sözlük yazarlarının şiirleri

entry224 galeri39 ses1
    126.
  1. Silahsız mıdır şair hislerinden yoksunsa?
    Belki de ziyandır hissizlere yazılan şiirler,
    Bir o kadar da küskündür yazıp yazıp itlaf ettiğin şiirler,
    Mecbur mu gönül senin his kırıntılarına mezar olmaya?
    3 ...
  2. 127.
  3. beraber çekildiğimiz fotoğraflarda,
    ne kadar baksam da seni göremiyorum,

    bana hediye ettiğin güfte dolu bardaktan,
    dolduramadığım suyu bir türlü içemiyorum.

    hep sen kokan şu kırmızı kıyafetinden,
    gülünün rengini seçemiyorum.

    yanağımdaki gamzem de senmişsin meğer,
    gittin gideli eskisi gibi,
    gülemiyorum.
    0 ...
  4. 128.
  5. Bu ayın ardından geliyor mart
    Dediklerimi iyi düşün lütfen tart
    Seviyoruz dedik ediyorsun inat
    Aha da geçti gidiyor 14 şubat.

    Yzn: sekhmet07
    5 ...
  6. 129.
  7. Saat beş,
    Yalnızım.

    Bu koca dünyada, ufacık bir ben,
    Birbaşınalığa çizilen hudutları aştım
    Yatıyorum.

    Saat beş,
    Yalnız mıyım

    Bir ben, bir de geçmişim
    Anılar şimdi uzak bana
    Oturuyorum.

    Saat beş,
    Yalnız değilim.

    Düşünce ve umutlarım var yanımda,
    Kendini bulmak kaldı tek
    Ayaktayım.

    Ve yine sen varsın şimdi anılarımda
    Saat beş mi?
    Yalnız mıyım?
    Ayakta mıyım yahut oturuyor muyum?
    Umutlarım, düşüncelerim benimle mi?
    Bilmiyorum.
    4 ...
  8. 130.
  9. "hikayemi ben en acıyan parmaklarımla yazdım
    defterime yakıştırmadım
    yağmurla toprak arasında
    ezildim kayboldum ama alışmadan döndüm
    çamura bulaştım da denize kavuşmadan döndüm
    umudun sivri köşelerini yontarım dedim
    unutursam kanamak ne demek
    unutmadım hikayemi ben yazdım
    unutmadım
    kanayan parmaklarımla yazdım
    acıdan geçtim ağrıyı sökemedim
    bu karanfili ayaklarımın dibinde buldum
    bu sivri köşeli taşlar göğsümde duruyordu oradan söktüm
    ben bu rüzgarı içimden geçirdim
    kimseye değil umudun adına kırgınım artık, artık...
    kelimeleri affetmem zor artık.
    2 ...
  10. 131.
  11. Yapmacık değilidir bir kere, içtendir ve yaşanmışlıklarla doludur ağlatır, bazende güldürür. Akşam akşam da edebiyat yaptık.
    0 ...
  12. 132.
  13. 133.
  14. Beni bu güzel havalar mahvetti,
    Böyle bir havada istifa ettim
    Etüt merkezindeki işimden
    sonra spor salonundakinden
    ve memuriyetimden.
    Tütüne böyle havada alıştım
    sonra alkole...
    sonra biraz da kumara...
    Böyle havada aşık oldum;
    böyle havada verdi allah belamı
    kuş gibi cıvıl cıvıl, martı gibi özgür,
    rüzgar gibi narin, güneş gibi sımsıcak sevmeyi böyle bir havada denedim
    denizin yosununa, bulutların maviliğine,
    doğanın yeşiline, gözünün rengine böyle bir havada kandım
    Eve taze ekmek almayı
    Böyle havalarda unuttum;
    Şiir yazma hastalığım ve aptal aşk nöbetlerim
    Hep böyle havalarda nüksetti;
    kendimi anlatamadığım cümleleri hep bu havalarda kafamda kurdum
    Beni bu güzel havalar mahvetti.

    edit: şiir baya (ç)alıntı oldu k bakmayın .
    4 ...
  15. 134.
  16. Islak demirlerin paslı gölgeleri, hücreme dolan ışığa, bir elin yumuşak bir yanakta bıraktığı parmak izleri gibi, keskin ve kederlendirici izler bırakıyor

    Elimde sevinç,
    bırakıveriyorum bu hapishanenin ortalarına yakın bir yere.
    Aldılar elimden.

