"ilkokulda selda vardı, saçlarını enteresan bir şekilde örüp ayırıp dikip bağlamıştı, ben de garibim şakacı ses tonuyla uzaylı dedim kaçtım, kaçtım ama nereye kadar. sıkılana kadar dövdü beni. inşallah kocası hardcore manyağıdır."
gibi anılar da olabilir.
- gülme ahmet abi, çok iri yarı bir şeydi bu selda yoksa ne dayak yiycem yeaa ?
sabah işe gidiyordum. elimde çantam aklımda ise akşam babamın dediği sözler vardı. ofise gidecek babamın pasaportunu alacaktım. yine iş gezisine çıkacaktı. neyse pasaportu aldım eve doğru yola çıktım. babamın ayırttığı uçak biletini alıp birkaç işi daha gördükten sonra eve döndüm. babam evde yoktu. bende dışarı çıkıp biraz dolaştım. akşam olmuştu. eve gidip uyuyayim dedim. tam lokantadan çıktım arabaya binecektimki arabanın arkasında gri kiyafetli birisini gördüm. yanıma yanaştı. abi park parası dedi. noluyo lan dedim. abi biz arabaya baktık sende bize bak dedi. nayaksın lan sen dedim. abi ben değnekçiyim dedi. lan körmüsün koca yazıyı belediye otoparkı buda parkomat diye. sonra baktım kıyafetini çıkardı. yeşildi. meğersem bu başka bir gezegenden mevsimlik olarak gelen bir uzaylıymış. aç kalmış ekmek parası arıyormuş. neyse olay fazla büyümesin diye eline bi 10 luk sıkıştırıp yoluma devam ettim. daha sonra ben ne içtim amına koyim diye düşünmeye başladım. ulan uzaylı görüyorsun ve hiçbirşey olmamış gibi eline 10luğu kıstırıp yoluna devam ediyorsun.
antalya'dan yeni dönmüştüm ve scor tabelası sıfırdı, rakam ile "0". çok doluydum çok, öyle böyle değildi içimdeki yangın, o an karşıma çıkan insan kılıklı her canlı tehlikedeydi...
insanoğlu ile aralarında akrabalık bağı var artık, ondan saldırmıyorlar, namus davası yapsalardı fenaydı.
2 gün önce başıma gelen olayın anılaştırılmış halidir. "şampiyon olacağız olm, siz de küme düşeceksiniz" deyip salyalarını akıtarak gülüyordu. garip bir yaşam formuydu. kafası sarı, gövdesi lacivertti. çok korkunçtu sözlük.
midye yemek için antalya sahildeki amfinin oraya gitmiştim. bilen bilir king marketin oralarda ibrahim abi diye birisi vardır. çok iyi yapar midyeyi kendileri. herneyse bir şişe birayla 20-25 tane midye götürdükten sonra mehtabı seyretmek için tekne turuna çıkmaya karar verdim. hemen hazırda bulunan teknenin birine bindim. tekne biraz açıldıktan sonra garip bir şekilde sarsılmaya başladı, falezlere mi çarptık derken ışık hüzmesi bana doğru geldi. sanırım öldüm dedim içten içe ışık filan. bundan sonra bir kaç şey hatırlıyorum. iki tane garip görünüşlü canlı bana bakıp birşeyler yapıyordu, daha sonra bundan birşey olmaz diyip çöp kutusu gibi birşeye attı. daha sonra sahile vurmuş şekilde uyanmıştım. başka birşey hatırlamıyordum. başıma toplanan kalabalık ve aralarında süzülen bir polis gözlerini açtığımda karşımdaydı. bana sarhoş muamelesi yapan polisin uzaylı lafından sonra benimle geçtiği dalga hala aklımdan çıkmaz. dur dur polis dalga geçmemişti direk dalga gelip kıçıma vurmuştu.
yolun ortasında yürürken gördüm, 5 dakika kadar seyrettim. artık gemi midir, başka bir şey midir bilemem. daha önce gördüğüm şeylerden hiç birine benzemediğine eminim.
gece sahil kenarı arkadaşlarla söyleşi zamanı. hepimiz biraz çakır keyfiz, içtiklerimizin etkisi muhabbet etkisi ve deniz havasının etkisi. kelebek etkisini unuttuk oda güzel filmdir hani. kumları elime almış kendimce kum saati yaparak vakti daha hızlı geçirmeye çalışırken deniz tarafında dikkatimi çekti. mehtap resmen makas atıyordu. sağlı sollu hareketler, mehtabın rengi bazen mor bazen kırmızı oluyordu. daha sonra merak ettim yoksa ay' damı sarhoştu bizim gibi diye ve yukarıya baktım. aman allahım oda ne böyle hafiften üçgen bir şey bize doğru yaklaşıyor. üç köşesindede ayrı ışık biri mavi biri kırmızı biriside yeşil. bir anda aşşağı indi. içinden bize benzeyen (ama size benzemez emin olun) birşey indi. alkol aldık mı gençler dedi? aldık abi aha fişide burda dedik. yaklaştı ağzına sigaraya benzer bişey soktu ateş varsa bi atsanıza dedi. kibriti fırlattım. (oynamak için almıştım). ağzındaki şeyi yaktı. daha sonra şehre dönerek ulan senmi büyüksün ben mi dedi. biz biraz tırstık tinerci bu diye. yavaştan yol alalım filan dedik mazallah herif harbiden uçmuş az daha şeyedersek bizi jiletlicek, hemde sabunsuz. tabi topukları göte vurmanın alemi yok kaçarken dikkat çekmemek ilk amaç. yavaştan abi evde hatun bekler biz kaçalım dedik. (bu yaşta ne hatunu allasen) adam döndü bize ulan sizin gibi sofixliler olmaz olsun dedi. hemen kaçmalıydık adam sofix diyor abi. fazla içtiğini iyice anladık biz tabanları yağladık. daha sonra sahil tarafındaki migrosun oraya gidince benim jeton düştü ulan deminki şey uzaylıydı. tüh bi taş atamadan gönderdik adamı ayıp oldu filan dedim içimden. eve gideceğiz ama arabayı koyduğumuz yeri unutmuşuz, ilk önce onu ara. arabayı buldukta evin yolunu zor bulduk vesselam.
geçen pazar günü gece 10 sularında evde pes atarken bir anda arka kapıdan bir ses geldi. dedim hırsız girdi evi dibine kadar soyacak. aldım baba yadigarı çift kırmayı gittim arkaya doğru. bi baktım böyle yeşilimtrak gözleri pörtlek bir am biti ordan bana ters ters bakıyor. ulan yanlış mı görüyordum yoksa birayı yine fazla mı kaçırmıştım. herneyse üzerine doğru yürüdüm. merhaba dünyalı demez mi bana... ana amuna koduğum dedim ben dünyalı değilim alanyalıyım dedim ben. baktım dünyanızı istila edeceğim diyor. dünyanın amına koyim bizim memlekete ellemeyin dedim ben. baktım olmiyacak arkadaş. verdim mermiyi tüfeğin ağzına vuracam şerefsizi. ulan baktım cebinden bişey çıkardı böyle ışık filan çıkarıyo bunu üzerime bi sıktı gömlek pantalon sigara ne varsa kül oldu. hani dinamiti elinde patlayan looney tunnes karakterleri olur ya aynı öyle kaldım. sonra bu tenekeye benzeyen bişeye bindi ciuffvs uçtu gitti. yine gelecem dedi son olarak onu hatırlıyorum hayal meyal. vay amk. hala şaşkınım.
uzaylı görmüş ve muhabbet etmiş yazarların anılarıdır.
uzaylı dediğim geçen gün evin önünde gördüğüm yavruağzı rengindeki şirin yaratıklardır bu arada. (burun sadece delik var, kulaklar biraz kepçe, ağız öne çıkmış, götleri yok. ha bide gözler büyük.).sabah gelmişler bizim kapıyı çalmışlar. bende o saatlerde hala sözlükte yardırdığımdan dolayı gittim kapıyı açtım, ilk gördüğümde bizim elemanlardan birisi sandım ama siması pek tanıdık gelmedi işte (arkadaşlarımın durumu o kadar vahim düşünün hepsi uzaylı gibi amk) sonra lan yoksa dün kahvede okey attığımız elemanlarmısınız dedim. yok abi dediler. biz yolumuzu kaybettik dediler, garibanlar fazla içmişiz filan diye sızlanıyordu kendi aralarında. nerdensiniz siz dedim, belli bunlar bizim tayfadandı, "yoalista" dan geliyoz dedi, orası neresi dedim, abi işte marsı geçiyon ordan sağ yapıyorsun daha sonra iki gezegen sonra sol yap devam et ikinci yıldız kümesinin karşısı dedi. kafamdan vurulmuşa döndüm bunlar uzaylıydı, arkadaşlarım değillerdi. fakat belli iyi çocuklardı, içeri davet ettim bunları. ilk önce yok abi saol deselerde sonunda ikna ettim içeri aldım bunları. zor yürüyorlardı daha ayılamamışlar belli. nolduda buraya geldiniz dedim. dertleri varmış içmeye çıkmışlar, "teodise" dedikleri bi gezegene çekmişler gemiyi, açmışlar biraları (bira onlarda da var ama alkol oranı %40) (hatta bi şişe banada verdiler saklarım) dayanmışlar. garipler içkiyi fazla kaçırınca yollarını kaybetmişler. abi burası neresi dediler bende cevap verdim alanya yiğenim. hah o zaman iyi dediler rus filan düşüyormu abi dediler. evet dedim. iyi kötü nasibimizi buluyoruz. abi düşerse bize haber ver sikecez dediler. ama sinirlilerdi. noldu lan rus deyince niye sinirlendiniz dedim. cevap verdiler "abi ruslar ikide bir radyo dalgası gönderip duruyo sulalecek kanser olduk" dedi. bi an üzüldüm. başlarını tutuyorlardı konuşurken. başlarının ağrıdığını anladım. aldım bunları mutfağa, önce yemek daha sonra bi giripinle soda ikram ettim, belli çok içmişler. daha sonra bi yer yatağı açtım uyudular filan. akşam bizim elemanlarla tanıştırdım, insan olmadıklarını bile farketmedi mallar. ne insanlarla yaşıyorum ya. nargile filan içtik sahil tarafında. turistlere laf attık filan. sonra akşama doğru abi sağol herşey için biz gidelim dediler. paranız var mı lan dedim. var abi çok saol dediler. bunları yolcu ettim, sonra gittim tekel hasan abiden 2 şişe bira 2 liralıkta fıstık aldım evin yolunu tuttum. yavruağzı rengideydiler filan ama iyi çocuklardı sözlük.