Şüpheci Sözlük yazarlarının bazen yaşam içinde şöyle bir aklından geçen senaryolardır.
Geçen gün veliefendi hipodromundaydım. koşu arasında, tribünden inerek bahis oynanan ve birahanelerin bulunduğu kapalı alanı geçip dışarı çıktım. Bir bank bulup oturdum. Yarış gazetemi açtım. Gelecek yarış için çalışıyordum. Hava karanlıktı. Bir nisan akşamına göre hava gayet sıcaktı. Yine çok içmiştim. Sarhoşluğun etkisiyle kendi kendime şarkı mırıldanıyordum. Ara ara yarış gazetesinden başımı kaldırıp Önümden geçen insanları inceliyordum. Bir sigara yaktım. O ara kısa boylu, sakallı, kötüce giyinmiş bir adamın uzaktan Beni dakikalarca incelediğini fark ettim. Umursamadım, bir sonraki koşuyu incelemeye devam ettim. Birkaç dakika sonra bana doğru yaklaşan ayak sesleri duymaya başladım. Sesler giderek yaklaşıyordu.
Başımı kaldırıp baktığımda gelenin o adam olduğunu gördüm. Başımda dikilip benden nazikçe bir sigara istedi. Eskiden kutusu kahverengi ve şık olan, şimdi tüm sigaralar gibi siyah ve üzeri uyarılarla dolu olan sigara paketimi adama uzattım. içinden bir adet sigara alıp teşekkür etti.
- 5! 7! 5! 7!
+ efendim?
- bu koşuda 5 - 7 gelecek. Ben ikili oynadım.
+ ben 5-6-7-8 oynayacağım.
- bildiğin gibi oyna.
Dedi ve yanımdan uzaklaştı. Adamı uzaktan incelemeye başladım. Dakikalarca Sigarayı elinde tuttu ve inceledi. Sigarayı bir türlü yakmamıştı.
O anda aklımdan çeşitli senaryolar kurdum, işte bahsettiğim senaryo burada başlıyordu.
Bu adam beni uzun süredir sanal yoldan takip eden bir istihbarat görevlisi. Telefonlarımı dinliyor, çeşitli sitelerde yazdıklarımı ve arkadaşlarımla yazışmalarımı okuyordu. O gün telefonumu yanıma almamıştım. arkadaşlarımla yazışmalarımdan hipodroma gideceğimi biliyorlardı.
Uzun süre benden haber alamayınca beni merak edip oraya gelmişlerdi. içtiğim sigaradan, ses tonuma kadar her şeyimi biliyorlardı. Yüzümü henüz tespit edememişlerdi, çünkü tüm kameralarım bantlıydı. O anda şöyle düşündüm: adam ses tonumdan beni tespit etmek için konuşturdu ve benden bu yüzden sigara istedi. Neticede içtiğim sigaranın markasını biliyorlardı.
Bunları düşünüp 5,6,7,8'i yazdım. Maalesef 8 numara burun farkıyla 2. Oldu. Diğerleri tabelaya giremedi.
Neyse, ben gün içinde kafamdan böyle senaryolar kurarım. Geçen gün de hipodromda kurdum. Güzel bir zihin jimnastiği oluyor. Size de tavsiye ederim.
Güzel bir zihin jimnastiğine dönüşen ama kesinlikle gerçeği yansıtmayan ama yaşam içinde insanlara zihninizde oynattığınız filmde roller verdiğiniz, hayata renk katan senaryolardır.
Az önce bir Alman şirketinin telefon uygulamasından yemek istedim. Yemeği getiren Kuryenin bakışlarını hiç beğenmedim. Ben bir insan sarrafıyım, o derin ve içinde en ufak bir insan sevgisi barındırmayan bakışlar bütün gün çalışmış emekçi bir kuryeye ait olamazdı. O şahıs Yabancı istihbarat servislerine çalışan bir görevliydi.
Telefondan yaptığım her hareketi inceleyen, konumumumu bilen, beni dinleyen Gladyo, dün Türkiye'de sağcılar tarafından çok sevilen bir cia ajanına terörist dediğim için artık bunun işini bitirelim dedi ve yemeğime bir italyan zehiri kattı. Bu zehir beni 19 saat içinde öldürebilirdi.
Ben de kebapları ve biranın yanında yemek için istediğim patates kızartmasını çöpe döktüm. Bundan sonra çok dikkatli olmalıyım.
aşırı doz gündüz kuşağı dizisi izlemenin bir yan etkisi yahut paranoid kişilik bozukluğunun ürünüdür. böyle senaryolar kurabiliyorsanız, tavsiyem en kısa zamanda bir psikiyatriste gitmeniz olur. yok bende başka belirti yok diyorsanız, lütfen gündüz kuşağından uzak durun.
