neye göre kime göre? ortada çok iddialı bi istatistik var. sözlükte 22 bin yazar olduğunu göz önüne alırsak, bunun 10 bini bayan yazar olsun (değildir ama olsun) geriye kala 12 bin erkek yazarın kaçıyla görüştün, kaçının adalelerini inceleme fırsatı buldun, kaçının karizmatik olmadığı kanısına ne şekilde vardın? jüri kimlerden oluşuyor? sen bu esprili, karizmatik, yakışıklı adaleli erkeği hak etmek için ne yaptın diye sorarlar adama, haa victoria secret mankeni aday adayı isen o ayrı. bu güzel beyanneme sonrası kendinden emin erkeklerin sana olan müracatalarından hayırlı birşey çıkmış olmasını umarım. bende seni gıdığından öperem saygılar.
tüm genellemelerin yanlış olduğunu öğrenememiş bir bayan yazarın,
'evde kaldım ama bi sor niye kaldım, beni hakedecek erkek yok da ondan kaldım'
sendromudur. üzücü bi şekilde geçici olmayan bu hastalık menepoz döneminde şiddetlenerek kendinden 20 yaş genç erkeklere yönelerek 'jigololuk' mesleğinin devamına vesile olacaktır.
sözlükte esmer erkeğin çok olduğuna her türlü bahse varım. ama karizmatiklik ve yakışıklılık kavramı kadından kadına değiştiği için emin olamadığım tespittir.
yanlış tespittir. var hem de sanıldığından daha fazla ayrıca zeki ve espirililer de** asıl soru yakışıklı ve zeki erkeklerle güzel ve akıllı hatunların birleşiminden üstün bir tür mü yaratılmak istenmektedir. amacı açıklamak gerekir. güzelliğin bakan gözde olduğunu hatırlatarak bu anlayışı aşık veysel'e havale etmek gerekmektedir.
'güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa.'
GÜZELLiĞiN
Güzelliğin on para etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa.
Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başk'olmasa.
Güzel yüzün görülmezdi
Bu aşk bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi
Aşık ve maşuk olmasa.
Senden aldım bu feryadı
Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı Veysel adı
O sana aşık olmasa.