ayarına ayarla karşılık verdiğim ayardır,hem benim,hem elemanın yediği ayara bakın tarafınızı seçin.
efenim olay şöyle;
arkadaşlarla buluştuk,konuşuyoruz muhabbet ediyoruz falan sonra içimizden bi arkadaşımı,farklı bir şehire giden zamanında liseden ortak arkadaşımız olan biri aradı arkadaşı
tanım:arkadaşa "a kişisi" diyelim(uzaktan arkadaş)
neyse efendim telefonda ki arkadaş benim ne zaman gidip gitmeyeceğimi sordu,bende fazla durmam giderim dedim ee herşeyin normali makbul malum,neden durmuyor diye sordu telefonda ki arkadaş,tam ben işim va.. diyecek iken a kişisi demesin mi kerhanede dolandırıyorlar,yani bana kerkiniyorlarmışta peşimdelermiş o yüzden işim varmış gitmeliymişim,bende a kişisine aynen şöyle söyledim;
-a kişisinin müşterisi çokta sıra bekliyorum.
tabi ilk ayar veren o olduğu için ona gülündü biz garibim,keşke sallandırsaydım onu sözlük..
"... Barış ve anarşi işaretlerini sokaktaki kadın heykelinin iki göğsüne çizenler bu salaklardır işte. Coşarlar insan hayatının değersizliğini anlatırken. Ama daha sonra işkence gören bir teröristin haberi karşısında, en çelik hümanist kesilip insan haklarından dem vururlar. Çelik hümanistler çelik kapı taktırırlar evlerine, adlarına methiyeler dizdikleri kaosun, devrimin geldiği gün kendilerine bir zarar gelmesin diye. Sağdan nefret ederken soldan da etmeyi unutanlardır bunlar. Kişisel muhalefetlerine bir kalabalığın fikrini eklemekten zevk duyarlar. "Sola daha yakınım!" derler utanmadan. Gölgesiz yaşayamazlar, yalnız kalmaktan ödleri koptuğu için. Yakın olmazlarsa herhangi bir tarafa, yok olacaklarını düşünürler. Açık deniz adamlarının yanında karadan uzaklaşamayan dubalar gibi görünürler."
Babam herkese çok değer veren bir insandır. Bir gün benle annemin hiç hoşlanmadığı bir aileyi yemeğe davet etmiş. Biz de annemle babama çıkışmıştık. Babam niye o insanları sevmediğimizi sorunca ya baba çok gereksiz insanlar demiştim. Baam da durur mu yapıştırdı cevabı
'peki sen çok mu gereklisin' diye.
Babam lafı gediğine oturmustu, ben kımdım kı ınsanları kucumsuyordum.
Iste bunlar hep ders bana.
koridorda çarpışılan birkaç alt sınıf öğrencisinden yenen ayardır. -önüne baksana lan! +asıl sen bak önüne lan! üst sınıfsın diye ne artistlik yapıyon. -(yandaki arkadaşa dönerek) ibneye bak amk. +bakıyorum ya! ben böyle ayar görmedim. tebrik edip çay ısmarlanması gereken bir ayardı.
kızlı erkekli arkadaş grubuyla yolda yürümekteyiz. hava soğuk olduğundan ve yerler buz tuttuğundan düşmemek için koluma girmiş kız arkadaşımla (sevgili değil; kız bir arkadaşım) beraber grup olarak yürümekteyiz. elinde bir demet gül satmaya yanıma gelen çingene çocuğundan muazzam bir kapak yememe otuz saniye var. yürüyoruz...
- abe bi gül vereyim sana sevdiğine veresin.
+ yok yeğenim istemem sağol.
- abe al bi gül de yanındaki sevgilini mutlu edesin
+ yok aslanım yanımdaki sevgilim değil, arkadaşım. saol...
- aman be abe ben de diyorum böyle güzel ablanın senin gibi öküzün yanında ne işi var.
yediğim bu ayarı anlatmamın sebebi tamamen siz de yemeyin diye ahali. uzun saçlı bir arkadaşım vardı, saçını kestirmiş. Ben de şakasına
-sikime benzemişsin lan hahahahah
dedim. işte benim ölüm anım:
- çok mu kısa olmuş kanka?
bir keresinde aşırı acılı yemiş fena halde terlemişdim. Latif dayım içeri girdi ve terlemiş olduğumu gördü. Bense dedim: - dayı görüyormusun yemek yerken akıttığım ter çalışırken akıttığım terden ne kadar çok. - demez olaydım, anında latif dayımdan çevap geldi: - o ter utanç teri olduğu içi öyle, çalıştığın yediyinin hakkını karşılamadığı için utanç teri döküyorsun.
