şöyle ki; siz kendi köşenizden kimseye çatmadan, bulaşmadan, hırlaşmadan içinizden geldiği gibi, o günkü ruh halinize göre entryler döşersiniz. sonra bir gün bir ahlak timsali, içine rahibe teresa kaçmış, aile terbiyesi almamış biri yok sen niye entrylerinde penis kullanıyorsun, çok mu seviyorsun, bu tarz konuşmaların kadınları aşağıladığını bilmiyor musun tarzı ahlak profesörü kesiliverir başına ki onun yazılarına baktığında aynı tarzı kullandığını görmek mümkündür. ama rahibe teresamız takmıştır sana bir kere. onun hayallerinde sen o penisten bu penise atlayan biri ağzında biri bilmem nerende tarzı birisindir. kendini ifade edersin, benle uğraşma get başımdan dersin, sinirlenmene rağmen nezaketini korumaya gayret gösterirsin, birkaç gün uğraşır senle gerek nickaltın, gerek entrylerinde hatta hatta kendi nickaltında bile sizinle uğraşmaya, hatta hakaretlerine devam eder. bu aile terbiyesinden nemalanmamış insanı engellemekte bulursun çareyi. bu sefer de yok özür dilememe mani oldun diye dellendiğini öğrenirsin iş arkadaşından. sen mahkemeye verse hakedeceği kadar birini rencide et bir de özürle seni rahatlatma serbestisi vermesini iste he? sıkıyönetim komutanı sanırsın kendisini ama baba gölgesinde büyüyen bir çiçektir kendisi.
özetle, kendi ayakları üzerinde durmaktan acizlerin haksız saldırısına maruz kalmak, aynı seviyeye inmemek için çabalamak, sinirlenmenize engel değil sebep olur.
ne de olsa ham mevya mideye dokunur abicim. hadsiz ve terbiyesizsen söylenene de eyvallah demesini bileceksin. ben bu boku yedim başımın ağrıması da normal diyeceksin.
ne güzel söylemiş sanatçımız "kendim ettim kendim buldum" diye, bir özeleştiri yapmak gerek. hayatta her zaman baba gölgesi olmaz unutmamak gerek...kimsenin kimseye ne hakaret etme ne de asabını bozma hakkı vardır. bunu bile bile yapan iyi aile evladıdır!