sözlük yazarının yazmak istedikleri

entry22 galeri1
    1.
  1. moderasyonun engeline takılması ihtimal olan cümleler.
    1 ...
  2. 2.
  3. bir sayfa dolusu küfür doldurmak gibi ağzına geleni söylemek gibi şeyler ister.
    1 ...
  4. 3.
  5. yazarların içinden geçenlerdir ama bazen yazmaları engellenir.
    2 ...
  6. 4.
  7. 30 yaşına gelmeden kitap yazasım var.
    0 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. anlatmak her şeyi, herkesi... sanki kimse okumayacakmış gibi; aslında herkesin okuyacağını bilirken.
    1 ...
  11. 7.
  12. mutluluğun formülünü yazmak isterim.
    küresel barış felan denir ya hani, ütopik bir şey işte onun formülünü.
    insanlığın kardeş olduğu, kardeşçe yaşadığı bir destan yazmak isterim.
    aşkı, sevgiyi yazmak isterim.
    sonsuzluk denen şeyi yazmak isterim.
    söylenmiş her bir sözü, yazılmış her bir satırı yeni baştan yazmak isterim.
    dedemin son nefesini verirken söylemek isteyipde söyleyemediklerini yazmak isterim.
    her bir karıncanın dile geldiğinde söyleyeceklerini...
    börtü, böceğin konuştuğu dili, ezgiyi yazmak isterim.
    kainatın senfonisini yazmak isterim.
    ölümün ötesini...
    tanrının bana söyletebileceği her şeyi.
    seni yazmak isterim.
    hatta onu.
    ve hatta beni.
    1 ...
  13. 8.
  14. valla aslına bakılırsa şöyle güzel sürükleyici bir polisiye roman yazmak istiyorum aslında. *
    1 ...
  15. 9.
  16. gezdiğim gördüğüm yerleri bu sırada karşılaştığım olayları ve yaşadığım deneyimleri ele alacağım bir seyehat-name.
    1 ...
  17. 10.
  18. hayat hikayemi yazmak istiyorum ilerde. onun öncesinde kendimi gelistirmeyi ve dilde daha iyi olmayi hedefliyorum. bunlari yapabilirsem nirvanaya ulasabilirim. *
    1 ...
  19. 11.
  20. içimdeki uktedir, ufak bir blogum hiç olmadı * . olsaydı, karşılaştığım tuhaflıkları burası yerine oraya yazardım. misal:
    havaalanında hangi freeshop manyağı bu şarkıyı açar, onca tereddütle sevdiklerinden ayrılan insanları ağlatır?

    1 ...
  21. 12.
  22. herkesin okuduğu zaman kendini bulduğu bir roman, şiir,hikaye,tiyatro, vs yazmak isterdim.
    1 ...
  23. 13.
  24. mesela içimden şu anda geçenleri. dua ediyorum her gece allah'ım beni yanına al diye, ama yok... artık ne varsa bu yaşamakta, yaşıyorum işte. bak ben o kadar mütedeyyin bir adam değilim sözlük, he mürekkep yaladık zamanında hafiften, yani bilenlerdenim ama amel etmeyenlerdenim. şimdi içimde zerre allah korkusu olmasa, silah hemen başucumda, korkuyorsam adam değilim sözlük, ölmekten korkan hayatın kendisi gibi olsun, yani lanet olsun... ama allah'ın verdiğini kendi elimle almaya gitmiyor elim, gitmiyor işte...

    dua et be sözlük, dua edin ey dostlar, abazalar, ibneler, şeriatçılar, sekülerler, dindarlar, ateistler... alayınız dua edin bana olur mu. bari siz anlayın beni, sizleri görmediğimden cesurum bunları isterken, çünkü etrafımda beni suçlayarak bakan gözler var hep. belkide ahı tuttu orospunun birtanesinin; sanıyorum 14 şubat 2008 yılıydı, üsküdar fethipaşa korusuydu ah aldığım yer. tam giriş kapısında sarıldı boynuma, gitme dedi, bari bugün gitme dedi, elalem 14 şubatı fırsat bilip yiğişirken ücralarda, ben yalvarıyordum ayrılalım diye...

    son gitmeden bir sarılışı vardı sözlük, imana gelirdin, belki dile gelirdin, sen girerdin bize entryleri o zaman. bir koklayışı vardı ki aklınız durur dostlar, sanki idama giden bir annenin evladını koklaması misali öylesine çekmişti beni içine.

    evet ağlıyorum şu anda elimde değil be sözlük değil işte, ben kaybettim onu, mutlu olsun diye bırakıp gittim üstelik, hani piçliğimden ya da burcum yay olduğundan değil, sonra sikerler burcu murcu alayı palavra amınakoyım.

    gitmeden ne dedi biliyor musun bana;

    --spoiler--
    dilerim allah'tan adımı anmadan verme son nefesini
    --spoiler--

    bak ne ölebiliyorum şimdi ne de yaşıyorum, ne de silip atabiliyorum onu yüreğimden, sağa sola koşuyorum onu unutmak için, bulduğum her amı sikiyorum, efendi uslu kızlarla takılıyorum bazen, evlenilecek olanını seçiyorum kavun ayıklar gibi. bir selamına köpek oluyorum bazılarının üstelik, alayının amınakoyım bundan sonra be sözlük. alayının...

    hani ben bu yazıyı sana yazdım muhabbeti var ya, defalarca yazdım orada, onunla olan hayallerimi yazdım, olmayacak dualarımı, amin demek için yazdım, üzüleceğimi bile bile... şimdi o başkasının sözlük, üstelikte hamileymiş, allah tamamını erdirsin sözüm yok, mutlu olsun, ona da diyeceğim yok, pişmanım be sözlük, köpekler gibi pişmanım.

    evet ağlıyorum lan hemde hıçkıra hıçkıra ağlıyorum, kapıda çalıyor açmıyorum, üst kattaki azgın kaltak geldi sikişesi var anlaşılan, sikmiyeceğim lan bu akşam, sabaha dek içicem bu gece ve ağlıyacağım... fotoğraflar önümde, herşey önümde... aldığı çakmak, kol düğmeleri, tütün tablası, hepsi önümde... onlara bakıp ağlıyacağım be sözlük.

    ama duanızı esirgemeyin dostlar, ne olur...

    edit: imlada hata varsa takılmayın, bu sefer sözlükten olsun, editlemeyeceğim yazıyı bir daha. hadi herkese iyi geceler.
    1 ...
  25. 13.
  26. part 4 -zaman kavramı üzerine bir iki cümle-

    zaman inanılmaz bir şey. "şey" evet şey, çünkü bunun kanıtlanması mümkün değil. benim büyüyor olmam zamanın varlığını ispat etmez bana. dünya tek bir günden ibaret. çünkü dün dediğimiz şey öldü. şu an "dün" ölü değil mi? kesinlikle öyle. yarına bakacak olursak, o da doğmadı daha. yarın olsa bile adı yarın olmaz, "bugün" olur. dün öldüğüne göre ve yarın doğmadığına göre hep bugünde yaşıyoruz.
    bizi kim tutsak etti ki yerle göğün arasına. dünya, dünya inanılmaz bir yer. kimse düşünmüyor bunu.

    hala geçmişte yaşayan insanlar için der ki; terketmek istemediğin hayat şimdiki hayat değil, eski hayat ve o hayat çoktan öldü. hayır ölmedi. ben öldürmedikten sonra o ölmez ki. o kendi kafasının içinde öldürmüş olabilir, ama ben öldürmedim. ben ölünce o da ölecek. geçmişte yaşamak güzeldir. şimdiki zaman güzel bir zaman değil. daha önce bunun nedenini sorgulamamıştım. geçmişte neler yaşadığımı ayrıntılı olarak hatırlayamadığım için geçmişi yaşanmamış sayıp o günleri özlediğim için geçmişte yaşıyor olabilirim. ben iyi bir hafızaya sahip değilim. bugüne kıyasla, geçmişte yaşadıklarım beni daha az acıttığı için o günleri daha çok sevip orda yaşıyor olabilirim. belki beni oraya bağımlı yapan ayrıntı odur. geçmişteyken hiçbir şeyin farkında olmadan sorumsuzca yaşadığım için de oraya bağımlı olabilirim. belki de geleceği öldürdüğüm için geçmişe bağımlıyım. evet, bunun üzerinde daha önce hiç durmamıştım. sanırım geleceğe sırtım dönük olarak ilerlediğim için geçmişte yaşıyorum. belki de sadece geçmişi sevdiğim için geçmişte yaşıyorum. üstümüzde kaç zaman var? bizi kaç zaman ezdi? zaman sayılabilir mi? zaman birimi nedir? an mı? şu an bir insan öldüğüne yemin edebilirim. şu an bir insan doğduğuna yemin edebilirim. az önce ölen o insanın zamanı bitti. az önce doğan o insanın zamanı yeni başlıyor. sadece onların zamanı, bizim değil. kendi zamanlarını kendileri tanımlayacaklar.

