dinle bozmuş dinsizler ve karıyla bozmuş yolsuzların bütün hünerini bu konularda birilerini mors etmeye vermesinden ileri gelen durumdur. sonunda isyan vardır:
sebebini çok fazla popüler kültür hayranlığına, maksimum ego tatmin çabasına ve normal olarak sınıflandırılan insanların aslında normal olmadığına bağladığım doğru ve yerinde tespittir.
ek olarak sıkılgan ruh halinin daha kolay baştan çıkabileceğini göz önünde bulundurursak, sıkılgan arkadaşlara tavsiyem hayat size sabırlı ve çizgiyi aşmadan yaşamayı öğretmeden önce bu yolu kendinizin tercih etmesi herkes için çok daha hayırlı olacaktır.
verilen ayarlardan haksızlık ettiğini düşünmeye başlamış yazar fikridir. sözlüğün kuruluş felsefesi eğer, sürekli aynı konularda geyik yapmaksa, hiçbir yenilik, hiçbir ilerleme, hiçbir evrim olmamasıysa, sadece liseli ergenlerin birbirini göt etme zihniyetinin tatminiyse, hay ben böyle felsefenin içine ediym!
muhabbet deyince aynı lafı bin kere söylemekten vazgemek anlaşılıyorsa da, haksızım sözlük, büyüksün!
sözlüğü chat ortamı sanan bir yazarın yaptığı tespittir. adı üstünde sözlük olan bir yerden ne muhabbeti beklenir ki? varsa bir bilgin veya yorumun paylaşırsın, yoksa da gider forumlara üye olursun.
sözlükteki laik-muhafazakar çatışmasından kaynaklanmaktadır. üstelik de kurulduğu dönemden bu yana. hiçkimse bildiği, üzerinde konuşmak, yazmak istediği, keyif aldığı konularla ilgilenmeye vakit bulamıyor karşısındaki grubun "tezlerini" çürütmeye çalışmaktan. oysa inançlar ve dünya görüşleri bu şekilde değiştirilemezler.
bu yapılan da olsa olsa ego tatminidir.
aslında aşağı yukarı diğer sözlüklerde de durum benzer. yani bu kadar çok konuşulmasa da oluşan bu havadan rahatsız olan güruh yok değil.
oysa örneğin çok eskilerden(2000 li yılların başında) ekşi sözlükte durum böyle değildi. hoş muhabbetler döner, biz de gece dörtlere, beşlere kadar(ki zaten en güzel muhabbetler bu saatlerde mi dönerdi ne?) izler keyif alırdık. kendi aramızda tartışırdık, birbirimize yollardır falan.
şimdi orası da buraya benzedi.
demek ki sözlüklerde siyaset konuşulması kısıtlanmalı ya da homojenleştirilmeli. eh, ikisi de mümkün olmadığına göre, keyif almaya çalışmalı, belki de en azından bu sistemin bir parçası olmamalı, daha az siyaset, futbol gibi şeyler hakkında yazmalı, daha çok düşünce yazıları, makale tarzı içeriklere yönelmeli.
aslında siyaset de gayet düzeyli, değerli tartışılabilen, değerlendirilebilen bir olgu.
ama bu şekilde değil. burada özellikle birkaç yazar- ki hem laik hem muhafazakar kesimden- "ben kendi doğrularımı, bildiklerimi yazayım, gerisi hiç önemli değil" diyor.
ve aynı yazarlar emin olun düşüncelerini yazdıktan sonra şööyle geriye yaslanıp bir güzel seyrediyor.
bakıyorsun adama, saygı duymak istiyorsun ama yok. daha bir ay önce girdiği entry ile çelişiyor. ideolojik backgroundu o kadar zayıf ki, karşısında üretilen tezlere bir anti-tez üretemiyor. sadece taassup derecesinde ve son derece bağnaz bir siyasi anlayışla hareket ediyor ve aşağı yukarı yazdığı her yazıda kendisini belli ediyor.
evet, siz onlara troll diyorsunuz sanırım. ben ise cühela.
sözlük tutsun gelen giren çok olsun diye yönetim tarafından yapılan uygulamadır. şöyle diyelim; ilk nesil yazarlar değişik nedenlerden sözlüğe devamlılığı sağlayamıyor ve ayrılıyorlar bu gayet normal. sözlüğün nüfusu düştükçe yeni nesil alımı yapılıyor. ve tabii ki sözlüğün bir gelir kapısı olduğunu düşünürsek reklam da alınıyor ohh mis. o reklamı daha çok kişiye gösterebilmek için sözlüğe çok adam çekmek lazım. hatta entry yazdırmak lazım. sonuç itibariyle görüyoruz ki önüne geleni sözlüğe doldur boş gözükmesin, sikko başlıklar açalım da eski duruşlu, kaliteli yazarları da çileden çıkartıp o başlığa entry girdirtiriz belki ordan da 3-5 kuruş gelir mantığı uygulanmaktadır. yoksa sözlüğün kalitesi bilmemnesi yöneticinin hiçbir tarafında* değildir. sözlüğün prensibine gelince de;