sözlük yazarlarının yediği en şahane dayaklar

entry52 galeri0
    51.
  1. dayak yemek demeyelimde;

    askeriyede sabah yoklaması alınmadan bilirsiniz kıyafet, sakal tıraşı, bot temizliğine dikkat ederler komutanlar bende o zamanlar kuru şekilde tıraş oluyorum daha pratik olsun diye denemenizi tavsiye etmem cildi, sakallları sertleştiriyor tıraş olurkende ilk başlarda o kadar hissetmezsin ama sonra kendi derini yüzüyormuş gibi acır sızlamaya başlar neyse tıraşı oldum sabah yoklamasını o şekilde aldım kuru tıraş olduğum için malum sıfır tıraş olmuyor öğlen arasında yoklamaya yakın uzman cavuşun biri fark edip yanına cağırdı

    + emredin komutanım dedim
    - o yüzünün hali ne ?
    - sen sabah tıraş olmadın mı ?
    + oldum komutanım.

    sen gel batarya gazinosunun orda milletin içinde sağlam bir tokat yapıştır. o kadar zoruma gittiki anlatamam sinirden yumruklarımı sıktım. yumruklarımı sıktığımı gördü komutan

    - ne o vuracak mısın?
    - yürü sikt*r git o sakalları kes içtimada görmeyeceğim o şekil seni

    dedi ve itmeye kalktı. karşı gelemeden dediğini yaptım. '' 2009 yılında gerçekleşmiştir ''

    buda böyle bir anım.
    0 ...
  2. 50.
  3. Lise dönemim, meslek lisesi Size birşeyler ifade etmiştir. Alışkınız kavgaya gürültüye okulda hep bir Survivor havası estiği için, sanırsın okumak için değil hayatta kalmak için uğraşıyoruz öyle tripler. Günlerden bir kış hava göt kesiyor o derece soğuk öğle vakitlerinde okulun kapısından çıkmamla 6 kişinin danaya girer gibi beni paket etmesi olayıdır, dayak sebebi ise içler acısı yaşça büyük apaçi insanının hayatımda görmediğim manitasına asılıyor olmam imiş, tanınıyom lan dedikçe vurdular ibneler. Sonra olay aydınlanıyor tabi isim benzerliğinden bu dingiller nerden buldularsa kurban olarak beni seçiyorlar, ya kardeş senide okadar dövdük kusura bakma diyorlar göt laleleri, ben ise bilimum vücut çürükleri, Yarılmış bir kaş ile olay mahallinden ayrılıyorum. Okkalı dayak yemiş olsamda şuan komik geliyor.
    1 ...
  4. 49.
  5. bir tanesini hatırlıyorum. o zamanlarda tipimden ve giyiniş tarzımdan dolayı şahsıma laf atan 4 kişilik "adam" grubuna önce kulaklıklarımı çıkarıp sadece dik dik bakmam, hemen sonrasında "ne bakıyorsun yaprağım" sözünü işitmemle birlikte ukala bir tavırla gülüp umursamayarak kulaklıklarımı takarak yoluma devam etmem. akabinde bu adamların beni sırtımdan çekip bir güzel dövmesi. yani filmlerdeki gibi bir dayak yedim şu hayatta evet. tabii ben de bir kaçının gözünü morartıp burnunu kırmadım değil. 4 kişi bu o kadar da olsun değil mi sözlük. yani benim gibi kendi halinde bir adamı bile kavga ettiriyorlar zorla ayıp. sonuçta ne demiş kafka? "Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki silahsızsınız bayım". el mecbur uçan kafalar savaşıyor tabii.
    2 ...
  6. 48.
  7. bir entryde yediğim dayak anısını anlatmıştım bu da diğer bir linç anısı belki 16 yaşındaydım gittiğim lise memleketimin sayılı kötü liselerindendi sağolsun arkadaşlar psikopatlıkta sertifika verilmesi gereken insanlardı önüme bakıyordum sen neye bakıyon lan diye bir ses geldi dedim aha kavga var kafamı kaldırdım fakat kavga yoktu iki tane göz bana bakıyordu dedim sıkıntı mı var sıkıntı benim dedi sonra anladım ki sıkıntı 7 kişiydi ve 7 si de güzel sıkıntıydı...
    2 ...
  8. 47.
  9. dallamalar dayağı yemiş götleri üzerine oturmuşlar. gelmiş bal yemiş gibi anlatıyorlar. lan bi ziktirin gidin sözlüğün yüz karaları sizi, size dayak yerseniz sözlüğe uğramayın demedim mi.
    3 ...
  10. 46.
  11. sene 2004 beyler.
    lise2'deyiz. izmir karataş lisesinde okudum liseyi.
    nisan ayları havalar hafif ısınmaya başlamış bizim de kurtlar kaynıyo tabi.
    toplam 7 kişi nargile kafeye gitmeye karar verdik.
    gümrük denilen bölgede otobüslerin toplu duraklarının olduğu yer var bilenler bilir.
    orada şımarık cafe diye bi yere çöktük hala unutmam ismini.
    tabi o zamanlar kapalı alanda sigara içme yasağı yok. söyledik biz nargileleri çayları muhabbet gırgır.

