bazı yazarların yazılarında sıkça gördüğüm ve acaba küfür edince yazı daha bi hoş mu oluyor acaba yada yazıya renk mi katıyorsun dediğim hastalık.şöyleki; kişi küfürsüz hiçbir yazı yazamaz hale gelmiş en küfür edilmeyecek yerde bile küfür etmiş şaşırtıcı ayrıyeten sözlüğün seviyesini baya baya düşürücü gibi geliyor bana..
sözlükteki küfür etme hastalığına ek olarak belirtmek gerekirse deminden beri birsürü yazı okuyupta belirli yazarların sürekli olarak küfür etmesinden rahatsız olup benimde hasta olduğum seviye düşüyor dediğim olay.
varsa şayet, bu şekilde eleştirilmemesi gereken durum. bu bence karanlığa küfretmek oluyor biraz. mesela ben zerre gocunmam eğer şahsıma böyle bir şikayet gelirse. yoksa bunu kimse üstüne alınmaz, yalan olur. zira burdaki 'seviye düşüyor yaahuu' muhabbeti kimseyi etkilemez.
sözlüklerde küfür etme hastalığı, ekşi sözlüğün aslan parçası yazarı nick fury ile başlamıştır.
vaktiyle leman dergisindeki dumur detayları köşesine yollanan abuk sabuk şeylere ayar verirken ayarın dozunu kaçırıp küfür etmeye başlamıştır. kendisi için "nick fury nin sözlüğü küfür yuvasına çevirmesi" gibi başlıklar açılsa da ve hatta çaylaklığa düşürülmüş olsa da, nick fury o tarzı ile gönüllerde taht kurmuştur.
içki ve sigarayı bıraktığını duymama rağmen keşke karşılaşsakta, karşılıklı bira içsek dediğim tek adam.
sözlük formatını küfür arası entrylere dönüştürmüş olan sorun. kimin ettiği neye ettiği hiç önemli değil. çok utanç verici bir durum insanların görüşlerinin sadece küfürler olduğunu öğrenmek.
küfür her ortamda rahatsız edicidir, bazen arkadaş arasında geyik maksatlı sevimli kaçabilmektedir lakin "orospu c." gibi bir küfür hiçbir zaman sevimli olmamıştır ve olmayacaktır. sözlükteki bir grup yazar ise egolarını pkklılara ve pkk sempatizanlarına küfrederek rahatlatmaya çalışmaktadır. elbette bizde karşıyız pkk denilen oluşuma fakat binlerce insanın okuduğu bir platforma bunu yazmanın alemi nedir? türk'e türk propagandasından ve ego tatmininden öteye giden bir olay değildir. küfür etme ihtiyacı duyan yazarlara( bu küfrün kaynağı gayet olumsuz bir örgüt ya da kişi olursa olsun) bunu bizle paylaşmak yerine word'de beyaz bir sayfa açıp küfürlerini oraya yazmalarını, deşarj olmalarını ve bir süreliğine kendini vatani görevlerini tamamlamış gibi hissetmelerini öneriyorum. hiçbirimiz bu söz kirliliğine ve şiddetine maruz kalma zorunda değiliz.
bazı zamanlarda da şu şekilde dile getirilen hastalıktır.
''o...pu çocuğuna o...pu çocuğu diyemiyorum yağğğ''
...ve genelde hayatı sözlükten ibaret kişilerde küfür etme değil de küfür edememe şeklinde başgösterir.
kimse kimseyi hakedene her ne kadar gereksiz de olsa ana-bacı küfür etme hakkından alıkoyamaz. meali ''bana ne lan! git kime söversen söv''. ama bu alıkoyamama durumu da yerine göre değişir.
misal; terörle ilgili bir üniversite konferansı verirken teröristlerden o...pu cocuklari diye bahsedemezsin. ama bunu sokakta rahatça yapabilirsin. hatta alasını bile yaparsın. aynı konferansta ''terörü çözmek için teröristlerin g.tlerinden kan alınmalıdır.'' da diyemezsin. çünkü o akademik ortama uymaz bu davranışın. konferansı verdiğin amfinin arka sıralarından homurtular duyulmaya başlar. güvenlik çağırılır akabinde ve kendini sokakta bulursun.
işte sözlük ortamı da böyledir. kısa keseyim; diyemezsin arkadaş! burada orospu çocuğuna orospu çocuğu diyemezsin. çünkü burası önüne gelene küfür ederek içini boşaltabileceğin hatıra defterin değil. ayrıca küfür ederek erkek olunuyorsa ve sorunlar çözülüyorsa bilesin ki kendini küfür ederek ifade etmek embesilliğin göstergesidir.
dedim ya hayatın sözlük olmuş. çık biraz gez yahu. arkadaşlarına git. şehre in. vitrinlere bak. boş boş dolaş. kafede barda oturan kızları kes. becerebiliyorsan ayarla...
