sözlükte entelektüel kişi sayısının az olması

    11.
  1. (bkz: neye göre kime göre)

    çok özür dileyerek şahsımı ve kendi şahsımda, birtakım nevi şahsına münhasır şahısları bu genellemenin dışında tutmayı, cümle betimlemelerden ve imgelemlerinin izdüşümlerinden uzakta tutmayı yeğlerim.
    darwin'in afiyet teorisinden yola çıkacak olursak, bu ve buna benzer genellemelerin, uzay boşluğunda bitimsiz bir çığlık olmaktan öteye gidemediğini rahatlıkla görebiliriz.

    öyle ki, entelektüel akım 17. yüzyılın başında, torinolu bir ressamın, hüznü anlattığı o meşhur 'tiriyalelli' tablosunda başlayıp, adeta everest'ten kopan bir çığ gibi büyüyüp cümle cihana yayılmış ve belirli bir saygınlığı hak eder olmuştur.

    buna rağmen halen bu entryi okuyup bir şeyler anlamaya çalışan güzel insanlar misali, hayatın anlamını çözme ve nir vanasını sola çevirip, çakrasını olabildiğince açma sevdalısı insanlar da hep olmuştur.

    son tahlilde, kendi imgeleminde otlayan yalnız öküz der ki; möö möö...
    5 ...
  2. 15.
  3. analitik düşünmek için sadece marx ve sokrates'ten söz etmenin gerekliliği içselleştirmiş entel ağzı. bak, entelektüel değil entel. bazen susmak istiyorum. fakat olmuyor. şu kategorizasyon hastalığı insanı kimi zaman çileden çıkartabiliyor. o değil de genel kültür seviyem şöyle böyle yorumlarını ego masturbasyonu şekliyle insanın kendisi mi ifadelemeli yoksa başkaları mı karar vermeli buna?
    futboldan konuşacağım şimdi lakin çokta analitik olacak. bırakalım bu tarz öngörülerin takıntılarını! bilinmeli ki zaten toplumlarda entelektüel sayısı her daim az olmuştur. fakat bizde son dönemlerde kendini entelektüel gösterme güdüsü almış yürümüştür. olduğun gibi olma ruhunu hiç bir zaman kaybetmemeli.
    bugün sokrates'ten değil arda turan'dan bahsetmek istiyorum. aaaa ne yüzeysel... ne ayıppp!
    edit:entellektüel ile entelektüel farkını ayırt edebilecek kadar entelektüel işte! yazımın başında yazayım ki, bildiğim anlaşılsın. vayy bee. neler de biliniyormuş! üfff bu kadar bilgiyle nasıl yaşanır? amma da biliyormuşsun dostum sen! korkulur sen ve senin gibilerden!
    zorunlu bir diğer edit: mütevazi değil dostum mütevazı. bilmen gerekiyordu bunu.yadırgadım.:)
    (bkz: özenti)
    5 ...
  4. 7.
  5. öncelikle entelektüelin kelime anlamı nedir ona bakalım. entelektüel, özetle belli bir birikime sahip olup bunları zekasıyla birlikte gerektiği yerde amacına ulaşmak için kullanan kişilere söylenen bir sözdür.

    birde kendini entelektüel sanan kesim vardır. lüks kafelere gidip, lezzetinden değil isminden dolayı ellerine aldıkları kahveyle beraber bir köşeye geçerler. tabi birde olmazsa olmazlarından olan gazete ya da dergileride vardır bu kişilerin. bazıları ekstra olarak gözlük, pipo falan da kullanır. neyse konumuza dönelim, şimdi bu arkadaşlar görünüş olarak tamamdırlar dışardan süzdüğünüzde vay be adama bak dedirtmelerine rağmen kafalarının içi bir o kadar boştur. bu boşluğun anlaşılmaması içinde çok konuşurlar, olmadıkları bir kişiliğe bürünmeye çalışırlar. sonrada etrafta kendileri gibi entelektüel görünümlü tenekeleri göremedikleri için hayıflanır bu şahıslar.
    4 ...
  6. 2.
  7. 13.
  8. sayı az ise sevinç kaynağı olan durumdur. benim varlığından bilen haberim yoktu.
    3 ...
  9. 10.
  10. bu bkz ikinci verişim. bakalım daha kaç yerde lazım olucak.