    yanımdaki arkadaşlardan birisi kadifekalede oturuyor, babası esrar yetiştirip satmaktan hüküm giymiş bi tip.
    biri daha aynı yerde oturuyor. falan filan neyse oturuyoruz fakat şu ayrıntıyı vermem gerek şark köşesi gibi dizayn edilmişti kafe. ve yukarda sadece biz vardık.
    o sırada yandaki köşeye 4 tane kız geldi lise üniformalarıyla. allah var yukarda, hiçbirimiz dönüp bakmadık bile.
    fakat kendi aramızda muhabbet devam ediyor. aradan 15-20 dakika geçti biz kalktık tam giderken nezaket icabı "iyi günler" dedik bunlara transit geçtik *. bunlardan biri "size de iyi günler her ne kadar tanışamasak da..." dedi. *. biz de eyvallah nezaketiz falan ama nihayetinde ergeniz hormonlar tepede. hemen eteğini sıyırdı kız üzerime çıktı... yok pardon bu o değildi... ha ne diyodum? bu öyle diyince biz de "ayıpsın" modunda çöktük yanlarına muhabbet geyik, neyse hacılar içlerinde çookk güzel bi tip var ben de onunla ilgileniyorum. bu da gördüğü ilgiden şikayetçi değil derken bi tip geldi. uzaktan bizi kesiyo desem yanlış olur; direk bana bakıyo ama versem sikecek. öyle bi bakış. ne bakıyon desem yanımdaki psikopatlar benden önce çiğ çiğ yer adamı. işin kötüsü elemanın sol kolu da alçıda.

    neyse biz bu kızla telefon numaralarımızı alıp verdik servislere binmek üzere okula doğru yürümeye başladık. yolda kızla sms'leşirken cumartesi buluşma kararı aldık. ertesi gün son ders boştu. karataşın ordaki parkta oturuyoruz aynı 7 kişi sigara tüttürüyoruz. telefonum çaldı. açtım direk küfürle girdi eleman. ama öyle böyle değil.. ben de başladım küfüre sonra benim telefonu eline alan herifin annesine kızkardeşine yazılmaya başladı. benim telefon dönüyor elden ele. neyse aldım telefonu kimsin nesin muhabbeti. meğersem benim kıza aşıkmış bu denyo. o kolu alçıdaki eleman. "gel" dedim bizim oraya kapışacaz. yok dedi gelmem sen gel.

    bu arada kız sürekli arıyo mesaj atıyo yapmayın etmeyin diye. olay en son "buluşup konuşacaz" şekline döndü.

    ertesi gün buluşmaya gidiyoruz. söylememe gerek var mı bilmiyorum ama; aynı 7 kişi. bizim torbacı arkadaş kurusıkı falan getirmiş yanında. hacı heriflerle kordonda bi karşılaştık. tertemiz 30 kişi. eksiği yok fazlası var. dedik beyler plan net. iskele alabanda tornistan yapıyoruz. arkayı bi döndük; bi o kadar da arkamızdan geliyo. neyse biz bunlarla "behçet uz çocuk hastanesi"nin önünde denk geldik.

