Dedem marangoz olduğu için bana tahta barbie evi oyuncakları yapmıştı. Dedemin kendi el işçiliği ile yaptığı maneviyatı yüksek, tek bende olan oyuncaklarım.. tekli tahta koltuklar ikili koltuk , yatak , gardolap hatta Vestiyerim vardı minicik askılar yapmış dedem onlara... her gün kapının önünde beklerdim dedemin bana getireceği parçayı şimdiki çocuklar gibi gidip dizili ev almadık her eşyası teker teker geldi evimin bir gün masası diğer günler sandalyeler...
cilli. kimileri misket, bilye filan da der hani. cilli işte, bizim çocukluğumuzda cilli denirdi. kuyti, mors, istanbul, dip gibi farklı türleri olan oyunların enstrümanıydı. cilli araklama uğruna ayakkabı altı kesip az dayak yemedik annemizden!
yıl 1991 ninja kaplumbağalardan donatello, bir mağaza gezisi esnasında görülür.
hayranı olunan çizgi film ve en sevilen karakter...
büyük ısrarlar ve ağlamalar neticesine oyuncak, hasta olan babaya aldırılır, kıyamaz baba çocuğunun üzülmesine.
üzerinden bir sene geçmeden kaybedilir, baba...
hala içimde uktedir o oyuncağı aldırdığım gün, kim bilir ne zamansız bir istekti bu, nasıl bir maddi yetersizlikte almıştı onu bana canım babam.
hala duygulanırım o gün aklıma gelince, oyuncağı gördüğümde...
4 5 yaşındayken babamın aldığı neredeyse benim kadar o zaman ki boyumla yani bi bebek vardı hiç unutamam onu uzun siyah saçları vardı ne güzeldi hala daha saklarım onu.
Shell benzin istasyonundan, zamanında dayım gitt getirmişti. Hani cem yılmaz'ın reklamlarında oynadığı dönemde. Konuşuyordu falan, "alırım anahtarını" diyordu..
Benim küçükken benden büyük oyuncak beyaz tüylü kocamaaan bir köpeğim vardı. Kardeşimle beraber köpeğin üstüne binerdik. Kafasına basınca gözlerinden ışıklar yanar, havlardı. Tabi biz ayılar gibi üzerine atlaya atlaya gel zaman git zaman köpeği köpeklikten çıkardık. Zavallı köpüşümün her yerden pamukları fışkırmaya başladı ve hazin son. Gaddar anne onu çöpe attı.