    gerçekten dünya inanılmaz bir yer. 10 saniye sonrasını merak ediyorum ama 1 saniye sonrasını bile göremiyorum. bu inanılmaz bir düzen. zaman sansürlü. söyle bana, 10 gün sonrasını görmek için neler feda etmezdin? feda edebileceğim her şeyi feda edebileceğime emin olabilirsin.
    her şeyin bir zamanı vardır öyle değil mi? o şeylerin zamanı nasıl başlıyor çok merak ediyorum. kim tetikliyor onu? bir deprem, gerçekleşmeden önce zamanını bekliyor mudur acaba? tabiki bekliyor, çünkü o da ayarlı. şartlar oluştuğu vakit gerçekleşme anı devreye girer. peki o şartlar nasıl şekilleniyor?

    kesinlikle dünya inanılmaz bir yer.
    4 ...
  27. 14.
  28. adam akıllı bir kıza yazmak istiyorum.
    1 ...
  29. 15.
  30. part 7 -ölüm üzerine-

    bu en gerçekten daha gerçek. en sert gerçekten daha sert. ölümün karşısına geçen her şey soluyor. hayatımda en merak ettiğim duygu, ölüm duygusu. ölmek nasıl bir durum acaba. ruh nasıl çıkar. nasıldan çok, çıkarken ne şekilde acıtır insanı. bir insan bir insanı nasıl öldürebilir, yemin ederim ki aklım almıyor. nefes almak ne kadar değerli kimse bunun farkında değil. başkasının nefes almasını engelleyen bir insan ne yaptığının farkında mı acaba. bazen karşımda duran bu ekrana küçük bir sinek konuyor. sinek bile sayılmaz, sinekten daha küçük. sonra parmağımı onun üzerinde gezdiriyorum. sonra tüylerim diken diken oluyor. parmağımı bastırsam o ölecek. dünyayla bağlantısı kesilecek ve bir daha nefes alamayacak. bu inanılmaz bir şey. sonra düşünüyorum, o sineğin kaderi benim elimde mi acaba. ben kimim ki, neyim ki ben. ben hangi yetkiyle can alabiliyorum? ben bok parçası bile değilim. ben hiçim. bunu düşünürken aklıma insan öldüren insanlar geliyor. gözlerim büyüyor sonra. sen nasıl o kanı yere dökebilirsin ki? kimsin sen? sen onun nefes almasını nasıl engelleyebilirsin? her insan bir umut demek, bir hayal demek. sen onları yok edemezsin ki. edebilirsin, ama etmemelisin.

    toprağa gömülmek nasıl bir duygu acaba. peki ya geride kalanlar? giden mi yoksa kalan mı daha fazla acı çeker? ama kalanlar acı çekseler bile onlar da gidecek bir gün. son insan ölene dek böyle devam edecek bu. ölümü kimse durduramaz. ama bir gün gelecek, ölüm de ölecek. yarın öleceğimi bilsem ne yapardım acaba. sona doğru koşmak, bu inanılmaz bir duygu. kimse tarif edemez bunu. ama gün gelecek, her canlı ölümü tadacak. bir yapraktan bir insana kadar her canlı. allah güzel bir ölüm nasip etsin bize.
    1 ...
  31. 16.
  32. (bkz: hikaye)

    sonu hariç her şeyi kafamda. arada karakterleri görüyorum öyle geziyolar.
    0 ...
  33. 17.
  34. part 8 -öfke ve merhamet dengesi-

    ben insanlığımı kaybetmedim henüz. vicdanım en değerli hazinemdir. bundan dolayıdır ki, merhamet duygusu benim en temel yapı taşlarımdan biridir. aşırı merhamet bende öfkenin tetiklenmesine sebep oluyor. yani bu duygulardan biri en tepedeyse diğeri en alttadır. eğer öfkeliysem, güzelliğe dair ne varsa yırtar atarım. ama sadece o öfke süresince gerçekleştiririm bunu. çünkü bilirim, o yol iyi bir yol değil. öfke hiçbir şey kazandırmadı bana. tam aksine, hep pişmanlık getirdi.

    mesela eğer penceremden aşağı baktığım zaman, karşıdaki sokakta 3-4 tane çocuk bir kediyi ya da bir köpek yavrusunu bir köşeye sıkıştırıp rahatsız ediyorlarsa giderim onların kafalarını duvara geçiririm. vururum, vururum, vururum, yüzleri kan gölüne dönene kadar vururum. çünkü içimdeki merhamet ve sevgi duygusu bunu gerektiriyor. bu durumun tanımlamasını kimseye yapamam. çok denedim, anlamıyor kimse. o çocukları dövdükten sonra gider onlardan özür dilerim. çünkü o zaman başka bir merhamet duygusu giriyor devreye. çünkü o eylemi gerçekleştirdikten sonra o çocuklara acıyorum ve pişman oluyorum. pişman olacağımı bile bile yapıyorum onu. çünkü onlara şiddet uygulamazsam kendimi rahatsız hissederim ve rahat uyuyamam. bu durum başıma binlerce kez geldi. bunu yaptığım zaman herkes aptal gibi suratıma bakıyor.