    "neden bu ayrıntıyı verdin?" derseniz sizin de amınıza koyarım bak çok fena gerildim. ama yine de söyliyim annem orda çalışıyodu. ama allah'tan o gün izinli.

    kırıkkol ve ben karşı karşıyayız. "nedir lan dedim derdin?", "ben o kızı 2 senedir seviyom çok aşığım." dedi.
    "eğer delikanlı gibi seviyosan görüşmem bilader sevene saygımız var" dedim.
    tam ortalık yatışacak;

    bu yanında bi eleman getirmiş, sik kadar boyu vardı, saçlar tavuk götü modelinde jöleli. "beyler buraya konuşmaya mı geldik aq" dedi zıpladı bizim torbacıya çaktı kafayı. ama bizim çocuk da boş değil, kendini geri çekti çocuğun kafa boşa çıktı. bu tuttu bunun kafadan patlattı yumruğu. tavuk götü yerde. beyler ortalık bi karıştı aq.. bizim 4 kişi anında kirişi kırdı zaten. kaçtı piçler. adamların yarısı bunları kovalamaya gitti. torbacı ben ve maho kaldık adamların ortasında. hacı yakışıklıyız da şimdi o sıralar. yüzü korumaya çalışıyoruz. sırtımıza yemediğimiz tekme yumruk kalmadı. gömlek falan paramparça. pantolonumun cebinden siemens mc60 telefonum vardı o düşmüş. o sırada maho buldu bi boşluk kirişi kırdı. ali'ye direk, sen de kaç diye bağırdım

    neyse beyler kafamı kaldırdım ilk önüme gelene abandım yumruğu. biz de boş değiliz tabi kick-box yapıyoruz. ayıptır söylemesi sağlamdır biraz yumruklar. ben patlatır patlatmaz bi boşluk oldu aliyle ikimiz kaçtık. ali * malı da belinden kurusıkıyı çıkarmış havaya sıkıyo. lan gerizekalı dayak yemeden önce yesene o boku. niye şimdi ? neyse adamlar da uzadı. bu arada delikanlı çocuklarmış, benim yere düşen telefonu ordaki güvenlik görevlisine vermeyi ihmal etmediler.

    bizim kaçan 4'lü salaklar, mc donald's tuvaletine saklanmış. benim vurduğum çocuk da oraya girmiş yumruğu burnuna yiyince. burnu kırılmış malın. bizimkiler içerden konuşmalarını duymuşlar. şansa bak attığım yumruk da kızı seven denyoya denk gelmiş.