    Bir sevinçte kursağımda kalmış.
    Almak istiyorlar onu da
    Vermem diyorum

    Kıyamet bu benim için
    Sarılmışken ufacık bir sevgi kırıntısına
    Ve unutmuşkem insan olmak ne demekti,
    Insanlığın sonunu getirmek istiyorlar benim için.

    Bir bebeğin doğduğundaki çığlıklara benzer bir çığlıkla durdurmaya çalışıyorum ellerini

    Kursağıma uzanan o gamlı, yaşlı, kırış kırış elleri.
    Durmuyor.
    Nefesimle birlikte söküp alıyorlar onu da.

    Sevincimi aldılar benden.
    insan olmak lazım şimdi tekrar.
    Olmak tutanacak bir hayalden başka bir şey kalmamışken.
    Sevinçlerim uzaktalar şimdi.
    Yaşamaksa,
    Izdırap büsbütün.
    0 ...
  17. 135.
  18. senin bu şehri terkettiğin günün adı yalnızlık,
    aşkın batalı gönül ufkumdan
    gönlüm kendi boşluğuna zindan,
    karanlık.
    katran karası gecelerime doğmayalı,
    ay ışığı,yakamoz ve yıldız parıltıları
    yalancı bir tesellidir ancak,
    gecedir sadece baki kalan sensizlikte
    ve hiç bir ay ışığı,yakamoz ve yıldız parıltıları
    tutamaz senin aydınlığını.

    ayak basmadığın toprak çoraktır
    gölgesinde dinlenmediğin ağaç,
    kıyısına oturup seyretmediğin deniz,
    bakarken gökyüzüne hayal kurmadığın bulut
    tanrı'ya isyankardır.

    05.11.2013.
    2 ...
  19. 136.
  20. sabahın ilk ışıkları gibiydin
    heyecanlı ama nazlı,
    ısıtan ama serin,
    sabahın ilk ışığı gibi
    hızlı gittin...
    3 ...
  21. 137.
  22. Mekan klişede oturuyorum.
    Çay hararet
    Sessizlik huzur
    Doğa ise vergi veriyor.

    Doğa vergilerini ödeyen dürüst bir vatandaş.

    Doğada gereksiz bir çıplaklık var
    Duru, sade, saf, temiz
    insanlar Doğa’nın değerini bilmiyor
    Oysa vergilerini ödeyen lanet bir evcimen o.

    Hakkında pis dedikodular var üstelik
    Ankaralı Turgut dinliyor diyorlar onun için
    Maslow’un piramidi de münasip bir yerine batmış
    Doğa çok zirvede, doğa yine pohpohluyor kendini

    Kendini pohpohlayan şımarık bir çocuk bu Doğa

    Doğa bunu hep yapıyor.
    5 çayını asla kaçırmıyor.
    Demokrasiyi sevmiyor
    Bir de Cemal süreya’yı

    Ancak sevgi dolu bir vatandaş Doğa.

    Amen.
    1 ...
  23. 138.
  24. 139.
  25. Ah! Yeterince güçlü değil ellerim.
    Koruyamam seni yalanlardan.
    Yine de zuhur ederim
    Benden geriye kalanlarla.

    Yeterince güzel değil gözlerim
    Ah sana tapar gibi bakamam
    Yine de zuhur ederim
    Sebebini pek anlamam

    Yeterince keskin değil burnum
    Seni ölesiye koklayamam
    Yine de zuhur ederim
    Hiçbir zerresini harcayamam

    Yeterince güçlü değil kalbim
    Senin sevgini taşıyamam
    Yine de zuhur ederim
    Sevgisiz de yaşayamam

