ilk olarak yavaş ve nazik bir hareketle uludagsozluk.com yazarsın, o pürüssüz ve tertemiz klavyeyi ufak dokunuşlarla tahrik etmişsindir zaten, yavaş yavaşyazar ol bütonuna doğru mauseyi sürüklersin, o sürüklenme sanki yüksek bir yerden suya atlamanın heyecenı vermeli, sürüklenmenin etkisi ile açılan şifre bölümüne olabildiğince yavaş ve ağır hareketlerlenickini ve şifreni girersin, eğer acele etmek istemiyor ve keyif yeni başladı diyorsan ben tuşuna basmadan önce ön sevişmeolarak sol frameden orgazm için en uygun entry i secersin, yavaş yavaş hareketlerin hızlanmaya başlar, entryleri küçük öpücüklertarzında hızlı hızlı okumaya başlarsın, işte vakti gelmiştir, başlığa entry yazacak sın artık, klavyeyi o kadar hızlı kullanmalısınki, klavye çığlık sesi gibi ses çıkarmalıdır, ekleye iki kere basacaksındır, ilk bastığında sayfa açılacak, ikinci bastığındaentry eklenecektir, muhteşem olan an ise ben tuşuna bastığında entry iyi oylanmış ise tebrik ederiz, orgazmın doruğundasınızdır.
açıkçası tanımı içgüdüsel bağlamda freudvari yaklaşımlara gebe. evet nedense sevişmek deyince akıllar hep bacak arasına odaklanır. zevk almadan sevişmek diye bir şey olabilir mi misal. elbette yok öyle bir şey. sevişmek sevgi ile yapılandır dolayısıyla zevk alınır ve haz duyulur. neyse uzatmayalım sözcüklere aşık olan bünyenin bunu sözlüğe nakşetmesidir kısaca. muhtelif sözlüklerde yazar olanlara "sözlüklerle sevişmek" eylemi yakıştırılmalı mı peki?
klavyedeki her çukuru hissederek dokunursun. rastgele tuşuna basarak başlık seçersin. seçtiğin başlığa entryni döşersin. bir ileri bir geri giden ellerin parmaklarınla birleşir o klavye. sonra ekleye basarsın. boşalırsın. quiz'e girer bir iki soru çözersin. zirvelere bakarsın ve en sonunda tekrar bir başlık seçip, internet üzerinden orgazm olma çalışmalarına devam edersin. inlersin o yazıları yazarken inlersin.