yazarların çoğunun asker yolu beklediğini öğrendim allah herkese sabır versin...şafak saymak günlerin geçmesini beklemek gerçekten çok zor...onsuz günler geçmezken ayların geçmesini beklemek,önceden yollanan mesajları,mailleri sanki bugün gönderilmiş gibi tekrar tekrar bıkmadan okumak,her şarkıda ona dair bişeyler bulmak,her şarkının ikinizi anlattığını düşünmek gibi hayatınıza dair birçok şey bulmanız mümkün...askere gidene kadar herşey şaka gibi geliyor insana fakat gidince telefonunuz çalmayınca sesini duyamayınca,elini tutamayınca,kokusunu hissedip sarılamayınca işin ciddiyetini anlıyorsunuz ve biranda hayatınız altüst oluyor...işte o zaman başlıyorsunuz şafağın bitmesini dörtgözle beklemeye ama geçmek bilmiyor.bir gün sanki bir yıl gibi geliyor insana...allah kavuştursun...şafak 134
sesini duysamda yüzünü görmek gibi değil...özledigimi bil,hiçbir şey seni sevmek gibi değil...
askere giden sevdiceğin dönüşünü dört gözle bekleyenlerdir. Elleri kulakları sürekli telefonda, akılları sevdiklerinde, ne yedi, ne içti acaba, boğazları ağrıyordu düzeldi mi, hala neden aramadı, üşüyor mu gibi milyonlarca soru gün boyu kafalarını meşgul eder. Hasretlikle aran nasıl sorularına henüz problem yok diye cevap verilir geçilir. Ara sıra sözlüğe girilir, iki sene öncesinin mesajları okunur, hüzünlenir insan, feci özler. Böyledir işte.