    Yeterince kesik değil kulaklarım
    Seni entrikalardan koruyamam
    Yine de zuhur ederim
    Safım ben anlayamam.
    0 ...
  26. 140.
  27. Aynı Gri'nin müdavimiyiz seninle.
    Yalnızca sana gülümsüyor gök sandığın maviler.
    Ama benim ciğerime doluyor, senden hallice mevsimler.
    Sana toprak kokusu, bana Gri şehrin ayazı yağmurlar.
    Senin tınıların sanıyorsun bulutların intiharını.
    Değiller!
    Senin sayıyorsun güneşin göğe çizdiği gayrımeşru çocukları.
    Benimler.
    Sen diye içime çektiğim sigaram kadar, ciğerimden yükselen sahte bulutlar kadar benimler.
    Ve nankörler...
    Kocaman mavi bir küreye sığmayacak kadar nankörler şiirler.
    Kağıtları değil, bizzat beni kirlettiler.
    4 ...
  28. 141.
  29. Ay karanlık sevgilim...
    Ve düşer hüznüme bir gölge öteden...
    Zaman, dibine düşme zamanı, kör kuyuların...
    Gelsen tenhada bulursun beni...
    Ama sen gelme!
    Gelirsen hüzne bulanır yanakların al al...
    Ben kıyamamki sana...
    Sen gelme!
    Bırak dipsiz kuyularda saklansın hüzünler...
    Ve ay karanlık sevgilim...
    Yalın ayak bir gölge karşımda...
    Ben dipsiz bir kuyuda...
    Ama sen gelme...!!!
    0 ...
  30. 142.
  31. Eskiden yazardım üniversite zamanlarımda ama hepsi şimdi gereksizmis anladım.
    3 ...
  32. 143.
  33. Gece giyinmiş alacakaranlık elbisesini,
    Yıldızlardan sen var mehtabın boyadığı karanlıklarda,
    Yağmur seni tınıyor mahlası sonsuz olan tenhalarda.

    Hazmedemiyor papatya kokunun hadisesini,
    Buğulanıyor mavilikler tenine dokunmak arzusuyla,
    Yalnızca anımsatıyor seni yağmurdan sonraki toprak kokusuyla.

    Ervahı dize getiriyor dünyayı güzel kılan gözlerin,
    Daimi öznesi sensin kar beyaz masum dizelerin,
    Beyaz kirleniyor, kafiye yarım kalıyor,
    Ürküyor şiirler seni anlatamamak korkusuyla.
    3 ...
  34. 144.
  35. atilla ilhan (bkz: ah)

    en sevdigim siiri sizinle paylasmak istedim.
    yani en en sevdigim.
    0 ...
  36. 142.
  37. Dünya senin göz kürenin ekseninde seyrediyor benden arda kalan birkaç his kırıntısını,
    Üstümde takıntılı bir yağmur,
    tüm baharları zehir edercesine sırılsıklam,
    Boğuyor, aşağıdan aşağılıkça ön yargıları gerçeklere,
    Bir iyiymiş aslında tebessümü hasıl oluyor kını kendinden keskin dudaklardan,
    Dedim ya seyrediyor, senin sen özneli katlettiğin hisler,
    Zerk ediyor,
    bilakis terk ediyor beni somutu sen olan terk edişler.
    0 ...
  38. 143.
  39. ayrılıklarla yollar da ayrılır, kaldırımlar da.
    karşılıksız bakışlar vuku bulur, karşı kaldırımlarda.
    bıraktığım mutlu anlar, akan trafiğin ortasında.
    bir çeyrek yaşama sevinci daha bıraktım.
    eski sokağımda.
    2 ...
  40. 144.
  41. karanlığının heykelini yapsam
    sessizliğinin şarkısını
    ve kartopu oynasak bir haziran gecesi
    söz, işte o zaman beni birlikte terk ederiz.

    2015
    4 ...
  42. 145.
  43. O gün beni korkularım bekler
    Kırgınlıklarım ve yalnızlıklarım bekler
    Aksama doğru kimsesizliklerim
    Öfkem ve keşkelerim bekler
    Nefretiniz ve kininiz bekler
    Denizlerin dibi, ağaçların dalı
    bıçakların soğuğu ,uçurumların sonu
    Yine de siz
    Beni gülerken öldürün ki
    Yerime uçsun bütün kelebekler.
    2 ...
  44. 146.
  45. eğer yeniden başlayabilseydim yaşama,
    ikincisinde, daha çok hata yapardım.
    kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
    neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
    çok az şeyi
    ciddiyetle yapardım.
    temizlik sorun bile olmazdı asla. daha çok riske girerdim.
    seyahat ederdim, daha fazla.
    daha çok güneş doğuşu izler,
    daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
    görmediğim birçok yere giderdim.
    dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
    gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
    yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
    elbette mutlu anlarım oldu ama,
    yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
    farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten:
    anlar, sadece anlar. siz de anı yaşayın.
    hiç bir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan
    gitmeyen insanlardandım ben.
    yeniden başlayabilseydim eğer, hiç bir şey taşımazdım.
    eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
    ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
    bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
    çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer.
    ama işte 85’indeyim ve biliyorum...
    ölüyorum...

    (bkz: jorge luis borges) ama benden duyup yazmış.
    1 ...
  46. 147.
  47. Etme eşekle muhabbet kusturürsun.
    Silme gotunu cam kırığıyla kestirirsin.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük