eskiden yani yıllar önce (liseye ve üniversiteye giderken) eğlenceli, zevkli olan ama şimdi pek tat alamadığım bir aktivitedir. belki yıllar sonra geri döndüm diye, belki de 27 yaşında olup işe güce karıştığım içindir ama 27 yaşından daha fazla yaşı olan ya da sözlüğe yıllar sonra dönen bir çok yazar vardır. hepsi benim gibi mi hissediyor bilmiyorum ama etkileşim azalmış gibi. bu satırları yazmak ile kişisel bilgisayarımda word kullanmak arasında bir fark göremiyorum. eskiden şu entry seri eksi almış, bunu beğenmişler, şu entry fava alınmış, şu yazar hep aynı şeyleri yazıyor, şu yazarın geleceği parlak gibi kendimce yorumlar yapardım. yazdıklarım dikkat çekerdi, ben yazdım diye değil burada aktif bir etkileşim vardı. şimdi başlıklara bakıyorum, beni çeken bir şey yok. denk gelen nadir başlıklara kendim bir şey yazıyorum, hareket yok. sorun bende mi sözlükte mi diye günlerdir bunu düşünüyorum. sanal bir evrim mi söz konusu? forumlar yerini sözlüğe, sözlükler de yerini sosyal medya uygulamalarına mi bıraktı? facebooktaki kapalı gruplarda yorum yapmak, paylaşım yapmak daha zevk veriyor. sözlüktekiler tanımadığım gibi o gruplardakileri de tanımıyorum ama tanışıyor kaynaşıyoruz. bir zamanlar burada da aynısı oluyordu. şimdi yok, olmuyor. bir bana mı olmuyor? iş yerinde sosyal medya uygulamaları hoş karşılanmadığı için sözlüğe geri dönmeyi tercih ettim. insanlar bayraklar beni karşılasın istemedim. zaten ben kimim ki? ama buradaki benliğim bir hiçliğe dönüşmüş gibi.
sözlükte kısmının bir ehemmiyeti var mı yok mu tartışabilirsiniz ama yazabiliyor olmamız bile bir şükretme sebebidir. yani duygu düşüncelerimizi yazabiliyor olduğumuz. tabii bunlar hep aynı çerçevede değil. yani kiminin dağarcığı düşük, kiminin yüksek. kimi başka konu yazıyor, kimi başka. beğeniyor, beğenmiyoruz ama yazmak iyi bir şey. sadece kendi perspektifimden baktığım vakit yazarken, kitap okuma alışkanlığım da ki veya yeterince az kitap okuma alışkanlığım da ki eksikleri gözlemleyebiliyorum. sözlük zaman öldürücü, asosyalleştirici deniyor ya hani. doğru, o anlayışı değiştiremeyiz belki evet ama size kattığı şeyleri gözlemleyebilince mutlu oluyor insan. bu sözlük özelinde değil. her şeyde böyle. hiç bir şey öğrenemem dediğiniz şeylerden bile gün geliyor, hatırınızda kalanın bilgi olduğunu anlayabiliyorsunuz. yine de her yerde fazla takılı kalmamakta fayda var tabii.
Sözlükte sıkılmak için yazmazsin sözlükte yazmak stres attırır ve üç beş bilgi edinirsin. Stresli olmadığın zamanlarda görmesin olur biter. bu iş böyle yani.
Son 1 haftadır beni yoran hede. Gerçekten moderatörler baksın "taslaklar" a epey şey ekledim de hepsi yarım. Artık bir şeyler rutine giriyor, sıkılıyor insan.
pek de marifet değildir ama insana iyi hissettirir. bağımlılık derecesine geldiği için bir kaç defa hesabımı sildim. bundan sonra dozunu kaçırmadan, günlük belirli bir limiti aşmadan ve ağırlığımı koruyarak yazmaya karar verdim. hiç yazmamaktan iyidir. uludağ sözlük'e bu imkanı verdiği için teşekkürler.
kitap okumayı,
günlük yazmayı,
sevdiceğe mektup yazmayı bırakan über neslin,
hepsini bir arada yapabildiği eylemdır.
sözlükte okur,
sözlüğü günlük gibi kullanır,
ben bu yazıyı sana yazdım diye klavyeyi ağlatır...
böyleyken böyle.
şahsi kanaatim tarih yazmaktır. yani geleceğe saati saatine kayıt bırakmaktır. ayrıca yok olma olasılığı yüksek olan kitabi bilgileri de ölümsüzleştirmektir. doğru yapıldığında çok büyük bir iştir sözlükte yazmak. mod: çok ciddiyim beyler.
çoğu kez sadece içini dökmek içindir. ne hakkında yazarsan yaz, yazmak rahatlatr.
bazen kendin olursun, bazen bir başkası...
sadece içinden geldiği gibi. kimse seni yargılamaz.
belki biraz fazla duygusal oldu ama yazmak büyülü bir şey.
hava gibi, su gibidir sözlükte yazmak. sanal dünya'nın ivmesi devam ederse; 5 yıl sonra herkes kendi köşesinden yazar, 10 yıl sonra herkes kendi televizyon'undan programını yapar.
hala tam kavrayamadığım durum. burada yazan birçok kişi için bu bir tutku halini almış ama ben bir türlü benimseyemiyorum. dahası yazacak bir şey de yokmuş gibi geliyor. sonradan gelip kendini saçma şirinliklerle sevdirmeye çalışan, gruba girmeye çalışan salak kızlar gibi hissediyorum kendimi. olmayacak sanırım...
yağmurlu bir havada pencere kenarında sözlükte yazmaktan güzel bir şey varsa, o da yağmurlu bir havada pencere kenarında sıcacık kahveni yudumlarken sözlükte yazmaktır.