şişenin sonu, bardağa döküldüğünde gözlerimin, karanlığa teslim olup olmayacağı...
bir de kitapçının tekine girip de "ezel diye bir dizi var ya? oradaki ramiz dayının, yazdığı bir kitap varmış..." diyerek sözümona "okuyucu" olan bir yurdum ucubesi. ve onun karşısında televizyon kültüründen olabildiğince yoksun olmama rağmen, doğrusunun tuncel kurtiz olduğunu bilen ben. arada bir gereksiz şeyleri de düşünüyoruz sanırım böyle.
"acaba herkes mi zaman zaman hayatındaki çoğu kişinin sahte olduğunu, elinden gelse bir çırpıda hepsini silmek istediğini fakat somut bir nedeni olmadığından öylece kaldığını düşünüp, bir zaman sonra acaba onlar da benim için böyle düşünüyor mu sorusuna takılıp sonra takmamaya başlayıp herkese karşı hissizleşiyor yoksa sadece ben mi böyleyim?" şeklinde kendini zorlayan bir içsel fırtına bu "şey"lerden biridir.
Bozulan zippo çakmağımı düşünüyorum sözlük. Aramızda duygusal bir bağ oluşmuştu. Atamam ben onu çöpe. Tamir etmem lazım. Şimdide tamir aletlerini nereden bulabileceğimi düşünmeye başladım sözlük. Evde tornavida bile yok. Kısır döngü içerisindeyim.
an itibariyle evin yanındaki cafede verilen partiyi basıp çığlık atmak istiyorum. canım sıkılıyor sözlük, ben sıkıntıdan patlamak üzereyken şu müzik sesiyle coşan insanlara katlanamıyorum.