    tabi hikaye burada bitmiyor. 3-5 gün sonra benim alçılı denyo'yu bahribaba'da gördük. kolundaki alçıya ek burnuna da alçı yapmışlar. söylememe gerek var mı bilmiyorum ama biz aynı 7 kişiyiz. eleman tek. bişey yapmadık tabi. racon bilen delikanlılardandık. selamlaştık. sonra eleman bizim alinin bi tanıdığının tanıdığı çıktı herifle kanki olduk harbiden kırılmış burnu herif tebrik etmişti "çok sağlam patlattın." diye...
    3 ...
  12. 45.
  13. 1997 yılıydı üniversite 2. sınıf öğrencisiydim. yurdun kafeteryasında arkadaşlarla otururken bir arkadaşımız ağzı yüzü kan içinde yanımıza geldi. fen-edebiyat fakültesinde okuyordu bir ayağı ve bir kolundan engelliydi. kendini ülkücü zanneden bir grup "neden kafayı sert tokuşturuyorsun" diye arkadaşı dövmüşler. bizde olacakları tahmin edip yurda kaçırdık arkadaşı. o sırada öğrenci kimliğimi kafeteryanın çay ocağında unuttuğumu farkettim. çıkma dışarısı tehlikeli deselerde başka çarem yoktu ertesi gün sınavım olduğundan illa kimliği almak zorundaydım. tam kafeteryanın önüne geldiğimde 4 kişi önümü kesti. ağır bir karadeniz şivesiyle bizi kaçırma esnasında gördüklerini ve arkadaşı hangi odaya sakladığımızı söylememi istediler. öleceğimi bilsem kimseyi satmadım hayatım boyunca yine aynı şeyi yaptım söylemedim. kız bloğunun hemen önünde yediğim o dayağı hiç unutmam. ağzımı burnumu kırdılar ama söyletemediler arkadaşın yerini.
    5 ...
  14. 44.
  15. Babam beni kanepeler arasında uçak atar gibi bi oraya bi oraya attı en sonunda nefesim kesildi yere düşünce. Yediğim en pis dayaktır.
    1 ...
  16. 43.
  17. annem beni çırılçıplak * banyoda vileda sopasıyla dövdü.
    babam eline geçirdiği tencere ve tavayla * bahçe kapısına kadar beni koşturdu ama dövemedi.
    1 ...
  18. 42.
  19. gece kafayi yastiga koydugumda mecburi saga donecek kadar saglam dayak yemistim. zira kafamin sol lobunda sopa kirmislardi sagolsunlar.
    0 ...
  20. 41.
  21. babam bana evden çıkana kadar tekme atmıştı.
    0 ...
  22. 40.
  23. dayak değildir ama dayaktan beter bi husus. eve erken gelen küçük kız kardeşinden haberi olmayan bendeniz. şans eseri o günde ben erken çıkmıştım işten, eve gelip üstümü değiştirip dışarı çıkmam gerekliydi, ne hikmetse aynı dakikalar içinde kız kardeşim de üstünü değişiyormuş, odaya hurrraa dalınca onu hafif giyinik görünce bazı bölümleri (kendisi o sıralar blue cağına yeni girdiği için, utangaç ve sinirliydi)

    - şey kem küm 1dk açıklayabilirim lan.
    + abbbbbbbbbbbbbbbbiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!!!! patır kütür çatır çutur

    o an yatağın üstünde bulunan laptobu kafama fırlatmıştı. hayır bildiğin kaşımın üstü yarılmış, laptobda hiç bi sorun yoktu. yetmediği gibi yerde bulunan terlikleri atmaya devam etmişti. şaka maka kaşıma 3 dikiş atılmıştı.

    ondan sonra o mu ben mi özür dileyecez diye düşünüp dururken. ben dilemiştim, ama halen konuşmuyordu.

    aradan uzun bir süre geçtikten sonra, kaşımın nasıl olduğunu sormuştu. "HP" yazıyo kaşımda demiştim. Gülüp geçmiştik *
    2 ...
  24. 39.
  25. iLK OKULDAYKEN 5-6 KiŞiNiN BENi ORTASINA ALIP YERDE TEKMELEDiĞi DAYAKTIR. AYNI FiLiMLERDE Ki GiBi OLUYORDU. TADI DAMAĞIMDADIR.
    0 ...
  26. 38.
  27. lisedeyken okul çıkışı bir arkadaşımızın içinde olduğu bir grubun kavgasına iştirak etmiştik. kimse kavganın neden çıktığını bilmiyor zira kavga esnasında konuşan bile yok. herkes karşısına bir adam almış sadece yumruk ve tekmeler konuşuyordu. kimse yanında boğuşan ikiliye mudahil olmuyordu. benim dövüş partnerimde beni dayak yeme konusunda oldukça tatmin eden birisiydi. ona bir nevi biat etmistim. ağzım burnum kan içinde ama ben yaklaşık 20 kişinin katıldığı bu kavganın senkronizasyonuna,mertligine hayran kalmıştım. ne bir bıçak, ne bir sopa kullanan vardı. ağzım,burnum dağılmıştı sonunda ama kavgaya karışan her iki tarafıda tek tek tebrik etmek istedim. en güzel anılarımdan birisidir bu eşek yükü dayak yediğim kavga.
    3 ...
  28. 37.
  29. arkadaşımla istanbul bahçelievler de geziyorduk, karşımızdan gelen * köşe başı serserileri yanımdaki arkadaşa " ne bakıyon lan yarraaam " dedi. benim arkadaşım laz, döndü buna kafayı bir yerleştirdi. anında bütün serseriler bizim üzerimize daldı, ben 1 yumruk vuruyorum 5 yumruk yiyorum. böylece karnımızı dayakla doyurmuş olduk.
    1 ...
  30. 36.
  31. sol gözüme gelen,
    lacivert adidas rom marka ayakkabının fotoğrafını hala görebilmeme sebep kavgadır.
    2 ...
  32. 35.
  33. o zamanlar 6 ya da 7 ye gidiyorum , öğretmenler zili çalmış bende acayip sıkışmıştım altıma işeyecek durumdayım neyse dedim ki öğretmen gelmeden gidip geleyim wc bir üst kattaydı tam merdivenleri bitirmemle beraber müdür yardımcısıyla göz göze geldim ''lan ben size sınıfa geçin demiyor muyum?'' diye bağırdı ben tamam deyip merdivenlerden inecekken yavşak sırtıma bir uçan tekme attı merdiven 12-13 kat vardı 13. merdivenden en aşağıya kadar düştüm. daha sonra gömleğimi çıkarıp baktım herifin ayakkabı numarası bile çıkmış sırtımda.
    5 ...
  34. 34.
  35. yer yalova tokmak köyü, seneyi hatırlamıyorum ama küçüğüm bir nebze. yaş max 15 yani. o zamanlar kendime bir şekil yapmışım, şimdi görseniz götünüzle gülersiniz. az uzun saça saç bandı, gözde de davids çakması gözlük, köyü geziyorum. tanıdık bir çocuk vardı benden bir yaş küçük, çağdaş'ın kardeşi barış. ben önünden geçerken (haklı olarak) taşşağa sardı, o tip ne dedi, çok saçma dedi, bir şeyler dedi, güldüm geçtim. benim sallamamama kızıp "orospu çocuğu!" diye (haksız olarak) bağırınca ben bunu altıma alıp dan dun çalışmaya başladım. ulan o babası olacak izbandut bizi nerden görmüş. sarışın, bıyıklı, 1.90 boylarında, tarlada çalışmaktan gürbüzleşmiş, organik gıdalarla sağlığına sağlık katmış, tibet öküzü gibi herif bana bir girdi, böyle bir herifin öldürmeden ve sakatlamadan 14-15 yaşındaki bir çocuğa atabileceği en fena dayağı düşünün, o oldu işte.
    2 ...
  36. 33.
  37. Hahaha. Bu tepkiyi, bu olayı sonradan anımsayıp vereceğimi düşünmezdim hiç. Ama şu yarıcı dayağa geleyim.

    Sene 1998. ilköğretim 3'e gitmekteyim. Önce oyuncuları takdim edeyim; bendeniz, müdür yardımcısı Celal hoca ve sınıf arkadaşım Betül. Klasik, sıradan, monoton, standart bir gündü abilerim, ablalarım, kardeşlerim. "Ders, tenefüs ve tenefüse ne kadarı sığarsa artık bir sınıf maçı, galibiyet ve ardından yine ders" demek isteyeceğim bir gündü. Ancak, neredeyse ezmediğimiz sınıf kalmadığından tırstıkları bir gündeydik. Kahrolmayasıca 3B kaptanı furkan altına edecekti neredeyse yenilgi korkusundan. O dönemlerde bizim için, tenefüste maç yoksa, boktan bir gündü açıkcası. Alternatifler mevcuttu ama "gidenin yeri dolmaz" sözündeki, o "giden" yerine futbolu koyarsak tam 12'den vurarız. işte böyle bir gündü. Sınıfta pek fazla kimse yok. 2 saat sonra müdür yardımcısından hayatımın ilk ve (22 yıllık hayatımdaki) tek tokat(lar)ını, dolayısıyla en manyak dayağını yemiştim. Ne oldu da buralara geldik? Flashback yapalım o boktan tenefüslerden 3.süne. Ön sıramda oturan Betül ve Sanem tenefüse çıkmışlardı. Havalar sıklat zaten, mayıs ayları. iki-üç kişiyiz sınıfta, 25 kişiden. Ne fırlamalık ne yaramazlık, argo literatüründe ne ipnelik yapsam diye düşünürken bendeniz sakin ve uslu çocuk olarak, aldım Betül'ün defterini, bir başyapıt çizdim defterinin orta sayfalarından birinin sağ üst köşesine. Bırakın o zamanları, bu çizim 22 yıllık hayatımda gördüğüm en muhteşem çizimimdi. Üniversitede teknik resim derslerinde bile göremezdiniz bu performansımı. Neyse işte, çizdiğim resim farklı bir şey olsun diye ayakta işeyen bir çocuk çizmiştim. Elleriyle penisini tutmasından, akan çişleri bile ayrıntısından ayrıntısına çizmiştim. Şaheserlik o ya, son damlalar sayfanın dışına düşüyordu. Adamımın ayağında ışıklı ayakkabısı bile vardı. Profil görünüşte olduğu için kısa saçları görünmüyordu ama zamanımızdaki en şaşalı yıldız olan arnold schwerzenegeasndasdhashder' in terminötörünün saçı vardı. Hâl bu olunca, birinci tenefüs zilini duymuş olan Betül ve Sanem ikilisi, inek ikili, manyak ikili, nasılsa gelmez dediğim ikili, ben daha, o şimdiki kadın çantaları gibi olan kalem kutularından silgiyi bulamadan sınıfa girmişlerdi. Hani, erkekler bilir, ozbir çekerken yakalanırız ya, ya da kızlar bilir, tam kabinde çırılçıplakken birine yakalanır ya, heh işte o duygularla içimden bir "hssktr" dediğimi hayal edin. Tam olarak bu oldu. Kız da çirkef, pisliğin teki zaten. Belki bilerek onun defterine yaptım ama silecektim abilerim, ablalarım, kardeşlerim be. Harbiden bak. Bu kadar inek olacaklarını nerden bilebilirdim ki? Her neyse, bu defteri aldı, bir çığlık, bir çığlık. Anaaam, o an sanki ayağını köpeğe, ne bileyim bir dobermana kaptırmış sanırsınız. ilk duyan Selma hocamızdı. Sınıf öğretmenimiz. ilk kontrolleri yapmış, bana "seninle sonra görüşeceğiz" selektörünü çakmış, mevzuyu Müdür yardımcısına iletmiş ve bizi sınıfa geri postalamıştı. inanın, o dersi, o bakışlar altında nasıl bitirdiğime hayret ettim. Ulan yaktın beni be, Betül. Şişko Betül. Kötü Betül. Neyse ders bitti. Çıktık Müdür Yardımcısının huzuruna. Sanırsınız ki, Şeyhülislam'ın veya Cumhurbaşkanı'nın huzuruna çıkıyoruz. Adam klasik tiplerden. Asabi müdür yardımcısı. Adama seslendiğinizi duymayıp, gidip arkasına ufacık bir dokunuşla