Bir şehir
Özler mi bir tanecik insanı koca bir şehir
Öyle sıradan, küçük falan da değil
Üstünde kim bilir bilmem kaç medeniyet kurulmuş
Kaç insan yürümüş dağlarında
Kaç insan aşık olmuş denizine, havasına
Ama hiçbirini değil, tek bir kişiyi özledi izmir
Sen gittin, izmir ağladı
Sel oldu göz yaşları
"Nerde o?" dedi bana
Diyemedim hiçbir şey,
Susabildim yalnızca.
Aslında izmir bile seninle izmir'miş bana
Sen yokken her sabah çöl, her gece kar
Geçtiğim her yol uçsuz bucaksız
Anlamsız
Sen gittin
izmir gülmedi bir daha.
Her geçip giden bulut, bedenimi aşkla selamlar,
Her çöken karanlığın içinde, usulca hayaletim dolaşır.
Zihnimin içinde, hep bir kavgalar, koşuşturmalar,
Kurtuluşum, bir koyu karanlığın beni bulmasıdır.
Bahar, sanma ki, bir kelebeğin kanat sesinde,
Hayır, sanma ki, bir çiçeğin aşkla bitişinde...
Bahar... Bir ruhun, bir kış günü seni sarmasıdır.
Bre nefsim!Neylersin arzu edip her güzeli?
Ben istemez miyim hepsiyle bir bir gönül eylemeyi
Ama namümkündür ki hayale kapılmayasın
Binbir görsen bini elindir,elini uzatmayasın!
Bre nefsim!Sana kalan o 'bir' neyine yetmez?
Ya sen gafil gönlüm?Heveslerin hiç bitmez.
ikiniz bir olmuş beni de sürüklersiniz
Bu yaptığınıza akıl sır ermez!
Unutmayın ki bu ne yiğitliğe ne de er kişiye yakışır
Namuslara dikilen gözler,sanmayın hoş karşılanır
Hiç utanmanız da mı yok?Bari bundan korkun.
Bre nefsim yakma sakın başımı,ben yoksam sen de yoksun!
Sana sesleniyorum,ey binbir içindeki o bir çiçek!
Ben arı değilim ki geze geze bulayım seni,beni kendine çek!
Ey utangaç melek!Ey narin kelebek!
Niyetim inan kötü değil,sen ol istiyorum hayatımdaki tek gerçek!
Bre nefsim,gafil gönlüm,ey aradığım!
insaf edin,beni daha fazla yalvartmayın!
Siz de be güzeller siz de!
Ömrümü yediniz,bu kadar güzel olmayın!
Geceler, omzunuzda ağlayan şu ruhu duyun,
Yer açın en karanlık sokaklarınızda ona.
Bir soğuk rüzgârla gözyaşlarını savurun,
Kondurun busenizi bu Aralık akşamına.
Her sabah görüş vakti bu mapushanenin,
Ey geceler! yarın pencereme daha erken gelin,
Biraz ses getirin, sessizliğin mahkûmuna.
Sesinde hasret var hep rüzgarların,
Kimi düşlüyorsan onu getirir ayaklarına,
Bazen bir gülüşle çalınır dakikaların
Bazense gafil bir anı konar hafızana..
Ama hep hüzün taşır geceler koynunda...
Uykuyu emanet edersin ona,
Acıyla sarhoşluk verir karşılığında...
Çünkü hep özlem içerir,geceyle rüzgar koynunda..
Damlalarla ıslanır yanakların,
Görsün istersin bir gece perisi haykırışlarını..
Görsün de derdine derman olsun
Sihirli bir dokunuş uyandırsın uykusuzluğundan
Kovulsun acılar, yükselsin baharın sesleri.
Ama hiç biri olmaz ne yazık ki.
Umut kendi kendini tüketir
Göz kapakların yorgunluğuna yenik düşer..
küçük düşler dünyam
sere serpe değil
bağdaş kurmuşum yeşile
umurumda olmaz mı dünya
seni düşünüyorum.
ipek böceği misali
kozasında muhayyel bir örgü
saçların,
birde derya gözlerin;
küçük dünyam
toplasan bundan ibaret
dudakların kenarında
unutulmuş hayal mısralarım
ah eder gibi itiraflarm birde,
böyle yazdı yeşile çözdükçe saçlarını
kader,
uzaktan bir muhayyer şarkı
"yanımda ol sevdalı",
güneş ufka vedada
gözlerin alev şimdi
maszn
Yüksek kaldırımda bir kadın yürüyor yapayanlız
Yalın kılıç topuklu ayakkabıları ve mini eteğiyle
Bu kız diyorum tam meme arasılık
Fakat bu malesef hayli küçük bir olasılık
Çünkü kadında meme yok avuçlamak dahi olasılıksız
Neden tanrım dedim kendime yarattı bu kızı tutacaksız
Sıvazla dedi bana ulu göklerden bir ses
Durma sıvazla kurtuluş çok yakın dedi bana tanrı
Otobüste zamansız ve ansızın erekte olmuş bir devlet memuru gibi çaresizim
Üstelik sol taşağım ağrıyor dün gece kimbilir nasıl asılmışım
Şehrin buz gibi sokaklarında geziniyorum sağ elim cebimde
Sende istiyor musun şehrin buz gibi sokaklarından gelen çaresizliğimi
Altında yürüdüğün sis
Üzerime çöksün toprağım taşım olsun
Bana mezar olsun.
Ya da çıkar gelirsin bana doğru
Alışırsın güneşe de maviye de
Vazgeç artık.