin merak etme hevesinin alışkanlığa dönme halidir. sonradan değil doğuşdan olanlar için efemine olma hikayeleri denilmesi uygundur.
lise voleybol takımında, soyunma odasındayken; pasör ayşe'nin duştan çıkıp, sütyeninin kopçasını bana taktırırken, saçlarından omuzlarına düşen damlacıkları görünce içimde bir şeylerin kıpırdadığını hissettim... sonra hep ayşe'nin duşa girişini bekledim...
her seferinde bana taktırıyordu, kopçayı yani.
maçlarda sayı alınca, sevincim daha da artıyordu, çünkü poposuna vuruyordum her seferinde... yok vurmuyordum artık, okşuyordum...
derken; duştan sonraları ufak dokunmalarla denedim onu, tepki vermedi... sonra dokunuşlarımı büyüttüm... o da dokunuşlarla karşılık vermeye başladı...
şimdiyse mutlu, seviyeli bir birlikteliğimiz var... o bana kaldırıyor ben ona smaç basıyorum...
mutluyuz...**
bir gün dedim ki şu sözlükteki homofobikleri s.kecem ben arkadaş! curufinwe dedi ki yapma etme abisesque, değmez bu ameleler için. dinlemedim girdim hepsine bir bir, sonra baktım hoşuma gidiyor, onlar da hoşlanıyorlar, aaa ne göreyim hepimiz eşcinsel olmuşuz!