ve bunu bize siz erkekler yapıyorsunuz.
mini etek giyip parkta veren kız versus türban takıp parkta veren kız diye başlık açın hadi ve başlayın ana bacı gözetmeden başı açık, kapalı tüm ama tüm kadınlara hakarete. söz konusu iki kadın da bulunduğu topluluğu yüzde yüz yansıtmasa da alayına gidin!
bizi bize bıraksanız, örtünmek de açık gezmek de bizim tercihimiz olsa ve haklarımız eşit olsa biz zaten gül gibi geçinip giderdik.
türban bizim derdimiz madem, sadece kadınların dahil edildiği bir oylamayla çözüme kavuşturulmalıydı. ya da kürtaj ya da sezaryen ya da evlilik yaşı... eğitimimiz yetersiz, ekonomik özgürlüğümüz sıfıra yakın olmasına karşın en özgürlükçü, en demokratik, insana en yakışan çözümleri biz getirirdik.
nefret tohumları ekmekte ve kadın vücudu üzerinden siyaset yapmaktasınız. korkum şu ki yarattığınız kutuplaşma yüzünden çok geç kalmış olabiliriz.
artık biri türbanlı biri açık iki arkadaşı, iki akrabayı; mesela iki kardeşi, anne - kızı yolda birlikte yürürken göremeyebiliriz.
tahammül sınırını zaman zaman zorlayan düşmanlıktır. siz kendi eşiniz , kızınız , sevgiliniz vs. bunlara karışabilirsiniz hoş bunlara da karışamazsınız işin gerçeği. milletin kızının türbanından size ne. bir rahat bırakın. başınızı çevirin. soda için. ya da yallah oraya , buraya diyorsunuz ya sıkışınca , imkan bulursanız yallah artık müslüman olmayan bir memlekete gidin.
Aslı Türkiye'deki türban düşmanlığıdır.
Akape'nin ilk senelerinde insanlar türbanlılara karşı ayrımcılık yapıldığını düşünüp, türban serbestisi icraatları destekliyordu.
Gel gelelim; türban bitmek bilmeyen bir prim şekli haline getirildi, Kabataş yalanı atıldı, her kuruma türbanlı memurlar dolduruldu, türban takmayana 'orospu' muamelesi yapılmaya başlandı, her jeep'in sürücüsü türbanlı kadınlar olmaya başladı... o zaman uyandı işte bu millet. Dün mağdur edebiyatı yapanlar güç ellerine geçince değişmeye başladılar. işte o noktada türbanın bahane olduğu anlaşıldı. 20 senedir bitmek bilmeyen türbanlı mağduriyetleri de kabak tadı vermeye başladı. Fetönün türbanlı ablalarına hiç değinmiyorum...
Ve millet doğal olarak türbanlı muhabbetinden bıktı, türbanlılara karşı yeniden soğumaya başladı. Türbanın siyasal islamcılar için bir siyaset malzemesi olduğu anlaşıldı. Baba ve koca baskısı yüzünden kapananlara değinmiyorum bile. Çünkü bu bir tercih değil, zorlamadır.
Yani insanların artık türban muhabbetine tahammülü kalmadı. Bunun sorumlusu akape iktidarıdır.
Türbanlı ya da tesettürlü bir insan peygamber olcak diye bi zorunluluk mu var. Bu insanların da iyisi ahlaklısı vardır ahlaksızı da vardır. Ha bu kötü örnekler üzerinden bütün türbanlı annelere ablalara kardeşlere orospu diyen de orospunun ta kendisidir.
faşist zihniyetin tezahürüdür. benim annemin başındaki eşarba ettiği duaya dokunamaz kimse. kimse laf söyleyemez. ben ateist değilim ama müslüman da değilim. annemin inandığına inanmıyorum. ama onu kimse zorlayamaz. üzemez. ben de kimseyi zorlamam. yermem. hakkım da yok.
Türbanlılara düşman değilim, baş örtüsüne de aşırı derecede sempatiğim. Fakat türbanlıların açık insanlara düşman olduğunu düşünüyorum. Tabi ki bunu oturduğum yerden uydurmadım, türbanlı insanların geneli* çok soğuk bakışlarla etrafı süzüyorlar ve çok sert konuşuyorlar. Kendilerine uymayan şekilde giyinmiş bir insana resmen düşman gibi baktıklarını farkediyorum. Gözlerinizi ayırmadan ne oldu der gibi baktığınızda da gözlerini deviriyorlar sonra bakmaya devam ediyorlar... Baş örtüsü dendiğinde ilk akla gelen profil sempatik, tatlı teyzeler oluyor. Türban denildiğinde ilk akla gelen profil soğuk bakışlı, soğuk konuşmaları olan genç veya orta yaşta kadınlar geliyor.
en nihayetinde o türbanın bez parçası olduğunu unutmamak gerekir. onu taşıyan anlam kazandırır o bez parçasına.
bir çok örnekte böyle değil midir? bayrağımızda bir bez parçası sonuçta ama anlamı derin. evlerin kapısı da odundan sonuçta ama görevi farklı.