Babamın sinirlenip bana baya kötü vurduğu bir günü hiç unutmuyorum. Sonrasında biraz kötü olmamdan ve annemin korkmasından dolayı kendi de telaşla gelip benim gönlümü 5 TL ile almıştı. Ben de çocuktum 5 TL nin hepsini istediğim gibi harcayabileceğimin mutluluğuyla yaşananları unutmuştum.
ilkokul 4. sınıfta bir gün beden dersinde hep oturduğumuz duvarın üstünde arkadaşlarla oturuyorduk. duvarın az ilerisinde yerde cem'in montu olduğuna emin olduğum bir mont vardı. cem'e seslendim montun orada diye, gelip baktı, "hayır benim değil" dedi. Net onun montuydu ama inandıramadım.
Sonra e madem bu cem'in montu değildi ve hepimiz çocuktuk, duvara tekrar çıktık ve monta tükürmeye başladık, denk getiren sayı yapmış oluyordu, su ve kolayla takviye yapanlar da vardı. 4/A sınıfının bütün erkekleri monta günlerce tükürdük.
Sonra ne oldu? Cem montunun kaybolduğunu farkedip tükürük tufanına maruz kalan monta tekrar bakmaya karar verdi. Ve mont cem'in montu çıktı. Bütün bunlar 2004'ün sıradan bir haftasında yaşandı.
burada anlatılsa da anlaşılamayacak anılardır.
çünkü çocukken yaşayabileceğiniz bir şeyden çıkartılabilecek hikaye ancak durum komedisi tadında olur.
durum komedisi de okumakla kolay kolay güldüremez, canlandırılması gerekir.