içindekileri, söylemek istediklerini, düşüncelerini yazdığın için gerçek hayatta sinirin pek kalmıyor. doktorlar bile der, içinizden gelenleri yazın, yırtın sonrasında o kağıdı sorun değil ama yeterki yazın, içinizi dökün kağıda. o misal sözlük iyi geliyor insanın içini dökmesine.
akildan yoksun insanlarda gorulen etkidir. simdi efendim bakiyorum yukarida yazilanlara, 6,7,8 hatta daha da genc nesile mensup yazar arkadaslar yazmislar da yazmislar. vay efendim ben tanim yapmadan duramiyorum, ah pasam ben is yerinde patronuma mail atarken bkz verecegim diye korkudan tir tir titriyorum, yok kuzum ben bilimum esnafla konusurken surekli baslik aciyorum ya da acar gibi yapiyorum ama kimse anlamiyor ve ben kendi kendime guluyorum ve herkes bana deliymisim gibi bakiyor, ama aslinda ben deli falan degil aksine super serin bir bireyim demeler falan. bunlarin haddi hesabi yok. kendinizi kandirmayin sayin sozluk kullanicilari. malligin alemi yok. gidin hayatinizi normal olarak yasayin.
edit: bak malin biri hemen eksiledi. eminim gercek hayatini etkiledi bu eksileme durumu ve o yuzden eksiledi. sana puanim 10 kanka.
Laptop varsa ondan yoksa telefondan sözlüğe girilir, çıkılmaz. Her yerde bu böyledir, sadece yalnızken ya da Evdeyken değil.
Konuşma şekli değişmiştir. Dedirten olay, rererö durumu, rererö erkeği/kadını tadında cümleler kurulur. Tanım yaparak konuşmak artık alışkanlık Haline gelmiştir zira.
Calistigim yerde bir adam var ismi harun. Harun abi diyoruz. Dedikce icimde bir kikirdama bi kifkif gulme istegi. Adamin suratina bakamiyorum o kivamdayim.
nerden başlayayım anlatmaya. benim konuşabileceğim kimse yoktur çevremde. asosyalliğin zirvesinde birisiyim. haliyle içimde çok kelime oluyor dışarı atılması gereken. sözlükle bir nebze bu ihtiyacımı gideriyorum.