almanca başlık açayım derken nein kelimesini nine diye yazmıştım eksiyi basıp özel mesaj atınca birisi aklım başıma devrildi de götüm tutuşmuştu sözlük.
bana bir arı tarafından verilmiş ayardır. ortaokuldayken kırlık bir yerde arkadaşımla yürüyorduk. bir adet ehli hayvan geçebilir levhasını görünce ergenliğin verdiği gereksizlikle arkadaşıma "kızım bak senin fotoğrafını koymuşlar asnsfnsdfanşf!" şeklinde gülerek levhayı gösteriyordum. yaz tabi, tshirtlüyüm. kolumu da kaldırmışım. o sırada karşıdan resmen savrula savrula gelen elim kadar bir arı koluma çarptı. son saniye fark ettim ama arıdan çıkan sesleri anlamaya çalışıyordum, arının ebadını ve istikrarsız uçuşunu. neyse arı çarptı çarpmasına ama kolumdan da bir parça deri kopardı ve yine savrula savrula uçmaya başladı. ben aynı pozisyonda, sağ kolu levhayı işaret etmek için havada, ağzı açık bir şekilde kaldım; deriyi kopardığı yerden kan akmaya başladı. işte böyle bir ayardı sözlük arkadaşlarım. arkadaşımın allah'ın sopası yok imaları da cabası.
kitabı okumuşçasına verilen en sağlam örneklerden sonra (içimden bu adam s.ksen anlamaz okumadığımı derken)itolit hocanın -sen bu kitabı okumamışsın çık kızım, diyerek amfiden dışarı atışı.
küçük kuzenin verdiği akıl almaz ayardır. 5 yaşındaki kuzen dayımın çocuğu olup dayımın erkek kardeşi yoktur. kuzen hafiften kızdırılmaya çalışılır kişi kaşınmakta çocukla durduk yere uğraşmaktadır.
-senin niye hiç amcan yok canım? ha ha bak bunu bana amcam aldı senin amcan yok mu sana alsın?
- ee peki senin niye ikinci dayın yok?
işte bu ayar çocuğun grift akrabalık ilişkilerini çözdüğüne işaret ettiği için özellikle hatrımda kalmış ve gülme krizlerine sebep olmuştur.
dinle alakam yok. müslüman bi çocuk var sevdiğim.
bana yaklaşmaya yelteniyor.
- yanaşma bana. hem sigara hem bira içtim.
- ben senin her halini seviyorum. yaklaşamasam bile seviyorum.
laaaps. koydu tam orta yerime. çok fena.
bir gün mahallede arkadaşlarla otururken bisikletli bi amca geçiyor. Bende hemen atlıyorum. " amca piskledin tekerleri dönüyor. " yanımdaki angutlar hayvan gibi böğürürken amcamız ayarı veriyor. " onu sana daksak sende dönen lan yavşak. "
bu yedigim ayari anlatayim mi anlatmayayim mi diye dusunmedim degil hani. ama en sonunda anlatmaya karar verdim ki, baskalari yemesin boyle ayar. sanirim 12-13 yasindaydim. babamin bir arkadasi bize gelmisti mac izleme muhabbetine ve gayet de kakara kikiri bir geceydi. galatasaray galip gelmis, keyifler yerinde, babamlar bir yandan demleniyorlar bende ortamda salak salak onlari dinliyorum iste. sonra, -saat 12.30 civari olsa gerek- babamin arkadasi kisi ve bendeniz arasinda su tarihi konusma gecti:
- bryant24 senin okulun yok mu sabah?
- eee evet var ya. erken kalkicam aslinda.
- kacta gidiyosun okula?
- 7.30'da ders basliyor iste. 6.30 gibi kalkmam lazim.
- hmm. anladim.
- neyse. saat de gec oldu zaten. ben 1'i gecirmeden yatayim artik. (saat anlaminda tabii)
- niye? sen biri gecirmeden yatamiyor musun?
- *&^$%)*$#!!!!!
evet dostlar. ben hayatimda boyle bir ayar yedigimi hatirlamiyorum. babamin o anda ortamda olmamasini firsat bilen bu insafsiz zat, butun gecemin hatta butun gencligimin icine eden bu ayari verdi bana. e ortayi boyle acarsan, boyle koyarlar azizim. elin adami hic affetmiyor valla. siz siz olun boyle gerizekali bir cumle kurmayin sagda solda. ulan bak yine bir flashback yasadim, gecem allak bullak olucak yine.
(bkz: korkuyorum sözlük)