bir çok köylü çocuğu gibi ben de çobanlık yaptım.
köylü çocukların makus kaderidir yaz tatilinde çobanlık,
bu çocuklar olur da üniversite sınavında derece yaparsa hemen manşetten "çobanlıktan türkiye derecesine" diye bir haberle magazinsel basınımızın sayfalarını süsler.
ilkokul 1 in yaz tatilinde "taytıyım mı abi" cilerden biriydim. çok geçmeden 2 nci tartımı da alıp, karşı kaldırımı da parselledim. Elemanım bile vardı.
ilkokul 4 e kadar tartıyı bırakmadım. 4 bitince bisiklet tamircisinin yanında çıraklığa başladım. Fren teli ile dövmesinin dışında pek bir kötü yanı yoktu. Bisikletime ilk boynuzu orada taktım. Boynuz modifiye idi.
ilkokul 5 yazında tekstil sektörüne girdim. Bildiğin konfeksiyon yani. Ortacıydım. Kral Fm ile orada tanıştım. 12 yaşında dünyanın en büyük aşk acısını çekmeye başlamıştım. Allah cezasını versin. O makine seslerinin üstüne bir de akşama kadar arabesk dinlemek, çocuksu bedenimde derin yaralar açtı.
ortaokul 1 in yaz tatilinde kahvehane ile anlaştım. Sabah 08:00 akşam 18:00 günlük 17 milyondu. O zaman çok iyi paraydı. Hele sigara almaya gittiğimde para üstlerini faize mi yatırsam diye düşünürdüm. Tabi o zamanlar kahvelerde sigara serbest. ilk sigaramı da orada içtim.
Ortaokul 2 ve 3 yazlarında da kahvedeydim. Artık 10 numara Kahveci olmuştum. Hatta hafta sonları da akşam gitmeye başladım. Kumar masasındakilere "bol şanslar abi" demek 5 milyon bahşiş demekti. Ama işler umduğum gibi gitmedi. Adama 3 gece üst üste 'bol şans' dedim. Kaybetti hep. Siktir git lan velet diyerek, kariyerime baltayı vurdu.
Lise 1 yazında marangoz yanına çırak girdim. (kahveyi polise ihbar ettiğim için kumar yüzünden kapattılar) oduna şekil vermek hoşuma gitmişti. işi de kapmak üzereydim. Ta ki sigaramı kahvede olduğu gibi yere atana kadar. Adamın dükkanı tutuşuyordu. Marangoz kariyerimi de burada bitirdim.
Lise 2 yazında doğru düzgün bir iş bulmam gerektiğini düşünüp, internet cafeye girdim. Bilgisayarı öğrenmem uzun sürmedi. Gelen müşterileri memnuniyet ile gönderiyordum. Alt tarafı msn açıp, mirc da chat e sokuyordum. Evli ve koskoca adamların oraya gelip kız aramaları midemi bulandırıyordu.
Lise sonda üniversiteyi kazanamayacağımı bildiğimden geleceği olan bir meslek seçmem gerekiyordu. içimdeki garsonu fark ettim. Koluma 5 tabak dizerdim. Hey yavrum hey. Ne günlerdi be.