eğitim camiasına karşı eleştirileri yapıcı dahi olsa eleştiren tayfayı barındırandır.
eğer bu davranışı sergileyenler hakkaten öğretmense yazıktır sıralarda sıkış sıkış oturan garibanlara, çünkü bu zihniyette bir insan öğretmen dahi olsa onlara bişey veremiyecektir.
memleketime vizyonu geniş, bilgisi çok, anlayışı bol, algısı kıt olmayan öğretmenler nasibeyle yarabbi..
hala öğrenci gibi okuldan kalan zamanlarda sözlükte stres atmaya çalışan meslektaşlardır. yorgunluğu, koşuşturmayı, kafa dağıtmayı temel alarak kendi hallerinde bir şeyler yazıp, karalarlar sözlüğe. ne yazıkki birçoğu kpss ye sövmektedir her dile gelişinde. tabiki ardından bunun yol açtığı boktan hayatı elden geçirmeyi de ihmal etmemektedirler.
(bkz: öğretmen olamayan öğretmen aday adayı)*
kimi ücretli, kimi vekil, kimi sözleşmeli, kimi kadrolu...
sistemin kendilerine dayattığı şeyleri öğretmek zorunda kalan, müdürün, müfettişlerin altında ezilen, en kutsal mesleği yaptığı halde üç otuz paraya çalışan, insan olan, insan yetiştiren meslektaşlar...
ne sözlükteki ne eğitim camiasındaki öğretmenler eskisi gibi değiller artık. modern, çağdaş, öğrencisini seven insanlar çoğu. eskiden neymiş öyle çıt çıkmazmış öğretmeni görünce. yolda bile görsen hazırol durumuna geçer öyle başınla selam verirmişsin. iyi ki aşmışız o günleri.
''şimdi 1 çocuk gelip el cid beni dövdü diye şikayet ederse el cide niye dövdün diye sorunca bana küfretti veya bana vurdu derse el cidi dövmeyin küfredeni dövün, o başlatmış sonuçta el cidin ne günahı var hem ilk o vurdu bana ne, ben güçsüz olsaydım o dövecekti beni ben güçlüydüm ben dövdüm.'' diye isyanımı belirttiğim yazarlardır.**