Her şey onu hatırlatmak zorunda mı ?
Nereye gitsen ne yapsan aklına gelmek zorunda mı ?
Bugün hiç olmadığım kadar dalgın ve düşünceliyim.
Ben bunları yazarken ne yapıyor peki mutlu mu ?
Ayrı yerlerde ayrı zamanlarda yaşıyor da olsak onun mutluluğu, mutlu olmak için en güzel neden..
Şu kısacık zamanda her yerim sen olmuş,
Vee çok özledim deliler gibi özledim..
Hiçbir şey fayda etmiyor
Tutamıyorum kendimi
Oğuz Atay'ın dediği gibi
'Aklımdan çıkmıyor
Aklım çıkıyor o çıkmıyor..'
bizim isbası 7:30 da. 6:00 civarı evden cıkıyorum.
simdi dus, kahvaltı, giyinmece.
ise ne giysem diye dusunuyorum su an sadece valla.
kucuk kız cocugu gibi kırmızı kirazlı kupeler aldım haftasonu. ihih.
kupelerime uyumlu kırmızı bir elbise cakayım diyorum.
ojelerimi de degistirmem lazım. gidim kırmızı oje surim simdi.
bunları dusunuyorum.
ama size soyle bir sey de anlatabilirdim:
birazdan otobuse binicem. otobuste sardalya kutusunda sıkısmıs gibiyiz. nefes alacak yer yok. ise gitmek, ekmegimi kazanmak icin bu cile reva mı? sabahın altısında yollara dusuyorum. hayat cok zor.
kıssadan hisse:
iki hasta hastanede yan yana yatıyormus. teki cam kenarındaymıs. her gun yanındaki adama camdan gorduklerini anlatıyormus: kosan cocuklar, yuruyuz yapan sevgililer, pembe erguvanlar.
anlatıyormus da anlatıyormus.
digeri de heves ve umutla dinliyormus.
anlatan vefat etmis.
digeri hemsireye hevesle beni cam kenarına alın demis.
cam kenarına almıslar.
cam duvarmıs.
megersem anlatan adam yanındaki mutlu olsun diye masallar anlatıyormus.
hayat oldugun yer olmadı. oyun asla elindeki kartlar olmadı. onlarla ne yaptıgın, bakıs acın oldu:)
gupgunaydın bebekler, gencler ve kendini genc hissedenler!
düşünemiyorum düşünemiyecek kadar karışık kafam allak bullak kendimi yazı yazmaya verdim sadece yazı sözlüklerde hayatta kelimelere dökmekle yetiniyorum düşünceleri hisleri kelimelerin yettiği kadar.
Mesaiden cikis yaparken proje lideri yanima gelip aksam icin iyi calismalar dilerim dedi. Anlamazliga vurdum. 10 dakika sonra bir mail geldi, ekte 5 dokuman var.
Keyifler kacik.
Nereye gitmeli?
Kimlere sormalı?
Olsaydı olurmuş ama olmadı
Anlıyor musun, sakin duramam
Bu koltukta oturamam
Sen yoksan
Çek
Dertleri çeker gibi
Çek
Dokunmadan öper gibi
Çek
Bir an içinde her şeyi anlar gibi kafayı bu gece.
Bugün gördüğüm rüyanın etkisine artı olarak suan kitap okurken de bir iki satırdan eski zamanlara gittim. Düşünmekten kitaba odaklanamayinca kapatıp sözlüğe geldim. Bir adamla ilgili Gozumde canlanan bir an yada saat var diyelim. Bir iki cumle, gonul alma. O zamanlar ne kadar gerçekmiş. Belki de sahtedir tam seyapamiyorum şimdi çünkü en kötü şeyler de o zamanlar oldu gibi. Ayni adam hala hayatımda ama o adam bu adam değil sanki. Özlemişim sanırım ee işte deli caglar bir daha gelmez tabi. Geçen geçti Neyse bir çay alıp kitaba döneyim ben en iyisi.
Sezonluk calismak dinamik tutar mi acaba insani? Yazlik kislik. Yazin tatil mekanlarinda kisin kayak mekanlarinda. Ya da oyle hayat gecer mi? Sabit bir iste calismadan. Mal mulk sahibi olmadan mesela? Cunku en basitinden ev sahibi olsan istanbulda, cok korkunc. Butun varligini yatiriyorsun eve. Sey gibi hani korku filmlerinde varini yogunu bir eve gomup tasiniyorlar da turlu musibetler gelse de baslarina tasinamiyorlar ya oyle gibi. Sen de ev aliyorsun, atiyorum deprem oluyor. Ev yikilsa zaten gitti. Yikilmasa hasarlandi, yine gitti. Ne olacak ondan sonra? Deprem farazi tabi. Yoksa evden once dusunulecekler var.
Tanıdığım bir eleman babasının tetkiklerine baktığımda, sonuçlar nasıl abi diye sordu. Nolur neyse doğrusu onu söyle dedi. Tetkiklerde rcc yi gördüm. Kanser demeye dilim varmadı, gözüne baka baka iyi görünüyor dedim. Şu an beni düşündüren de budur. O kadar duygusal yapın olmasaydı dostum, belki bir miktar söyleyebilirdim gerçeği. Umarım sonrasında bana hak vereceksindir.