Akla gelebilecek her konu her çeşit insan tarafından işleniyor.
Böylece, Ortadoğu uzmanı kasaplar.
nükleer fizikten anlayan soğuk demirciler.
Çin yemeği tarif eden muhasebeciler.
dünyanın düz olduğuna %100 emin olan bakkallar.
Bizde de var...
Bu iletişim devrimi, bütün ruh hastalarına da gün doğurdu. Bazı sözlükler, psikopat çöplüğüne döndüler.
Kimliğini gizleyip "rumuzla" yazınca saçmalamak çok daha rahat ve kolay, üstelik oturduğun yerden "iki tıkla" ruhunun bütün pisliklerini dökebilirsin... Mektup yazıp zarfa koymak yok, pul yapıştırmak yok, kalkıp postaneye gitmek yok, üstelik masraf da yok.
Mağdur olanın seninle uğraşması da çok zor, ya üşenir ya tenezzül etmez... At çamuru, nasıl olsa "sanal bir iz" kalır.
"Telefon sapığı" gibi, "sözlük sapıkları" bile türedi.
mesela ben, hem Yahudi hem Ermeni asıllı, hem vatan haini, hem de eşcinsel olduğumu bu şekilde öğrendim!
Bunlar yeterli değilmiş gibi namussuz, şerefsiz, satılmış, yandaş olduğumu öğrenmeme de bu sözlüğün epey katkısı oldu!
Boğaziçi'ne nazır bir köşkte oturduğumu, küçükken de olmayan ağabeyimin ayakkabılarını giyerek okula gittiğimi falan hep bu sapıklardan öğrendim.
dildo koleksiyonum bile varmış. babam yokmuş, piç olmamın yanı sıra annem eskortluk yapıyormuş.
Zamanla, hani şu "maktulkatil ilişkisi" gibi, ruh hastaları ile aramızda bir tür "empati" de oluşmadı değil...
Bu yorumcu kisvesi altında hezeyan kusanların bazı ortak özellikleri var: Doğru düzgün cümle kurmayı bilmiyorlar, eğitim düzeyleri epey düşük, fikir yerine de sağdan soldan duyulmuş "önyargı kırıntılarını" döküyorlar ekrana...
Fakat onları ölüm tehlikesi de bekliyormuş (yok, ben kendim kesecek değilim.)
Amerika'da, sürekli klavye başında oturup ona buna laf yetiştirmekten iki kişi ölmüş. Ayrıca kilo kaybı ya da aşırı kilo alma, uyku bozukluğu, yorgunluk ve sinir krizi, bu "internet çocuklarını" bekleyen hastalıklar.