yine her zaman ki gibi iş hayatından sıkılmış acaba uludağ sözlükteki canım yazar arkadaşlarım ne yazıyor diye dolanırken sol frame denilen yerde gördüğüm bazı başlıklar dikkatimi çekti.
hemen birini tıkladım. yeni yazar olmuş bir yazar. bakayım dedim bir de ne göreyim bu adamın daha 20 entry'si var ve hepsi birbirinden berbat. ama nick altı bir sürü yazı ile dolu.
neyse dedim olur böyle şeyler bir sonrakine geçtim. aman allah'ım dedim yine aynı durum.
durduramadım sözlük kendimi. art arda geldiler. durmadan geldiler. bu başlıklar bir gözümden girip diğerinden çıktılar.
işte o zaman anladım ki mükemmel yazı yazmak değil mevzu. güzel tanımlar, hoş espriler, arkadaşça mesajlaşmalar değil mevzu. sadece ve sadece o hanım kızlarımızda bulunan ve bizlerde bulunmayan o enteresan alet.
neyse bunu okudun ya baya işsizsin kardeşim ama ben seni bu halinle seviyorum.
sonuç olarak anladım ki önemli olan yazmak değilmiş yazanmış.
sevgiler saygılar hürmetler.
edit: lütfen dişi olan yazarlar üzerine alınmasın burada hem cinslerim ile ilgili tepkimi dile getirdim.
Yok öyle dünya. Tabi var ama şöyle; popüler, eğlenme kafasındaki yazarları seviyorlar. Misal; (bkz: kim ki bu) severler bunu. (kafiyeli oldu dikkat ettiysen)
sözlüğe batan gemi muamelesi yapılıyor öyleyse, bağyanlar öncelikli yaklaşımı kendimizi titanic de hissettiriyor.
bu cinsiyet ayrımına oldum olası kıl olunmakta.
ama ben kadınım veya ama onlar kadın yaklaşımı yapanlara sormak lazım, onlar insan değil mi?
bilerek veya bilmeyerek pozitif ayrımcılık adı altında kadını toplumdan, ortak yaşamdan dışlıyorlar.
kadına ayrıcalık kadını ikinci sınıf vatandaş haline getiriyor, böyle bir algı oluşuyor ki; bu kadına değer verme, özel bir yere koymaktan çok kadını sosyal hayat içinden dışlamaya yol açıyor.
kadınlara özel plaj, kadınlara özel ulaşım aracı, kadınlara özel mekan, kadınlara özel iş-çalışma ortamı vs vs bunun altında yatanı veya bu durumun evrileceği nokta misogyny olduğunu, bilinç altına kadını insan olmaktan bile çıkaracak "ihtiyaç halinde kullanın" ya da "ihtiyaç halinde camı kırın" veya "yangında ilk kurtarılacak" dolabında saklanan, ihtiyaç halinde bakılacak köşeye atılmış evrak konumuna kadını soktuklarını göremiyorlar.
üstelik feminizm bunu tetikliyor.
kadınların en büyük düşmanı feminizm ve fundamentalizm. fundamentalist ile feminist biri aynı şekilde kadını öyle bir resmediyor ki; kadını bir vajina olarak resmetmekten ve insan olarak değil de klitoris olarak sunmaktan "insan değil, kadın" objesini algısını oluşturmaktan bıkmadılar mı?