    insanların kalbine şiddet yoluyla sevgi duygusu sokmaya çalışan tek kişi benim sanırım. ama onlar kötü insanlar olmasaydı ben de kötüleşmezdim zaten. ben onlar kötü olduğu için kötüleşiyorum. yoksa ben şiddetten yana değilim. ama yeri gelince şiddet kullanmaktan da çekinmem. kullanmaktan çekinmem derken, sevgi ve merhametin yok edildiği bir alanda kullanmaktan çekinmem. yoksa durup dururken kimsenin tavuğuna kışt demem.

    sevgi güzeldir. bu insanlar neden pislikleşiyorlar bi türlü anlayamıyorum. nasıl kalpleri var bunların. bunlar insanlıktan nasibini almamış mahluklardır. işte bu tür pislikler yüzünden ağzım dilim kirlendi. eskiden hiç küfür etmezdim. ama son 5-6 yıldır çok küfür ettiğimi fark ettim. çünkü onlar beni kızdırıyorlar. onlar öfkemi tetikliyorlar. sonra öfkem dilime vuruyor. bütün bunların sebebi onların birer pislik olması, merhamet duygusundan yoksun olmaları.

    sevgi güzeldir. sesini ve saçını çok seviyorum pixi.
    http://ulu.li/uc3k5z
    1 ...
  35. 18.
  36. herşeyi nasıl çok fazla kafama taktığımı, kendimi düşüncelerimle sıkıp bunalttığımı, gereksiz birçok şeyin kafamda dönüp dolaşıp beynimi kemirdiğini yazmak isterdim. tuğla gibi bir kalınlıkta hemde... ama eminim kimse okumazdı ve herkes sıkılırdı. hoş kendim bile bu halimden fazlasıyla sıkılıyorum ya...
    0 ...
  37. 19.
  38. 20.
  39. kendimle konuştuğum kadar kimseyle konuşmadım bugüne kadar. şu anda da farklı bi şey yapmıyorum. annem bile aklımı kaybettiğimi düşünüyor. çünkü bunu kendisi söylüyor. düşünebiliyor musun, öz annem bile deli olduğumu düşünüyor. ama ben deli değilim ki. gerçi deli olsaydım bile bunun farkında olmazdım. belki de olurdum. bir hayvan, hayvan olduğunu biliyor mu acaba. benimkisi de o mesele.

    ama elbette bunun belli başlı nedenleri vardır. fakat nedenleri tespit etmek bu durumu sonlandırmaz. nedenleri bilmek bu akışı durdurmaz. geçmişsiz bir gelecek olabilir, ama geleceksiz bir geçmiş olamaz. zaten gelecek onu ezdiği için geçmiş adını aldı o zaman dilimi. benim durumum da bundan ibaret.

    çok fazla şey düşünüyorum, anlatabiliyor muyum. bazı zamanlar yolda yürürken kontrolümü kaybediyorum düşünmekten. bazen hangi adımı atacağımı bilemiyorum ve aniden duruyorum. bu zor bir süreç. geleceği görememek beni deli ediyor. beklemek beni öfkelendiriyor. öfkelendiğim zaman küfrediyorum. küfrettiğim zaman kendimden nefret ediyorum. geleceği düşünmek beni bunalıma sokuyor. bunu sen de bilirsin. herhangi bir duvar yok yaslanabileceğim. bu sinirlerimi bozuyor. bu beni deli ediyor.

    devamlı bulutlara bakıyorum. sonra keşkeler işgal ediyor dilimi. sonra tekrar küfrediyorum. sonra bir şarkı dinliyorum ve siktir ediyorum her şeyi. bu beni rahatlatıyor. şarkı bitince tekrar bunalıma giriyorum.
    2 ...
  40. 21.
  41. adalet istiyorum. Neden insanlar eşit değil? Neden hayatımızı biz seçemiyoruz? Neden yanımda olması gereken insanları ben seçemiyorum? Neden yüzümü boyumu ben seçemiyorum ya da benim seçmediğim şeylerle yıllarca yaşıyorum? Neden inanmak zorundayım sözlük?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük