Ya ben bildigin paranoyagim. Aslinda burcum buna 6. His diyor. Aslina bakarsan ben de oyle diyorum cunku hakikaten de yanilmiyorum. Simdi aklimdan oyle seyler geciyor ki of of bunlar hakikaten paranoya. Paranoya demi lan gercek olmaz?? Heh tamam iyi.
Bir de cok kiskancim ama belli kişileri cekistirip alip onlari kiskaniyorum isterse asır gecsin o unutsun ben unutmuyorum. Sonra oturup onlarla ilgili falan kuruyorum. Aman allahim illet.
birini severken, kendimi hiçe sayarak, benliğimden vazgeçerek, bütün hücrelerimle seviyorum. odak noktam, düşüncelerim, serzenişlerim, hepsi onda bitiyor. hepsi de onda başlıyor. fakat sevdiğim kadar da sevilmiyorum. sonra dönüp diyorum ki kendime artık hiç kimseyi sevmeyeceğim.
bu çok sevmek durumu özünde güzel olsa da insanı yıpratıyor. en kötü özelliğimi bu olarak görüyorum, ardından, üşengeçlik ve hassaslık geliyor.
Gıcık biriyim. Hatta o kadar tahammülüm olmuyor ki bazen kendime, dövesim geliyor. Çok konuşuyorum bi de bazen başım bile ağrıyor ama napim iletişimi seviyorum. Kimse olmazsa o an yanımda iç sesimle derinlemesine konuşuyorum. Bi de şey var çok çabuk sinirleniyorum. Son olarak ben böyle iyiyim.
Edit: Çok takıntılıyım. Hatta o kadar takıntılıyım ki unuttuğum bir bilgiyi gece uykumdan uyanıp bulmaya çalışırım. O denli gereksiz.
bazen kendimi üzdüğüm için kendimden özür diliyorum. tam sorun değil birader diyecekken bencilliğim hoop ortaya çıkıyor bir kara delik gibi ruhumu benden çalıyor. herhangi duygu beslediğim herhangi bir konuyu hep uzakta tutu isem belkide sevdiğimdendir amk dedim. kendi kendime saklambaç oynadım. ebe beni doğurtan ebe, ben, ben. o radde ilkel duygu işte. ve şöyle sordum kendime? yalan mı sanat için, sanat mı yalan?
tabiykieee toplum yalan içindi cevap?
herkesi inandırıp kendin inanmama sorunu vardı belkide her yerde.
herkeste.
inanılmaz şeyler görüp inanmadığım için bazen kendimi üzüyorum.
sonra yine özür diliyorum geçiyor amk.
geçmezse rakı basıyorum dişime.
Fotoğraf paylaştım diye dalga geçebilirsiniz bununla bende eğleniyordum evet ama dalga ile terbiyesizlik arasındaki farkı bilmiyorsan tanımadığın kişi hakkında namusa kadar inip küçülüyorsan bu senin zeka seviyeni gösterir. Yok veriyormuş yok böyleymiş ananda veriyordu sanırım senin namusun sokakta olabilir ama benim değil terbiyesiz herif .
tatminsizim, şükür etmek nedir hiç bilmiyorum. sürekli bir şekilde beni mutsuz edecek bir şeyler bulabiliyorum. gelecek kaygılarım o kadar fazla ki bugünden keyif almak nedir bilemiyorum. ironik olan etrafımdaki insanlardan hem maddi hemde akademik olarak daha iyi durumda olmama rağmen bu halde olmam. amaçsız hedefsiz boş beleş gezen insanları gördükçe şaşırıyorum, fakat onları aşağı görmekten öte ufak şeylere mutlu olabilmelerini sürekli gülebilmelerini kıskanıyorum. kitap okuduğum vakitler dışında normal insanların 'kendine zaman ayırma' olarak gördüğü şeyleri örneğin: kafede arkadaşkarınla oturmak , ps pc vb. oynamak vesaire şeyleri ben boşa zaman geçirmek olarak görüyorum. kendime hep aynı soruyu soruyorum. ULAN BU iNSANLAR NASIL MUTLU OLUYOR
saf, kötülük düşünmeyen, düşünemeyen, küçük şeylerle mutlu olabilen, saçma esprilere içtenlikle gülebilen, insanlara kolaylıkla güvenebilen, herhangi bir olayda önce kendini düşünmeyipte önce arkadaşını veya sokaktaki herhangi bir insanı düşünebilen, birşeye bu kadın olsun futbol olsun kariyer olsun ne bileyim herhangi birşey olsun içtenlikle bağlanabilen insanları gördükçe onlara çok imreniyorum. kendimi sevmiyorum anlamı çıkmasın bundan ama onlar gibi olabilmek için kariyerimden vazgeçebilirdim.
Küstah olmakla beraber bazen insanları o kadar umursamıyorum ki var olduklarını bile unutuyorum sonra bana sitem edenlerin azıcık değeri varsa iletişim adına biraz da olsa çaba gösteriyorum. Kararımı sonunda değiştirmeyeceğim halde insanların fikirlerini alıyorum,ama yine de çok kararsızım ek olarak bazen kimin ne düşündüğü Umrumda olmuyor ha bir de hayattan beklentisi olan biriyim ve hala uyuyabiliyorum.
üşengeçliğim bu aralar zirve yaptı kışın vermiş olduğu kasvetten midir bilinmez ama her zaman kinden daha üşengecim şuan bir bardak su içmek için 40 kere düşünür hale geldim Allah sonumu hayretsin bir an önce üzerimdeki ölü toprağından kurtulmayı ümit ediyorum.
sıklıkla üzerinde durduğum özeleştirilerdir. çünkü bazı zamanlarda ortaya çıkan inatçılığım sayesinde bu durumu gerektirecek yine bazı istemediğim olaylara imza atabiliyorum. son zamanlara bakarsak bu tip özeleştirilerle birlikte eskisine göre daha bir iyiye gidiyorum denebilir.
bütün bu çaba ve yorgunluk,
nefret ettiğimiz bütün şu anlar,
bütün kayıplar ve fedakarlıklar,
özlediğimiz tüm şeyler,
tüm acılar ve bozukluklar,
göz yumduğumuz pislik,
bütün terkedilmişliklerimiz, ne için ? kim için ?