burası çok soğuk, fareyi tutan elimi yanağıma koyduğum zaman irkiliyorum. bildiğin soğuk yani. parmaklarım üşüyor, onlar neden üşüyor ? fareye tıkladığı için, peki niye tıklıyorum ? sol framede gezinip bişeyler okumak için. heeh işte, ince nokta burası, ben burda birşeyler okumak için üşüyorum arkadaş. sen elma başlığına " o biiiir meyve " yazasın diye üşümüyorum. insanları severim, insanları insan oldukları içn severim aslında. güzel çirkin, köylü kentli demeden en başta. sevgim giderek artar veya azalır, neyse orası benim problemim. konu şu, sizi seviyorum, en azından şuan burda olduğunuz için, okuyup yazdığınız, yararlı olmaya ve yararlanmaya çalıştığınız için seviyorum.
sizi sevmem umrunuzda olmayabilir, olursa bir problem var demektir zaten. problem yaratmaya, ortamı gerginleştirmeye gerek yok değil mi ? şimdi " lan sen ne istiyon " triplerine girdiniz biliyorum, söyliyim :
ben bu sözlükte dolu şeyler okumak istiyorum. okuyup araştırıp yazın, yazmadan önce mantıklıca düşünün istiyorum. sırf entry girmek için yazmayın nolur, üzülüyoum. işin içine tecrübeleriniz duygularınız girsin, melankolik de olun bilimsel de, ister fıkra yazın ister şarkı yeterki onu faklı bir güzellikle yazın. ben entryde öfkeyi, anıyı, adalet kavgasını, anılarınızı tatmak istiyorum. yani ;
hani elma demiştim ya en baştai o sadece bir meyve değil, cennetin yasak meyvesi. belkide sevgiliniz yerken yüzünü buruşturduğu kırmızı dairemsi.
ben okuduğum zaman doymak istiyorum arkadaş ! gözlerimi yorarken, kendime bişeyler katmak istiyorum, zevk almak istiyorum okurken.. yardım edin.
ayrıca entrylerin ve başlıkların öne sürdüğü fikirleri onları yazan kişiyle ilgili düşüncelerimizden bağımsız olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum, aynı sanatçıların eserlerini ideolojik görüşlerinden bağımsız olarak değerlendirmemiz gerektiği gibi.
sözlük girilen entrylerin kalitesini denetleyecek bir kontrol mekanizmasından yoksun. peki, bunun böyle olması gerektiğini, herkesin mümkün olduğunca özgürce yazabilmesi gerektiğini, her entrynin bombastik olamayacağını söylemekte-düşünmekte haklısın. böyle kalabalık bir ortamda ortalama kalitedeki entrylerin en fazla, çok çok iyi ve çok çok kötü entrylerin de en az rastlanan şeyler olması doğal olacaktır. bu durumda ortalama entrylerin ortalama tepkileri, çok çok iyi ve çok çok kötü entrylerin uç tepkileri temsil ettiği normal bir dağılım elde ederiz. gelgelelim bu başlığın açılması, açan kişinin entrylerin dağılımının normal olmadığını gözlemlemiş olmasından kaynaklanıyor. burada kimse "herkes harika yazsın" demiyor ki; bir şey yazan kişi, en azından kendisinden bir şey katsın, x filmine girilen beş yüz bilmem kaçıncı entry "güzel bir film" den ibaret olmasın, olmamalı diyor. bu fikri ortaya atanın elinde bir yaptırım gücü yok, tek sahip olduğu skindirik bi oylama butonu, dolu şeyler okumak istediğini, bir temennisini belirtiyor. hal böyleyken senin bağcıyı dövmeye kalkman neden? bir tanesi "birşey" in ayrı yazılması gerektiğini hatırlatan bir bakınız vermiş, gerçi silinmiş sanırım, peki güzel, haklı, bu başlığın amacına içerik olarak hizmet etmese de biçimsel olarak hizmet etmiş, ama amacın başlıktaki fikre bok atmak değilse ya özel mesajla düzeltirsin, ya da "yok canım özel mesajla çok kişiye ulaşamam, bu şekilde bir çok kişiye ulaşırım, bir çok kişi hatasını düzeltir" diye düşünüyorsan verdiğin "bakınız" ın içini doldurursun, neden ayrı yazıldığından, tdk imla kılavuzunun son revizyonundan sonra bir çok kelimenin doğru kullanımının değiştiğinden, bu şekilde değişen diğer kelimelerden falan bahsedersin, hakkaten bir şey yapmış olursun.
diğer yandan şöyle düşünerek karşı çıkanlar varsa, * "sözlükte dolu şeyler okumak istemek boş bir başlık, çünkü aksi zaten mümkün değil, boş şeyler okumak istiyorum diyen insan mı olur" gibi bir şey düşünüyorsan, şunu da düşünmen lazım; hiç bir insan çöplük gibi bir dünyada yaşamayı istemez, şimdi durum böyle diye "çöpleri çöp kutusuna atınız" yazısına da karşı mı çıkmak gerekir? belli ki istedikleri şeye ulaşmanın kendi çabalarına da bağlı olduğunu bilmeyen ya da görmezden gelen, kolaycı bir kitle var. birisinin onlara bunu hatırlatması neden gücüne gider? kimsenin yere çöp atmadığı bir ülkede zaten bu yazılar hiç olmaz, ama yazmak zorunda hissedilmişse ortada bir rahatsızlık var demektir.
belki de şöyle bir şey yüzünden veriliyor bu tepki,* birilerinin "aabi uludağ çok kalitesiz yeaa" diyerek ergen tribi yaptığını, kendisini geri kalanlardan ayırmak arzusuyla olayları tarafsız değerlendiremediğini düşünüyorsun, yapay bir kaliteliler-kalitesizler ayrımı yaratıp "kaliteliler" kısmına kontenjandan yerleşmeye çalıştığını varsayıyorsun. bir kere böyle bir yanlış anlaşılma olmaması için elinden geleni yapmış başlığı açan, hümanist bile olmuş düşün artık, ama yine de bu kişinin bu yazısında böyle bir amaçla hareket ederek hatalı bir tespitte bulunduğunu düşünüyorsan, 10 bin küsür üyesi olan sözlükte 500 kişiyi online görünce neden g.tler tavana vuruyo bununla ilgili bir açıklaman olması gerekir. var mı? yok. insanların beklediklerini bulamamış olabileceklerini hiç düşünüyor musun? yok. sen anca diyalog yaz 13-18 yaş grubu beğenisine hitap eden, sonuna da "çık dışarı" yaz, bir anda komik, şakacı ol. çok şey istenmiyor senden, onu yapacaksan bile ondan bundan aşırılma kalıpları kullanma, özgün ol yeter, yoksa kapasitesini aşması beklenmiyor kimseden.
hayır ortada böyle bir durum yokken sırf bu sözlüğe bok atmış olmak için böyle bir şey söyleniyor olsa, ilk karşı çıkacak olan ben olurum. ama ne yazık ki var böyle bir durum, sen de kafayı kumdan çıkar artık, kafa kumdayken arkayı kollamak zor olur, er kişiye yakışmaz.
-sözlükte dolu şeyler okumak istiyorum
+önce biraz dilbigisi çalışacağız, sonra kendi yazdıklarımıza bakacağız dolu mu diye, sonra yeniden ne istediğimizi soracağız kendimize, yazdıklarımızın yarısını sileceğiz, sonra tekrar dilbilgisi çalışacağız o zaman
-ama ben seviyorum sizi, sözlükte dolu şeyler olsun istiyorum
+bak hala.
gercekten insanin sozlukte harcadigi zamana acidigi zamanlar olmasi gerekenden cok fazla. insanlarin yazmaya olan ilgileri okumaya gelince sifir, eline ders kitabindan baska kitap almamis adamlarin, bir basliga daha once girilmis entryleri bile okumadan girdikleri entryleri okumak durumunda kalmak insani sıkıyor. sozluk denen seyin hem bir bilgi kaynagi hem de kisilerin olaylar-durumlar-nesneler-olgular-kisiler hakkindaki oznel algilarini yansitabilecegi, sonsuz bir data bankasi oldugunu unutuyor, buraya girdigi entrynin aslinda "hayatin kaydini tutmak" oldugundan bihaber insanlarin zirvalarini okumak zorunda kalmak gercekten insani basliktaki cumleyi caresizce soylemeye itiyor.
begenmiyorsan okuma, ya sev ya terket diyecek cucuk beyinliler;* ben bu sozluge en guzel 4 senemi gecirdigim universitemin adini tasiyan bir sozluge katilmak, oraya birseyler katmak, oradan birseyler almak ve boyle bir baslik acildiginda insanin aklina ilk gelenin eksisozluk olmamasini saglamak icin bir tugla da ben koyayim diye girdim. uludagli olsun ya da olmasin herkesten* uyesi olduklari bu platformun kalitesini yukseltmek icin cok sey yapmalarini beklemiyorum, ekle butonuna basmadan once "ben olsam bu entry hakkinda ne dusunurdum" ya da en azindan "bu entryyi girmekle ben hayata dair neyin kaydini tutuyorum" diye dusunmelerini bekliyorum. cunku ben de sözlükte dolu şeyler okumak istiyorum.
insaniyet namına tutuklayın beni komser bey, imla ve dilbilgisinin içine edeceğim biraz sonra ve ettim bile, tutuklayın beni komser bey. hayır durun çıkarın beni burdan, bu zabıtlardan kurtarın beni. olum imla mı terziniz o mu dikti sizi.