böyle sırf bir odamın eski küçük oyuncak arabalardan oluşmasını isterdim hep. En antikalarını en güzellerini böyle camların içine koyup duvara monte etmek isterdim. O odaya böyle canım sıkılınca girecek o sıkıntım geçene kadar orada duracaktım.
şimdi mi? yaş 23 bir sürü oyuncak arabam var. Onları içine koyacak bir odaya ihtiyacım var.
arkeolog olmak istemiştim ben, somut araştırmalar yapmak, insanlığa bir şey katmak güzel; ama türkiye'de iş imkanı az ve değersiz bir meslek olduğu için farklı alanlara yönelmek zorunda kalıyor insan mecburen.
kıssadan hisse: hayalin ne olursa olsun; azıcık ucundan dahi olsa, türkiye'de onu sikerler...
Eskişehir'de yaşıyorum, çocukken de burada yaşıyordum, yaşayanlar ya da gelmiş gezmiş olanlar bilir burada sürekli savaş uçakları gezer hava ikmal dolayısı ile. o uçaklar gezerken aynı anda ezan okunduğunu duyunca ezanı uçaktan okuyorlar sanardım ve bana çok epic bişeymiş gibi gelirdi. ilk çocukluk hayalim uçaktan ezan okumaktı sözlük. Ne kadar saf ve masummuşuz lan keşke hep öyle kalsaydık...
Daha mini mini minnah enseye şaplah dönemlerimde izledigim çizgi filmlerden fena etkilenmiştim. Ve büyüyünce bir gün ama bir gün bir çizgifilm karakteri olacağım demiştim kendime. Aynen öyle. Öyle özendiğim, büyüyünce şu karakter gibi olacağım diye değil bildiğin bir karakter olacağım demiştim. Bilen bilir space adventure of cobra diye bi çizgifilm vardı. Kırmızı köstümlü, sarışın, ağzında purosu olan cobra isimli karakter. Ben de böyle bir karakter olmalıyım diye sümüğümü çeke çeke gezerdim. Hele hele sol kolunu çıkarınca içinden lazer silahı çıkardı. Ah ahhh şimdi ise kolu geçtim para kazanıcam diye saçma sapan bir işte çalışmaktan götüm çıkıyo...