uludağ sözlük'te yazar olduğumda nickim adım ve soyadımdan oluşuyordu ve bu yüzden 1 yıl kadar entry girmemiştim. nickimi değiştirmek istedim. bir derdim var butonundan derdimi ilettim ama geri dönüş de oradanmış bilemedim ve bir yıl boyunca gelip gidip normal gelen kutusuna baktım. boş görünce sinirlendim. okkalı bir mesaj attım yönetime.
nedendir bilmem bu kez cevap için bir derdim var kutusuna bakmak geldi aklıma. bir de baktım ki daha önceki tüm şikayetlerime cevaplar gelmiş ben geri dönmediğim için kapanmış. tabi bu durumdan habersiz yönetim benim kalaylamamı da mazur görüp üstüne özür dileyerek nickimi değiştirdi. çok utandım.
bu mallığım yüzünden 6. nesil yazar olmama rağmen 2010 mayısında yazmaya başladım.
temsilikteki personelin merkezinde ki amirini arayı efendim yarın ki toplantının hazırlıklarını yaptım. birazdan cıkıcaz demesidir. akabinde amirinin biz ofiste 15.30 a kadar çalışıcaz sende ayrılma yerinden komutunu duymaktır. *, zaten yarında çalışacam , bir de mecburiyetten kalan güvenliğin sol kulağıma yardırarak saydırması var tabi *. sürekli çınlıyo. neyseki son iki dakikam.
kpds ayağına, alışık olmayan bünyeye yaptığım ingilizce takviyesi sonrası oturma odasına geçtim. babam shrek izlerken, sağ üst köşede gördüğüm "man:0 bur:2" yazısının üzerine:
"oha bursaya bak manchestera iki tane çakmış" demiş bulundum. peder beni tşşağa almak için fırsat kolladığından "ulan işe bak bursa şampiyon oldu diye ingiltere ligine almışlar. manisa o gerizekalı, manisa!" deyu yapıştırdı. @2 yine sikti amskym!
aptallık değil direkt mallık benimki. devrim tarihi sınavındayız, optikler dağıtılmış sınav başlayacak. tabii tek zeki türk genci benim ya hemen optiğin arkasına tarihleri yazdım kopya çekerim diye... tabi hoca ters köşe yapmış hiç tarih sorusu yok. neyse tamam dedim silerim birazdan optiğin arkasını.tabi ne birazdan, hangi birazdan? sınavdan çıktım o rahatlıkla yemeğe gidiyordum ki aklıma ne gelsin. kopyaları silmeyi unutmuşum. koşa koşa sınıfa git, hoca yalan uydur derken ömrümün 1/5 i tükendi o ara. hocayı görür görmez düşünmeye vakit bulamadığım yalanı o an uyduruverdim. 'hocam ben de 2 isim var. sorun çıkıyor optiklerde.tek adımı silmem lazım' hoca yedi tabi, optiği alır almaz sildim tüm kopya teşebbüslerini. ama tabii mallığım ve korkum yanıma kar kaldı...***
ben 07 ucu olan var mi olarak yaptığım aptallıkları sıralasam sayfalar dolar ama son bir kaç bi şey yazmak sanırım içimide rahatlatır.
ulan dost sanıp güveniyorsun yaptığı hataları bi daha yapmaz diyorsun daha sonra her seferinde bir ölçü daha büyüğünü yapıyor ne yüz buluyor götveren onun bu orospu çocuğu davranışında ki en büyük etken sensin çünkü sen yüz verdin 07 ucu olan var mi.
sen onu baş tacı yaptın başına sıçtı ee bu çok normal değil mi ? daha kötüsü diğer dostların olan biteni gördüğü halde senden yana (haklı olduğumu düşünmüyorum bak haklıyım ! ) tavır almak yerine (gidip silsinler o kevaşeyi demiyorum en azından senin haklı olduğun gerçeğini ona söylemekten çekinmesinler, gerçekleri gördükleri halde köşeye sinmesinler diyorum ) gidipte onunla hiç bir şey yokmuş gibi makara, muhabbet edip takılmıyorlar mı işte anlıyorsun burda sadece bir aptallık değil birden çok aptallık yapmışsın.
belkide tam bir aptalsın.
bunuda kendine sadece sözlükte itiraf edebilecek aciz bir aptalsın. biliyorum ki iki özür iki timsah göz yaşı ile her şey eskisi gibi olacak yine yufka yüreğine söz geçiremeyeceksin.
en fazla hayal kurar sokacağın lafları beyninde canlandırırsın.
Sene bazinda ele alacak olursak; 2010 yili aptalliklarla dolu bir yil olmustur. Soyle ki;
1. Sikindirik bir hazirlik sinifini ikinci bir sinava luzum kalmadan atladim diye tabiri caizse gotum kalkti.
2. Yazin bos bos yatmakla kalmayip, ustune bir de asik oldum.
3. Asik oldugum kisinin de kendiminde belkide filiz verecek bir askin da agzina sictim.
4. Net uc ay onun arkasindan her gece agladim.
5. Vizelerde aldigim notlar kalkan gotumu yerine monte ettiler, sagolsunlar.
6. Simdi ise donem tekrarina kalmamak icin it gibi ders calismam gerek.
inatla ona inanmış benim gibi sanmıştım. değilmiş. meğerse o hiç benim düşündüğüm gibi olmamış onu öyle yapan benmişim. ne acı geçmişe dönüp baktığımda iyi hatıralarım olsun isterdim.
gazozu açan marketçiye* para yerine gazoz kapağı vermek.
bayramın kutlu olsun yerine doğum günün kutlu olsun demek.
montu pantolon zannedip giymeye çalışmak.
ve biraz önce de dişlerimi fırçalayacaktım. diş macununu aldım ve diş fırçasına sıkmak yerine tıraş bıçağına sıktım. bildiğin mallık benimkiler.
muhabbet edilen arkadaşın ismini unutup, sırasıyla ne kadar arkadaş varsa hepsinin adını bir saniyenin içine sığdırarak karşıda duran anlamsız bakışlara doğru saydırmak.*
sene 98 üniversite 3. sınıftayım, akşam arkadaşlarla buluşmak üzere evden çıkıyorum, arabayı almaya gerek var mı yok mu diye düşünürken sağlam bi park yeri görüyorum ve, şuraya park edeyim de gideceğim yere yaya gideyim diyorum.
arabamı park ediyorum.
arkadaşlarla buluşuyoruz, haydi kalkın başka yere geçelim dediklerinde, masadan telefonumu alıyorum, sigaramı alıyorum...
ee?? peki arabanın anahtarı??
yok... e yanıma almadım mı acaba? almasam nasıl park edeyim?
düşürdümmü acaba bi yerde diye düşünerek gecenin bi vaktine kadar takılıyorum..
eve giderken "ulan nolacak bu anahtar?" "nerde düşürdük?" "bu kaçıncı oğlum?" " senden adam olmaz" şeklinde kendime soruyor ve saydırıyorum... evin önüne geldiğimde dönüp şöyle bir arabaya bakıyorum!!!??? o ne? la kapıda bişey var sallanan!!!???
sen arabayı park et
anahtarı kontaktan çıkar
kilitlemek için kapıya tak
aha orada bırak git...
ne diyeyim ki artık.
nasıl da hevesliymişim mallığımı anlatmaya. acaba başka var mı diye düşünmeye başladım.