Öyle böyle aşk değildi, deli divane olmuştum resmen. 15 falandım ilk gördüğümde. Evde sürekli herkese fotoğraflarını gösterirdim. Şöyle baktı, böyle konuştu diye diye iç geçirirdim. çok seviyordum çok..
sınıfta buket diye bir kız vardı. sevdiğimi belletmek için saçına bir tomar dikenli ot atmıştım. kız saçını sıfıra kestirmek zorunda kalmasıyla başlamadan bitmişti o ilişki.
11 yaşındaydım, sınıfa gelişi hala gözlerimin önünde. ilk görüşte aşk, o günden sonra o nereye ben oraya. Çok güzel kızdı, benim için dünyanın en güzeliydi. Büyüdü çok güzel bir kadın oldu, sonra ne mi oldu? Evlendik.. şimdi dünyanın en güzel eşi ve annesi.
ilk okulda bir kız vardı, batmandan gelmişti esmer mi esmer, (tıpkı kumral ada mavi tuna kitabındaki ada gibi) o kitabı da bu yüzden mi çok sevdim bilmem. Her teneffüs kovalamaç oynardık ve ben hep onu kovalardım, tabi ben onu kovaladığım için oda beni kovalardı. Ne oldu dersiniz? kan kardeşim (bildiğin bileklerimizi kesip kan kardeşi olmuştuk) geldi ve o kızı seviyor musun dedi. Bende utangacım tabi (ne utangaçlık üniversiteye kadar devam etti bu utangaçlık) "yok" dedim. oda ben teklif edecem dedi ve bir buçuk senem çok kötü geçti. Ne günlerdi *
bahçelievlerdeki kreşten utkuydu. bana jelibon verip seni seviyoyum demişti. bende şekeri alıp kaçmıştım. bende seviyodum aslında. acaba şimdi ne yapıyodur.