''hiç mi küfür etmeyeceğiz?''
et anam. et. kimse senin paragraflarca süren, mükemmel türkçeyle yazılmış ve içeriğinden üstünde yazdığın konuya hakim olduğunu gösteren entrylerini noktalarla sansürlenmiş küfürlerle süslemeni engellemiyor sanırım.
sözlük yönetiminin kesin kurallar getirerek tedavi etmesi gereken hastalıktır. yoksa kimin küfür edip kimin etmediği çok da skimde değildir. götü sıkışınca küfüre başvuran denyolar sadece kendi denyoluklarını, embesilliklerini cümle aleme tasdik etmiş olmaktadırlar. yeri gelince küfürlü entryleri de okuyup eğleniyoruz. ama bir başlığın altına beyinsizce;
''götlerinden kan alınmalıdır''
''orospu çocuğuna orospu çocuğu diyemiyoruz''
''analarını s.kecez''
''gel lan buraya piçin dölü''
yazanları da savunmayın bana. ve ''küfür de ederim anasını da s.kerim''lerle asi çocuğu da oynamayın.
iyi yapilmiş ve lezzetli pastanin uzerine sürülen bir krema gibidir küfür. sade cekimez sadece miğde bulandirir. iste bundan mutevellit fazlasi zarar azi karar olan bu kremayi kasap'in yagi bol bulup jöle niyetine kullanmasi gibi kullanmamak iktiza eder. binaeylehen no hashas no vitamin.
okan bayülgen şöyle demişti: "eğer yönetimi gençlere bırakacak olsak bir süre sadece küfür ederler." isyanımızı bir şekilde dile getirmek değil mi derdimiz.? hepimizin isteği özgürlük değil mi..? aklımızca küfür ediyoruz ki biz özgürüz diyoruz. bence olmaması kötü olurdu. küfre de gerek var.
olay sonucu özellikle internet kafelerden giren arkadaşları mağdur bırakan durumdur. şöyle ki uzun bir yazı okunmak için başlanır. ama o da ne birden bir uyarı: Girdiğiniz sayfa yasaklıdır. sayfa kapatılır. ana makinaya ping de gönderirse durum biraz daha karışık olabilir açıklamak bakımından.
ayrıca tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu düşündüğüm hastalıktır.
kendini küfürle ifade etmekle, yeri geldiğinde küfür etmek farklı şeylerdir. türkçe gibi, dünyanın en güzel küfür edilen dillerinden birini konuşurken, dilin tüm ifadelerinden faydalanmamak yersizdir. seviye muhabbeti hepten allah'lık. insanların küfür ederek seviyeyi düşürdüğü söylenen yer bir internet sitesi, başbakanlık konutu değil. internet yapısı gereği bir miktar anarşist bir miktar illegal olmak zorundadır. eğer istek oysa, entry'lere "işbu entry'de anlatılmaktadır ki;" diye başlayalım.
ayrıca küfür etmenin seviyeyi düşüreceğini söylemek önce neyzen tevfik'e, sonra can yücel'e, sonra da ferhan şensoy'a hakarettir. kaldı ki bu adamlar seviyesizse, bana seviyesiz denmesinden zerre kadar gocunmam. tekrar etmekte fayda var; kilit nokta bir şeyler anlatıp anlatmadığınızdır. birileri gelip, her zaman doğru konuştuğuna inandığı parti başkanı-mahalle abisinin fikirlerini burada yalnızca küfür ederek tekrarlıyorsa orada bir seviye problemi vardır ama problem gene de küfürden kaynaklanmamaktadır. özgün olduğu sürece küfürlerin de başımızın üstünde yeri vardır. ne o kadar steril olmaya gerek var, ne de burhan altıntop'luğun da alemi...
yaşam standartlarımızla ters orantılı durum olsa gerek. katagorize etmenin dayanılmaz hafifliğinden dem vuran olursa ben demlenmişim ağabey derim çıkarım işin içinden. asgari ücretle çalışan amcadan bahsedelim akşam eve dönüşte sömürülmüş bi halde, pazar önünden geçerken eve götürmesi gereken müktelif gıdaları parasına göre elemektedir. tamamiyle maddi valıklardan da vuku bulan eylemler de değildir hani, vardır kültürümüz de küfürbazlık.
- mına koyim domates değil altın sanki 2 tane yeter.
- vay anasını patlıcanın fiyatına bak tokiden ev alırım bunu alacağıma.
- miktiğim kabağına bakmak bile parayla lan.
pazarı gecip eve vardı üst baş değişimi yemek yeme ince ve kalın bağırsağı boşaltma işlemlerinden sonra tv karşısına geçirelim amcamızı
(dandik reklamlar üfürükten diziler ve full magazin sikerim ben işi anlatırken bile kufre sevkediyo insanı amcamızın tv hakkındaki yorumunu almaalım iyisimi.)
şimdi asgari ücerete az bişey demiyecem çok bişey zam yapalım mesela 6 kat atrılalım.
amcamız sömürülmüş ama emeğinin karşılığı almış bi durumda, tekrar pazar önünden geçsin.
-kolay geldis ustam nasılsın hele ver ordan iki kilo domates.
- yeğenim şu hormonsuz patlıcandan 1 kilo tartsana
- ( kabak lazım sorusuna) aslanım hanım kabak sevmiyor sen bize taza fasulye ver.
pazarı gecip eve vardı üst baş değişimi yemek yeme ince ve kalın bağırsağı boşaltma işlemlerinden tez elden bitirip bilgisayar kaşısına geçer sıkıldıktan sonra DVD keyfine bakar.
