dersanede felsefe dersindeyiz hoca son on dakika muhabbet ediyor geldi oturdu yanıma telefonumdan fotoğraflarıma bakıyordu. Ben salak arkadaşlarımın duvara *m var mi yazıp onu benim telefonumla çektiklerini unutmuş beraber bende bakıyordum fotoğraflara. Hoca tabi dolaşırken sen git o fotoğrafı lakk diye aç ben don kal. Hoca özür diledi ardından. Ama ben böyle rezillik yaşamadım hayatımda. (bkz: bu da böyle bir anımdır)
küçük beyni duvara sokulası bir insana aşırı sinirlenmişim,bir arkadaşıma mesaj atıyorum,bir yandan da benim için abiden öte olan çok samimi olduğum bir hocamla konuşuyoruz mesajla.
mesajı yazdım yazdım yazdım en sonuna da 'bunlarla mı uğraşıcaz amına koyim ya sinir stres sahibi bir insan oldum iyice yemin ederim' diye bir cümle ekledim. (sinirliyken gözüm hiçbirşey görmüyor maalesef,olmadık küfürler edebiliyorum) eklemez olaydım.sen son kullanılan alıcılar listesinde arkadaşının adı yerine hocanın adını işaretle,bakmadan göndere bas.iletim raporu geldiğinde farkettim.nasıl yerin dibine giriyorum ama.nasıl özür diliyorum.iyi dalga geçti benimle.çok utandım lan.bir daha da bakmadan mesaj falan atmam. (bkz: bu da bana ders olsun)
eve gelen misafirlerin harçlık verebileceği yaşlarda idim. eve uzaktan bir akrabamız gelmişti ve sohbetin ilerleyen vakitlerinde cebinden parayı çıkartarak:
derste hoca çıkar o sakızı dedi bana bende nasıl saklayacağımı bilemedim hocam yok sakız falan dedim
o da gördüm çiğniyodun dedi bende hala hayır hocam çiğnemiyodum dedim o da geviş getiriyodun heralde dedi
hocanın beni unutması için dua ettim.
Turnuvada finallere kalacağız heyecanından auta çıkmamış topu aut sanrısı yaşayarak kale vuruşu için yere koymak, bağıran defans oyuncularına mal mal bakmak, sonra rakip forvetin gelip topa yapıştırması ve gol olup gruptan çıkamamak.
O gün bizimkilerin tecavüzünün elinden rakip takım kurtardı düşünün yani nasıl feci bir an.
Lisede yemek sırasında ilerlerken bir taraftan yan sırada bekleyen bir üst dönemdeki çocuğa bakıyordum. Daha sonra sıranın ilerlemesiyle tabi ben de ilerledim. Ama hızımı alamayıp önümdeki elemana çarptım. Çok utanmıştım.
Gece sevgili kolunuza kalp çizip kalbin içine ismini yazar. Sabah kalkıp işe gidilir. Bir anda müşavirin proje müdürü, kendi proje müdürüm, patronlar ve kurumların uzmanları ile toplantıya girilir. Havasız kalınca azıcık ferahlamak için kazağın kolları sıvanır. O sırada söze girerken kalp çizili kol herkes tarafından görülür. Yer yarılmaz. Ayak uçlarımla büyük bir gayretle çabalasam da bunu becerememem. Herkes sırıtır. Yanaklar ve kulaklar kızarır.
işle ilgili orjinal yağlı kağıdında bir dolapdere hacıhüsrev küfürü ettikten hemen sonra arkayı dönüp işyerinde çalışan en güzel kızla burun buruna gelmek.
Gümrükteki Tır parkının yanındaki bp'den benzin alıyordum geçen yaz.
Bağyan ödemesini yapacak diye bana yol veren tır şoförü abilerin arasından kasaya geldim.
Buraya kadar biraz feriştah üslubu mu oldu? neyse olan oldu.
Kartı uzatıp, 100 tl dedim. Çünkü ben hep 100 TL'lik alırım.
Kasadaki abi karttan parayı çekerken bir yandan kasa önündeki ıncık cıncığa bakıyorum. Gözüme ufak bir acısos şişesi ilişti. Aldım evire çevire baktım, yazmıyor ne olduğu.
Kasadaki abiye sordum :
- bu nedir abi?
- abla o sana göre değil.
- iyi de ne bu?
- abla...
- ?
- abla...
Etrafta benim dışımda herkes fayans sayıyor.
- a ne bu ama?
- abla o erkekler için.
- ne erkekler için?
- ...
- kartımı alabilir miyim lütfen?
Ve merve kaçarak uzaklaşır TıRların arasından.
Tırların içinden yarım, koşarak koşarak gel bana gel.
Edit: bilmemem normalmiş. Kimse bilmiyormuş. iyi bari. Ürün sıvı viagra gibi bir şeymiş. Üstünde kaplan maplan vardı, bilemedim.
