sözlük yazarlarının yazacakları konuda kurgulama, düzenleme ve yayınlama konusunda vakitlerinin sınırlı olmasına bağlı olarak ortaya çıkmış tespittir. bir gazetede köşe yazarlığı yapan bir adamın yazacağı yazıya ayıracak koca bir günü vardır, yazacağı konu ile gündemi takip edebilecek vakti de vardır. ama sözlük yazarlarının çoğu iş, güç sahibi olduğundan veya öğrenci olduğundan yazmak için kısıtlı bir zamanları vardır ellerinde. atıyorum sol frame'de bir başlık gördü yazarımız ve o konuda bir şeyler yazacak... orada yazılan yazılara göz gezdiriyor(vakti varsa okuyor bayağı bayağı) kafasında bir kurgulama ve düzenleme yapıyor ve başlıyor yazmaya... bunu yapmak kolay iş midir? ama fark da buradaki zorlukta zaten!
bu yüzdendir belki de sözlükteki bir çok yazara "boş" denilmesi... veya bu yüzdendir belli kalıplara bağlı kalınması çoğu yazar tarafından. gündemdeki bir konu ile ilgili bir yazarımız kendi fikirleri doğrultusunda bir yazı ele alıyor ve kendi savını aktarıyor yazısında bizlere... bir diğer yazar geliyor ve bu savın altına bir bakınız veriyor; "hadi ordan sexy" evet bu bakıldığında komik gelebiliyor, cuk oturmuş olabiliyor çoğu zaman... ama ne katıyor? hem eleştirene, hem eleştirilene ne katabiliyor bu tek cümlelik bakınız?
işte tüm bunlara dayanarak diyebiliriz ki sözlük ortamlarında bir şeyler yazabilmek için geniş bir bakış açısı ve yaratıcılık olmaz ise olmazdır...
günden güne çoğalan sözlük ortamlarının ve buna paralel olarak artmakta olan yazar nüfusunun dikkatinden kaçmaması gereken durumdur. aksi takdirde belli, başlı konuların dışına çıkılamadığı gibi; bu belli, başlı konulara da sürekli aynı kalıplarda bir şeyler karalayan yazar(karalayıcı da denilebilir) oranı da genel nüfus içerisinde artış gösterecektir.
ne demek istediğimi bir örnekle açıklamaya çalışayım;
başlık: hebele olan devrimci
entry: hebele olan ülkücüden daha hebele olmayan devrimcidir.
ters açı:
başlık: hebele olan ülkücü
entry: hebele olan devrimciden daha hebele olmayan ülkücüdür.
yapmayın beyler, etmeyin ağalar, eylemeyin kızlar... yazın dünyasında çığır açtınız. "12 yaşındaki bir ilköğretim öğrencisi bile bu denli özgünlük yoksunu, bu denli kıt bir bakış açısına sahip değil" demekten korkuyorum 10-11 yaşındaki kardeşlerim alınacak diye...
sevmiyorum sizi açı fukaraları, sizi sevmiyorum anlayamadığı herşeyi saçma bulan insanlar(!). şahsınızı sevdirmek için bir çabanız da yok belli ki(ki kimse kimseyi sevmek zorunda da değildir; amenna)... ama sövdürmek için de çabalamayın bu kadar be canlar...
