(bkz: çok şey düşünmesi gereken sözlük yazarları)
şu an ise yarın nasıl bir saat erken uyanacağımı, önümdeki bu zor haftanın nasıl geçeceğini düşünüyorum. ahh unutmadan.. onu düşünüyorum tabii..*
bir çok kitapta bana "ben"i anlatacak bir cümle aradım. tanımım olsun istedim içten içe hep... bulamadım... taktir edersin ki beni benden iyi bilecek biri yok... yıllar devirdim, aylar göçerttim, günler kanırttım. bensizliğimden oluşan bir "ben" e yıllarca uygun bir kılıf aradım (tercihen karşıcins)... sanki en yasaklanmışıydı hayatın onlar, en haram kılınanıydı sanki. en günahtı, en nadirdi bulunanıydı. ya da biri benim kılıfın ayarı ile oynamıştı... bulamadım... genellikle "gözünün üstünde kaşı var" olurdu bahanem. ben kimsem artık, kusursuz arıyordum....
bir gün TANRI karşıma bir çift "göz" çıkardı. üstünde kaş var mı diye bakacak fırsat bile vermedi. sadece buyurdu... TANRI ya ne mümkün karşı gelmek... BAK dedi, o sana bakmadığı her vakit gözlerine bak. Zaten gözlerimi ondan alamıyorum ki dedim!! SUSTUM, DÜŞÜNCELERiM SUSTU ve gözlerimi yumdum...Yüzümde gezindi bakışları, sonra içimde ve kanıma karıştı, her bir zerremde hissediyordum o bakışları. CENNET dedim SUSTUM, düşüncelerimi sıyırıp geçti bakışları. Görüyordu düşündüklerimi bile... UTANDIM... SUSTUM...
ve artık anlayamadığım o dizelerin anlamını hissedebiliyorum...