Bana taburumu hatırlatan durumdur. Bizim taburda da çeşit çeşit insan vardı. Türkü, kürdü, lazı, komunisti, liberali, ateisti deisti, zamanında koyu müslüman olup ilahiyat bölümüne girdikten sonra agnostik olan ama bölüktekilerce "hoca" diye anılan abimiz, rengini belli etmeyen sinsi tipler, birtakım sosyal mecralarda üniversiteli kızlardan nude alıp cinsel organlarını atanlar (üstelik bu kişilerden biri evli barklı idi, birkaç ay önce bir entryde bahsetmiştim kendisinden), taşı sıksa suyunu çıkaracak bir abimizin aslında dokunsan ağlayacak birisi olması (bu abimizden de bahsetmiştim, nişanlısı yüzüğü atınca bana sarılıp ağlamıştı adamcağız normalde duygusuz ve sert biri imajı çizerdi. kedi gibi biri çıktı içinden, oldukça şaşırmıştım) gibi gibi. Bir de koğuşumuzda kafası kırık biri vardı. Gecenin 3'ünde uyandırırdı milleti. Bağırıp dururdu hiçbir şey yokken. Ha sözlük ha bizim tabur. Pek bir farkı yok. (Sözlükte kadın yazarların olması haricinde), evet.*