toplumumuzun bir aynası olan uludağ sözlük'ün ayıbı olmakla beraber anlatacağım bu olaydan hepimizin dersler çıkarmasını rica ediyorum. ben türbanlı bir yazar olaraktan şahsıma ve bütün türbanlı arkadaşlarıma yapılan bu ahlaksızlığı ifşa etme görevini üstlenmek istiyorum..
sözlüğe üye olalı 1 yıla yakın zaman oluyor. 1 hafta önceye kadar hiç bir zirve organizasyonuna katılmamıştım. bazı çekincelerim ve tedirginliklerim vardı. kişisel olarak çekingen bir yapıya sahip olduğumdan karşılacağım insanlar bana nasıl davranır, nasıl bir ortam vardır, inançlarımı özgürce ifade edebilecek miyim diye kafamda soru işaretleri vardı..
Kuşadasındaki 24 ağustos 2010 hep beraber sadece muhabbet ediyoruz zirvesine katılmam için özelden bir mesaj aldım. kibarca reddetsemde bu teklifi gelen ısrarlı baskı sonucu gelirim ama çok duramam diye arkadaşlara söz verdim. tabi inançlarımın gereği alkolsüz bir organizasyon olacağına dair sözler aldım organizatör tarafından. hatta kendisi ramazan ayında herkes oruçluyken böyle bir terbiyesizliği yapmayacaklarına dair sözler verdiler.
gün geldiğinde şöyle bir 30 dakika durup ayrılmak üzere zirve organizasyonunun bulunduğu mekana gittim. içeride sadece 2 kız vardı. itiraf edeyim 15 erkeğin yanında sadece 2 kız olması beni tedirgin etti. kibarca aralarına gidip kendimi tanıttım. vay don kulot sen misin, çok güzel yazıların var takip ediyoruz seni tarzında onure edici ve gurur okşayıcı güzel iltifatlar almam ile ortama alışma süreci daha da zahmetsiz hale gelmişti. yaklaşık beş dakika üzerimden dönen muhabbetin ardından kendimi göstermeden bir köşeye çekildim.
köşeye çekildim ama muhabbet giderek bel altına ve cinselliği doğru ilerledi. olabilir dedim insanlar neler konuşmaktan zevk alıyorsa saygı duymak gerekir düşüncesiyle herhangi bir tepki vermedim. ama özellikle edilen küfürlerde gözümün içine bakılması, taktığım türbana hakaret ediliyormuşcasına iğneleyici sözler edilmesi beni oldukça kırmıştı. sarfedilen cümleleri yazma ihtiyacı duymuyorum...
asıl terbiyesizlik ilk gidilen mekandan kalkılarak sahil kenarına gidiyoruz bahanesiyle içkili bir ortama sokulmamdı. açık ve net söylüyorum, belkide ben olmasaydım oraya bile gidilmeyecekti. hatta organizatör mekana girilmesiyle arkamdan sinsice yaklaşıp sanki çok samimiymişçesine elini belimi atarak "nasıl mekan tam sana göre değil mi hahahahahaha" demesi beni bir kez daha kırmıştır. derhal mekanı terk etmeye hazırlanırken daha önce belirttiğim 2 bayan arkadaş beni zorla bir köşeye ottturması ve zirve bitene kadar orada beni tabir-i caiz ise tutsak etmeleri, gözlerimin içine baka baka günah kokan alkolletini almaları, o alkolden zil zurna sarhoş olup küfürler savurmaları, desteklediğim partiye ve inançlarıma hakaret etmeleri, hatta ve hatta içlerinden bir terbiyesizin telefonundan açtığı adaba uygun olmayan müstehcen içerikli video inancıma yapılan büyük bir saygısızlıktır.
tekrar açık ve net söylüyorum. bu yapılanlar tabiki şahsıma yapıldığı gibi kendi takdirimce daha ön planda türbana yapılan büyük bir saygısızlıktır. benim gibi türbanlı yazarlar mutlak vardır sözlükte, sayılarını bilmesemde bu yapılan bizlere karşı bir ötekileştirmedir. burdan kimsenin ismini ve rumuzunu verip çığırtkanlık yapma niyetinde değilim ama umarım benim gibi hassas bireyler varsa bu tarz zirvelere katılmadan önce umarım biraz daha seçici ve dikkatli olurlar.
türbanlı kişilere yapıldığı iddia edilen terbiyesizliklerdir. lakin şöyle bir şey vardır, "sen ve türbanın çok mu saygılısınız?" sorusunu cevapladınız mı? sanki herkese çok saygılısınız da, kalan insanlar yamuk...
