Yazılı sırasında anlamadığı yeri soran öğrenciye açıklama yaparken çok kaptırıp sorunun cevabını vermek. Bir de duymayanlar oluyor o sırada.
"Ne dedi lan hoca ne dedi?" diyenlere de mecburen cevabı bir daha söylüyorum.
Bir şeyi enine boyuna düşünmeden aniden karar vermek.
Bazen aşırı duygusal olup bazen aşırı sert olmak.
Duygularımla hareket etmek istemeyip yine çoğu zaman duygularımla hareket etmek.
beyaz bi torosum vardı satmıştım birine aradan bikaç gün gecti o kadar çok icmisim ki torosu adamdan tam iki katına geri almışım hemde peşin para yemin ediyorum hiç hatırlamıyorum
adam insan evladıymış ta sabah getirip parayı vermişti.
Evdeki kolonları, hoparlörleri balkona çıkartıp mahalleye müzik dinletiyordum. Bu yaptığım mallığa da konser adını vermiştim.
Bir gün de kırmızı sprey boya bulmam üzerine oturduğumuz binanın duvarlarına "konser var kat x no x x blok gethere*" yazmıştım. Çok fırça yediğimi ve Anamgilin duvardaki yazıları tel ile kazımaya çalıştıklarını hatırlıyorum. Hala da duruyor o yazılar. Eğer bir gün o yazıları görürseniz bunu hangi orospu çocuğu yazmış demeyin lan.
Böyle de mal bi çocukluk geçirdim. Saftık, maldık ama mutluyduk.
evde gezinirken çarptığım eşyalara dönüp pardon demek. bazen yapıyorum bunu. hayır deli değilim sadece sosyal hayattaki kibarlıktan ileri gelen bir alışkanlık durumu bu. Evet gerçekten deli değilim, sadece kibarım valla bak.
Hall of Fools diye bir bulvar açılsa ve en başına benim resmim konsa yeridir.
edit: aldatma derken cinsel anlamda değil, büyük yalan söyleme anlamında.
Aldatacak karının totosunu keserim.*
vakti zamanında serkan adında bir arkadaşım ile akşam saatlerinde camiye girmiştik. serkan imamın vaaz verdiği yere çıkmıştı ben ise mikrofonu elime aldım açtım. küt küt diye sesler gelmişti. birisi geliyor sanıp kapıya doğru koşmuştuk. daha sonra anladık ki o gelen küt küt sesi mükrofondan dolayı oldu. mikrofonu elime aldım sesler çıkarmaya başladım. sanırım ekolayzırı da kurcalamıştım. ses gümbür gümbür geliyordu. sesin güzelliğinden ve kalitesinden etkilenip beat box yapmıştım. tam kendimi kaptırmışken caminin camına mavi kırmızı ışıklar vurmaya çalıştı ve ardından kapı açıldı. evet polisler gelmişti. dışarı çıkmıştık. 2 resmi polis arabası 3 tane sivil polis arabası kapıda bekliyordu * ve polisler yığılmıştı. korkudan altıma sıçmıştım *. ne yapıyorsunuz gençler falan diye sordular. ihbar gelmiş onun üzerine gelmişler. camilerde hırsızlık falan oluyor demişlerdi. sanırım tc numaralarımızı almışlardı ve göndermişlerdi. çocuktuk işte. ayrıca benim yaptığım beatbox mahallenin dört bir yanında yankılanmış. muhtemelen ekolayzır ile oynayınca sesi minareye de verdim...