dün itibariyle oy kullandığım okulun okuduğum ilk okul olması ve buna karşılık o ilk okulda sevdiğim kız ile seçim gününde karşılaşmış olmam mutlu eden şeylerden biriydi. bir içim su olmuş benim de içim gitti tabii. kısa da olsa sohbet ettik. aile olarak muhafazakar bir ailelerdi. halen de öyleler. bir önce ki entrymde bahsettiğim gibi görüşler, aile yapıları farklı da olsa seçim falan geçtikten sonra bir şekilde anlaşıyor insanlar aslında. seçim, futbol fanatikliği falan bizim ülkemizde hat safhada yaşanıyor. bu gibi mutluluklara gölge düşüyor bu tip günlerde. arada kaynıyoruz ama olsun. şu da değil hani. ben ülkemin gündemini gayette takip ediyorum. bu başlıkla ilgili anlam kopukluğu olup, alakalı olmasa da affınıza sığınıp şunu da söyleyeyim. anladım ki bizim ülkenin sağının da solunun da sevinci de üzüntüsü de mizah anlayışı da aynı aslında. dedim ya aynıyız. iyisiyle de kötüsüyle de aynıyız.
sevilen kişi tarafından seviliyor olmak. Çocukca bir mutluluğa sevk eder insanı, saflaştırır. Hayattaki tüm gayelerini unutturur, aslolan insanların takdirini kazanmak değil sevdiğinin takdirini, sevgisini kazanmaktır çünkü.
Sadece beni değil tüm insanları mutlu edebileceğini düşünüyorum bu durumun.
sözlük yazarlarının hayata daha sıcak bakmasını sağlayan şeylerdir. insanı birden ' aslında yaşamak güzel ' düşüncesine iter. hayatın göz kırpmasına benzer.