bir şehir ol... mesela istanbul gibi...
uzaktan bakanlar seni hiç bilmesinler.
sen istanbul gibi dur olduğun yerde ama
sana gelmeye çalışanlar sana
gelemesinler. uzaktan güzel görün
herkese ama hiçkimse bilmesin içini. Sen
bir şehir ol istanbul gibi; herkes
imrensin sana ama fethedemesin
hiçkimse benden başka...
sen istanbul gibi bir şehir ol...
sahilerinde martılar öterek alsın simitleri
ellerimden. kız kulesi kıskansın beni bu
sefer senin gözlerinden. köprünün
üstünden bakarken şehre sadece diz
çökeyim ortaköy için, sultanahmet için.
istanbul ol mesela... konuş benimle ve
her kurduğun cümle için galata'dan
çelebiler uçsun gökyüzüne. iki yaka bir
kez olsun bir araya gelsin. sen konuş...
susma... istanbul ol mesela...
istanbul ol, sahip olduğun tüm
merdivenleri önce ben çıkayım. üç aşağı
beş yukarı... sonra sen çık ardımdan
eksiklerimi tamamla. gülerek tartışalım
6'yı 7'yi... sonra sen kazan ve ben tüm
merdivenleri bir daha sayayım fazla fazla...
sen istanbul ol mesela...
bir şehir ol...
istanbul ol...
bu kez boğazların kuruyana kadar ben
seveyim seni...
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
içimden bir şey :
belki diyor.
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
Sen el kadar bir kadınsındır
Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
Bazı ağaçlara kapı komşu
Bazı çiçeklerin andırdığı
iş bu kadarla bitse iyi
Bir insan edinmişsindir kendine
Bir şarkı edinmişsindir, bir umut
Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da
Saçlarınla beraber penceredeyken
Besbelli arandığından haberli
Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda
Sevgili...