yaklaşsanız bile ağzınızı yüzünüzü s.. sever diyim. Ne bu şiddet ne bu celal, Celalim! Bir de klasik tip dedik ya, müzik dersimize de girerdi. Bir şarkı söyleyişi vardı ki sormayın. Anlatıp, diyaframınızı parçalardım ama şimdiki konumuz defter ve sidikli çocuk çizimi. Ve beklenen oldu. Ülkesini, kıtasını, özgürlüğünü kaybetmiş yerliler gibi öfke krizine girdi. Çizimi mi beğenmedi ne oldu anlamadım ama çizimi gördüğü an adamın rengi beyazdan önce mora sonra sarıya en sonunda kırmızıya geçiş yaptı. Mübarek gökkuşağı gibiydi. Gerçekten bu hali daha karizmatik ve yakışıklıydı. Her gün bu çizimlerden yapsak, gözümüz gönlümüz şenlenirdi. Tam bu şenlik sahnelerini hayal ederken, sağ kulvardan bir tokat ardından Balkanlardan bir tokat derken, yüzü kızarık iki insan olmuştuk odada. Ben, ona bakıyorum o bana. Çok güzel empati oluştu aramızda. Bir an, ne derdin var be dostum, anlat hadi diyip sırtını sıvazlayasım bile geldi. Depresyona sokmuştum adamı. Bu duygularla, odadan çıkıp okuldan kaçtım, dosdoğru eve. Babam evde yoktu, doğal olarak. Anneme anlattım durumu ve hayatımda beklemediğim ve beni orda göt gibi bırakan, o en büyük tepkiyi aldım. "iyi yapmış."
    0 ...
  38. 32.
  39. güldüm benim de başıma gelecek işte! bu yaştan sonra dayak da mı yiyecektim?
    0 ...
  40. 31.
  41. fethiye ye tatile gidilir mekanda bir kızla tanışılır. Denize girelim der. Ben şortu giyer gelirim( yaklaşık 40 dakka sürdü ayakta duramıyacak kadar alkollü olduğum için) . Bu sefer ben vazgeçtim girmiycem der. Kızla tartışılır. Mekan sahipleri beni yanlış anlar dışarıya çıkartılırım. 10 kişilik bir çemberin arasına alınırım herkes üstüme gelmektedir bi susun amk da derdimi anlatıyım derim. Ama onlar pek dinlemez ve kavga başlar daha doğrusu dayak yiyişim. O gece mekan sahibine kız durumu anlatmıştır ve suçu olmadığım söylenmiştir. Yanıma gelip özür dilediler. Kabul etmeyip burada durmanın kendi açımdan tehlikeli olduğunu düşünüp geri dönmüştüm.
    0 ...
  42. 30.
  43. ayartılan hatunun babasından ve abisinden* yenilen temiz dayaktır. değmiş miydi? fazlasıyla.
    0 ...
  44. 29.
  45. sene 2003, ılık bir sonbahar günüydü. yapraklar sararmaya yüz tutmuş, ben ise güz aylarında yaşanan melankolik tavırlarımı takınıp, evimden çıkmıştım. okuluma ulaştığımda, okulun ağır ağbiler her zaman ki mekanlarında sigaralarını tellendiriyorlardı. bir önce ki yaz tanışıp tutkulu bir aşk yaşamaya başladığım kız arkadaşım ise hemen yanımızda ki özel okulda okumaktaydı. öğle tatilinde teller arasında ateşli bir muhabbete başlamışken, okulun üst katlarında ki bir pencereden bir ses geldi; "bebeye bak len, okula geleli 3-5 gün olmuş, kızlarla fingirdiyo"... serde erkeklik var ya, gir lan içeri pipi diye bağırdım. sonrasını hatırlamıyorum!
    3 ...
  46. 28.
  47. istanbul'da yurtta kalırken yemiştim. keko'nun biriydi ve ülkücüydü. yurtlarda teşkilat olur kalanlar bilir. bu da teşkilattandı. yanlış anlaşılma sonucu vurdu ağzıma yüzüme biraz.
    1 ...
  48. 27.
  49. Siverek il olsun diye bağırırken içerde çocuk uyuyo leynnn diyip çok pis tekme atmıştı arka mahalleden bi abi.. şimdi mutlu mu merak ediyorum Siverek hala il olamadıysa onun yüzündendir : )
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük