kadını meme, cinsel organı ve kalçalarından başka bir şey olarak görmeyen yazarlardır. kadının giydikleri, giymedikleri, yaptıkları, yapmadıkları her şeyi fantezilerine alet edip sözlüğe taşıyan insancıklardır.
edit: aynı zamanda zorlarına gidince yazarların diğer entrylerine eksiyi basanlardır.
ülke geneliyle kıyaslandığında yaptıkları basit kalan yazarlardır. ki basitlik ölçüsü de kadınlarla ilgili cinsel içerikli, argo ifade olarak kullanılmıştır burada.
kadının evden dışarı adım atmasına izin vermeyen, tüm sosyal ve siyasal haklarını sınırlayan, giyimine karışan ideolojik veya dini aygıtlar ve bunun oluşturduğu erkek egemen toplumun vahşiliğine karşılık kadınlara yapılan cinsel imalı şakaları herhangi bir amerikan dizisinde bile görmek mümkündür. bu, yazarların tarzlarını tabii ki meşrulaştırmaz ama kadının metalaşma sürecini buna bağlarsak erkeğin, kanında serbest dolaşan androjen hormonu kaynaklı saniyeler içinde fanteziler dünyasına uçabilen yapısını tu kaka yaparız.
yani bir erkeğin ilk kalemde -bunu sesli dile getirebilir veya içinde tutar- kadınlara yüzeysel bakmamasını istemek safça bir istektir. cem yılmaz'ın dediği gibi: "erkeklerin zihinlerinden geçenleri okuyabilen bir alet icat edilseydi, kadınlar soyumuzu tüketirdi"
yine diyorum o yazarlara: fantezilerini sesli ifade etme hayvan, iç dünyamızı açığa çıkarıyorsun. kadınlar bizi naif zannetsinler. "ya da ben diğer erkekler gibi değilim ben kadında önce kafaya bakarım" dediğimizde inansınlar.