bugün daha iyi anlaşılan baskıdır. ırkçı, faşist damgası vurulmasını hazmedebilir bir insan. ancak hakaretlere dur demek gerekir. siyasi özgürlüklere karşılar. ırkçılık da olsa, faşizm de olsa, türkçülük de olsa siyasi özgürlüktür. ezilen halkımızın sesi olmamıza karşılar. türkiye'de türkler ezilen halk olmaya başladı. neyse işte moderasyonun bu baskılara dur demesi gereklidir. devlet bize sahip çıkmalıdır.
anayasanın 66.maddesi gereği türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür. laz, çerkez, arnavut, kürt veya diğer etnik kökenlerin kendilerini farklı bir milletmiş gibi öne atmaması gerekir. lakin yediğin, içtiğin, bayrağı altında nefes aldığın, tarihini okuduğun yer türkiye' dir.
(bkz: yapmayın gençler)
Gel de hatırlama meşhur fıkrayı
--spoiler--
Çarlık dönemi Rusyasında, genç bir Yahudi, Türklerle savaşa çağrılmıştır.
Gözü yaşlı annesi, tren istasyonunda onu uğurlarken, yalvarır: "Kendini çok fazla zorlama! Bir Türk öldür ve dinlen. Bir Türk öldür ve yine dinlen..."
Genç erkek, "Ama anne!" diye sözünü keser. "Ya eğer Türk beni öldürürse?"
Anne, tam bir şaşkınlık içinde, "Seni öldürürse mi?!" diye çığlık atar: "Ama niye? Ona ne yaptın ki?"
--spoiler--
Herif he3r tulu boku yesin, her turlu hakareti yapsın ırkçılığın nefret suçunun en nadide orneklerini sergilesin, sonra da bize baskı yapılıyo diye aglamasın mı? hakkaten bu kadarı bana bile fazla...