    (bkz: kendine guven ile ukalalik arasindaki ince cizgi)
    2 ...
  11. 6.
  12. Ben ne entelektüeller gördüm üzerinde elbisesi yok , ne elbiseler gördüm içinde entelektüel yok.insanların entelektüel olduğunu nerden bileceksin ? insanların alnında entelektüel mi yazıyor ki insanların entelektüel olduğunu bilesin ha!
    (bkz: mahsun kırmızıgül)- (bkz: yoruldum)
    3 ...
  13. 24.
  14. muzdarip olduğum durumlardandır. ben böyle olduğumu iddia etmiyorum. ama böyle olanlar çok olsaydı daha çok bilgilenirdim diye hayıflanıyorum.
    1 ...
  15. 14.
  16. altındaki entry kapsamında değerlendirildiğinde özünde (bkz: ah ben var ya ben) mesajı vermeye çalışan bir ifade.
    1 ...
  17. 1.
  18. hemen baştan belirteyim entellektüel değil entelektüel kişi sayısıdır. zaman zaman sözlük içerisinde benim gibi analitik düşünme yeteneği bir hayli fazla olan arkadaşlarla bu durum üzerinde tartışıyoruz, neler yapabiliriz diye brain storming yani beyin fırtınası yapıyoruz.

    sosyal yaşamımda her zaman çevrem tarafından aydın, bilgili hatta zaman zaman filozof sıfatını hak etmişimdir. olayları ne kadar farklı yönlerden irdeleyebildiğimi, çözümlemelerimin akıl sır erdilemeyecek derecede müthiş olduğu çoğu zaman kulağıma çıtlatılır. fazla böbürlenmeye seven biri değilim, mütevazi biriyimdir. kendimi asla diğer insanlardan üstün görmüyorum, sadece bilgi seviyem ve zeka kapasitem ile biraz daha ortalamanın üzerindeyim.

    genel kültür seviyem bir hayli yüksek. bunu bilim, teknik, genel kültür alanlarında kendimi geliştirmeye borçlu olduğumu düşünüyorum. sözlükte de ne yazık ki kendime yakın hissettiğim, entelliği ile benimle aynı kulvarda yarışacak birini göremiyorum ne yazık ki.

    geçen gün arkadaşlar ile güzide bir cafee shop'da takılıyoruz. böyle cool ve relax ortamlar her zaman ilgimi çekmiştir. zaman zaman ansiklopedimi alıp sessiz bir köşeye geçip caramel macchiato'mu yudumlamak benim için orgazm ile eş değer. neyse işte yine benim gibi entelektüel tayfadan arkadaşlarla ile bilim ve teknik konuları üzerinde sert bir tartışmaya giriştiğimiz üzere masamıza 4 kişi dahil oldu. bunlar entel arkadaşlarımın mahalleden arkadaşlarıymış. sohbet sırasında uludağ sözlük yazarı olduklarını öğrendim. isimlerini verip kendilerini rencide etmek istemem. böyle zavallı, böyle cahil, böyle analitik düşünceden uzak insanları daha önce görmedim. biz darwin'den konuşup diyalektik materyalizm'i irdelerken arkadaşlar beyoğlu'nun çok güzel olduğundan ve recep ivedik 3'ten konu açmak için çabalıyorlardı. kendilerine sokrates ve marx'tan güzel iki alıntı yapıp masamızdan defettim.

    akşam eve geldiğimde hemen uludağ sözlük'ün adresini browser'a büyük bir haz ile yazdım. fakat durum bir kez daha beni yıkmıştı. sol frame'de yine fenerbahçe, beyoğlu, inci sözlük gibi sıradan ve düşüncenin derinliklerine inemeyen kavramlar vardı. sayıları az bazı entelektüel uludağ sözlük yazarları ile bu konuyu paylaştım hemen. vardığımız sonuç sözlüğün bir an önce temizliğe gitmesidir. gereksiz, vasıfsız yazarlar uçurulmalı ve gerçek bilginin hazzını iliklerimize kadar hissetmeliyiz.
    13 ...
© 2025 uludağ sözlük