sözlük yazarlarının yaşadığı ibretlik olaylar

entry15 galeri0
    1.
  1. sözlük yazarlarının yaşadığı, okunduğunda ibret alınası olaylardır.
    1 ...
  2. 2.
  3. doğum günümde 2 şişe votka içip**, ardından yediğim-içtiğim ne varsa evin her yerine karış karış kusup, o uçuk kafayla halı saha maçına gitmek.

    ibretlik yanı; arkadaşlarım anlattı. ben hiç bir şey hatırlamıyorum.
    ilginç yanı; ulan 2 şişe votka içip ben nasıl alkol komasına girmem.
    okurlara ders; sakın arkadaşlarınıza güvenmeyin. ibret alın.
    4 ...
  4. 3.
  5. moderatörleri eleştirince çaylaklığa düşürülmek. sakın eleştirmeyin hatta üyeliğiniz silinebilir buda size koyabilir.
    3 ...
  6. 4.
  7. kız olaylarına girmek adedim değildir; lakin madem ibret alacaz buyurun anlatayım. iki hafta önce sevgiliden ayrılmıştık, kafada bitirdiğimi zannediyordum fakat her saat her dakka kafamda vardı yine, tamamen bitirmek istiyordum. çağırdım eskilerden bir kız başladık unutmaya herşeyi, geçmişi, gece uzundu fakat yine de sabah uyandığımda vardı kafamda , yine unutmamıştım. tekrar bir süpermen dönüşüyle derdimi anlatmak istiyordum ona. hala bağlı olduğumu, vazgeçmek istemediğimi.. velhasıl nasıl giriş yapacam ne konuşacam ne edecem derken evdeki elemanlar konsere çağırdı, gittik ; güzel çalıyordu keratalar. onlar seöylerken ben onu düşünüyordum. kızın yakınımda bir yerlerde olduğunu hissediyordum, aşk buydu heralde, hissetmekti, sağa sola bakarken onu gördüm ve yanında da eski sevgili müspetlisiyle; gözler yaşlı bi şekilde izliyordum, yanımdaki kankim onu da beni de gördü, koluma girdi düşüyordum, ayakta duramadım. daha fazla izleyemedim sevgi pıtırcıklarını, arkama aldım çılgın kalabalıkları ve yürüdum. ben hiçbirzaman sevmemiştim bir tek o vardı, hiç birinin peşinden koşmadım birtek onun peşinden koşturdum. aylar sürdü; not bırakmalar, takipler. beni hayatımdan alıkoymuştu, her vakit peşinde etrafındaydım. cafeye giderdi cafedeki elemanın yerine masasınaa bakardım, sinemaya giderdi yer gösteren olurdum. her hafta tiyatroya giderdi, tiyatroda figüranlık yaptım, oyunda birtek onu izliyor birtek onu düşünüyordum. velhasıl szölük ben ona aşıktım nacizane benliğimle; fakat her ayrılık ihanetle etmekle başlar ve ihanet bulmayla sonuçlanmalıydı.
    edit: imla
    4 ...
  8. 5.
  9. sperm halinde yapılan yarışta en birinci gelmek.
    2 ...
  10. 6.
  11. insani mal eden olaylardir. Dün gece ilk sevişilen kadın başlığına havva' dır, evet evet havva diye bir entry girdim.sonra acaba tek v ile miydi? diye kontrol edeyim dedim.

    havva yazdım getire tıkladim. Telefonum çaldı, konuşurken sözlüğü falan unuttum. Yarım saatlik sohbetten sonra sözlüğe döndüm.

    Ulan sol frame' e bir baktım. Havva ve ADEM Ile ilgili bir sürü başlık.

    -Hasiktir! Ne oluyoruz!
    dedim.

    Meğer getir yerine ara`ya tıklamışım. Bunu anlayana dek yaşadığım gerilimi anlatamam. Siz siz olun ilk sevişilen kadına havva demeyin.
    1 ...
  12. 7.
  13. sakın bir köpeğe gel pisi pisi demeyin.
    1 ...
  14. 8.
  15. kardeşim 2 sene önce.
    taşşaklardan varikosel ameliyatı oldum. evet.

    ameliyattan çıktım. yoğun bakımda üstelik narkozlu yarın baygın yatıyorum. yani sıfır noktasındayım nerdeyse.
    nolsa beğenirsin ?
    o vaziyette bile alet, ufaklık, canım benim kakma derdinde. böle kıpırdıyo, kıpırdanıyo, ıkınıyo falan.
    ama iyi dedim ya bi soru yok. çocuk turp gibi. şöyle bi rahatlık çöktü o moralle.

    ibretlik bir paylaşım gerçekten.
    1 ...
  16. 9.
  17. 10.
  18. çükümü fermuara sıkıştırdım.
    0 ...
  19. 11.
  20. dogdum..

    bu devirde yeterince ibretlik sayilir aslinda..

    not : ulan resmen parcaladim ortaligi ne laf ettim bee.. simdi bir suru baayan yazarin pm atip hayranliklarini dile getirmesi gerek ama nerdeee..
    0 ...
  21. 12.
  22. arkadaşıma necip fazıl'ın bir tane şiirini ben yazdım diye verdim. okudu sordum:

    + nasıl olmuş?
    - eh işte fena değil.

    sonra necip fazıl kısakürek yazılı aynı şiiri verdim. kahkahalar attı. eğer fazıl'ın olduğunu bilseydi şiire mükemmel diyecekti. önyargı adamın ağzına sıçar.
    3 ...
  23. 13.
  24. okulun 3. sınıfı bitmişti. bütün dersleri geçmiş olmamın sevinciyle yaz okuluna kalmak zorunda kalmayacak olmamın mutluluğuyla memleketime geri dönmüştüm. yaz okuluna kalmadığım için seviniyordum; çünkü çalışıp para kazanmam gerekiyordu. babam işçi emeklisiydi ve bana para göndermekte haliyle zorlanıyordu. ben de bütün bir yaz çalışıp para biriktiriyor, en azından harcımı yatırıyor ve hatta bütün bir dönem biriktirdiğim parayı kullanıyordum.

    ***

    üniversiteye daha başlamadığım zamanlarda, mahalleden bir arkadaş vasıtasıyla bol bol şehrimin otobüs terminaline gidip geliyordum. bende iş yoktu güç yoktu. mahalleden samimi olduğum arkadaşım bir otobüs firmasında yazıhanede bilet kesiyor, telefonlara bakıyordu. ben de gide gele terminalden şoför abiler, amcalar ve host - muavin arkadaşlar ediniyordum. gel zaman git zaman bu otobüs firmaların birinde işe başlamıştım te o zamanlar. üniversiteyi kazanınca da sadece yazları gidip çalışıyor ve para biriktiriyordum.

    ***

    ve bir yaz günü izmir otobüsüne düşmüştüm. uzak mesafe daha çok para getirdiği için sevinmiştim. müşterilerin getirmiş oldukları valizleri bagaja diziyordum ki bu esnada genç bir erkek elinde bir kutuyla yanıma geldi.

    - ''kolay gelsin, bu kutuda bir kedi var. izmir'e babamın yanına götürür müsünüz?'' dedi.
    + ''tabi.'' dedim. bileti kestim ve bagajın içine, valizlerin üstüne düşmemesi ve kedinin yaralanmaması veya ölmemesi için güzelce kutuyu yerleştirdim. çünkü kedinin başına bir şey gelirse başıma kötü şeyler gelebilirdi. hatta kedi güzel güzel nefes alabilsin diye kutuya delikler bile açtım.

    ***

    manisa'da mola verdik. kediyi merak edip bagaja gittim. bagajda çok kötü bir koku vardı. kutuyu açtım. bir de ne göreyim! kedi mort amk! kedi ölmüş! ne yapacağımı bilemedim. aldı beni bir telaş. gittim şoför abinin yanına. dedim böyleyken böyle; kedi ölmüş. napçaz diye sordum.

    - ''şu çöp kutularının orada bir ton kedi var olum, benzerinden bir tanesi yakala koy kutunun içine amk.'' dedi.
    +''abi saçmalama, ya anlarlarsa?''
    - ''nerden anlıcaklar olum?'' dedi.

    yapacak başka bir şey yoktu. ölü kediyi çöpe atıp canhıraş bir şekilde benzer bir kedi yakalayıp zar zor kutunun içine soktum ve koydum bagaja. elim,yüzüm tırmık; pantolonum ve gömleğim toz içinde kalmıştı ve çok fena terlemiştim. izmir'e kadar hep dua ettim; inşallah kedinin o kedi olmadığını anlamazlar diye.

    ***

    izmir'e vardığımızda yaşlı bir amca yanıma geldi.

    - ''evladım bizim bir kutu olacaktı.'' dedi, ''içinde kedi vardı.''
    ben yusuf yusuf yapmaya başlamıştım. inşallah anlamaz diye dua etmeye devam ettim. bagajı açtım, kutuyu aldım amcanın eline verdim. kutunun içindeki kedi, sokak kedisi olduğu için yabaniydi haliyle. kedi debelendi ve kutudan fırlayıp kaçtı. aha dedim içimden, kediyi görmeden kaçtı. hem adamın elinden kaçtı bana ne! benim sorumluluğumda değildi. yırtmıştım. ama karşımdaki yaşlı adam önce kızarmaya sonra morarmaya başladı. elini kalbine götürdü. yaşlı adamı yazıhaneye götürdüm. su verip eline, yüzüne kolonyayla sürdüm. adam kendine geldikten sonra sordum.

    - ''noldu amca neyin var?'' diye sordum.
    + ''oğlum, bu kedi ölüydü; nasıl dirilttiniz bunu?''
    - ''ölü müydü? nasıl yani?''
    + ''ya benim çocuklar... kedi öldükten sonra izmir'e gömülmesini istediler. o yüzden kedinin ölüsünü yollayacaklardı bana.'' dedi.
    ben şok olmuştum. neyin ne olduğunu anlayamamıştım. ben tüm olayı tüm samimiyetimle amcaya anlattım. dedim böyleyken böyle, molada bir baktım kedi ölü. öyle olunca kediyi çöpe attım oradan başka bir kediyi kutunun içine koymuştum olay anlaşılmasın diye. allahtan amca anlayışlı biri çıkmıştı. ''olan olmuş evladım. ben, çocuklara kediyi aldığımı ve kediyi evin bahçesine gömdüğümü söylerim.'' dedi. amcayla biraz gülüştükten sonra amca evine doğru yol aldı.
    2 ...
  25. 14.
  26. istediğim kiloya düştükten sonra hayvan gibi yemek ve hala kilo vermek.
    4 ...
  27. 15.
  28. geçen serviste kulaklığın tekini düşürdüm.
    ibretlik bir olay idi.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük