sözlük yazarlarının unutamadığı kadınlar

entry8 galeri0
    7.
  1. üzerinden hayli zaman geçti, bu başlığın sıcak ortamından yüz bularak paylaşmak istedim nedense.

    lisenin 3. yılıydı. bu liseye bir başka şehirden, bambaşka bir okuldan gelmiştim. alışma sürecindeydim.
    çok da güzel bir ortamı vardı yeni sınıfımın. tabi bunda sınıfın %93'ünün kız olmasının payı büyüktü.
    benim okula entegrasyonumu-adaptasyonumu sağlayan sevimli mi sevimli, canayakın sempatik bir kız vardı.
    aylar geçtikçe birbirimize yakınlaştığımızı hissediyorduk, beraber sabahlamalar, gezmeler,-bilenler bilir ünlüdür o sıralar- 'teneffüste beraber dolaşmalar' adı konulmamış bir ilişki vardı aramızda, hani sevgiliden bir tık aşağısı, arkadaşlığın bir tık üstü derler. o türden bir şeydi. ve bu durum hiç bitmesin uzunca sürsün isterdim.

    çok umursamaz bir adamdı o zamanlar bu diego. yaşadığı çalkantılı ilişkilerden sonra bir daha o duyguları tadabileceğine inanmıyordu. - şu an da aynı -

    okulun da popüler çocuklarından biri oluvermiştim ne yalan söyleyeyim, sekiz on kişiyle konuşur, her birine de en çok onu sevdiğimi söyler, günü kurtarırdım bir şekilde. tabi bu olan bitenlerden esas kızımızın haberi yoktu.

    artık havalar iyiden iyiye ısınmış, dersler yapılmamaya başlanmıştı. geniş bahçesi olan okulların olmazsa olmazı, sınıf erkekleri için prestij, onur mücadelesi olan sınıf maçları da yapılmaya başlanmıştı. sınıfların hanım kişileri de okulun muhtelif yerlerinden bu dişe diş mücadeleyi seyreder heyecana ortak olurlardı.

    bu maçların birisine başlamak üzereyiz, karşımızda da ezeli rakibimiz olan sözel sınıfı var. bizim kısıtlı erkek sayımıza, adamlar 26 kişilikten üç kadro kuracak erkek nüfusa sahip olmakla cevap veriyordular.

    maç ölüm kalım maçı. şeref, haysiyet, onur, gurur ne varsa ortaya koymuş vaziyetteyiz. bilenler bilir o maçlar arifesinde cepte bulunan telefon, silgi, kalem, çakmak, sigara * maç bitimi alınmak üzere hanım kişiye devredilirdi.
    bendeniz de takım kaptanı olarak gittim tabii ki öyle yaptım.

    maç bir şekilde bitmiş, euro 2008 çek cumhuriyeti-türkiye maçına benzer bir sonuçla galip gelmiştik. zafer sarhoşluğuyla teçhizatlarımı almak üzere hanım kişisinin yanına uğradığımda, kırmızı gözler, asık surat, konuşamayan bir ağızla karşı karşıya kalmıştım. nedenini elbette soramazdım, aklıma gelen bir kaç şey vardı çünkü.

    teçhizatlarımı alıp ilk iş arkamı dönüp telefona bakmak oldu, evet doğru tahmin etmiştim binbir kilitle, şifreyle koruduğum mesajlarım okunmuş herbirine ayrı ayrı döşenmiş aşk sözcükleri görülmüş tepki de o nedenle verilmişti.

    o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı sayın yazarlar. son ciddi düşünebileceğim, dönüp baktığımda gerçekten de çevremde evlenebileceğim son kız oymuş.

    şimdi mi?

    o ışığını arayan güzel günebakan.

    ben bambaşka bir ülkede survivor yaşıyorum.

    ara ara fotoğraflarına girer bakar, bar çıkışı bodyguardların tartakladığı sarhoşlar gibi hisseder kapatırım.
    1 ...
  2. 6.
  3. ilkokul öğretmenim yasemin. Çok pis dövmüştü pislik kadın.
    0 ...
  4. 6.
  5. Annem. Zaman onu yaşlandırdıkça kaybetme korkum şiddetleniyor.
    0 ...
  6. 5.
  7. scarlett o'hara. hakikaten rüzgar gibi geçti.
    1 ...
  8. 4.
  9. 3.
  10. 2.
  11. 1.
  12. ben başlayayım. aslında kadınlar yazmamın sebebi bu hayatta gerçekten sevdim dediğim 2 kız olmuştur. ben ikincisini anlatıyım. çünkü ilk biraz çocukcaydı.

    adı gamzenurdu. tam bir ev hanımı gibi kızdı. efendi, mütevazı, edebli, utangaç yani tam evlenilecek bir kızdı. en hovarda zamanlarımı yaşadığım zamanda "evlenicem ben bu kızla" bana dedirten bir kızdı. hani liseliler derya 2 hafta sonra ayrılır, benimki öyle değildi. gayet aklım başımdaydı. aşk sarhoşluğunu saymazsam. bu kızla aylarca arkadaş gibi konuştuk ki zaten bana hep arkadaş gibi yaklaşıyordu ama ben her fırsatta niyetimi belli ediyordum ki oda beni seviyordu biliyordum. bence yeni bir aşka hazır değildi veya korkuyordu. neden korkmasın ki? aşka atılmak akıl işimidir?

    ben bir kızı seversem yanımdayken elbisesini bile görmem yüzüne bakmaktan. benim için boynundan aşası yok hükmündedir. elleri hariç. sanki bana elleri ve bana bakan bir yüzü yeter gibidir. şöyle bir örnek veriyim. kız benim evime geldi ve biz karşılıklı oturduk muhabbet ettik. ailemin resimlerini filan gösterdim. yan yana bile fazla oturmadık. aklıma hiç cinsel bir şey gelmedi. seviyordum sonuçta. saf aşıktım.

    bir yılı devirdikten sonra artık yaktım gemileri ve kıza bütün niyetimi isteğimi anlattım. ama malesef olaylar istediğim gibi gelişmedi. "ben seni arkadaşım gibi görüyorum" gibi içimi acıtan laflar etti. ama emin olun onla kurduğumuz hayalleri iki arkadaş kurmaz. saf aşık olan ben attım köprüleri ve "benim arkadaşa ihtiyacım yok" dedim. ve derin bir unutma sürecine girdim. ama malesef baraşamadım. muhabbeti selamı sabahı kesmeme rağmen bu kız hala bayramı, seyranı, kurbanı, kandili bahane ederek durmadan mesaj atar ve kendini bana hatırlatarak bana eziyet eder.

    zaten insan unutmak için sevmez derler. zaten beyniminde onu unutmaya pek niyeti yok. ah gamzenur. beni biraz sevseydin üstünü ben tamamlardım.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük