okulların açıldığı ilk gün hayatında saçına makine makas değmemiş gibi okula gelenler. saç konusunda çok hassasımdır. uzun ama düzenli olsun.bi aynaya bak gel yani.
lisede kısa saçlı hallerine alıştığım erkek arkadaşlarımın üniversite hayatlarında saç yasağı yok diye çılgına dönüp; saçlarını uzatmış halleriyle aniden karşımda belirmeleri durumu buna en iyi örnektir kanımca.** göz var izan var sözlük; iyi olsa neden "kötü" deyip üzelim ki çocukları? hoş, sevgimizden yine de "kötü olmuuş" diyemedik ya, neyse. heveslerini alsınlar; kendileri bilir, manitaları bilir n'apalım artık, şaans.
-birinin içtiği bardaktan su içmek,
-aynı havluyu kullanmak,
-birinin eli terliyken dokunması,
-ıslak elle tutulmuş kapı kolu,
-halka açık tuvaletler,
-benden başkasının kullandığı klozet,
-paraya dokunmak,
-terli birinin sarılması,
-ter ve ayak kokusu,
-en beteri de saç kılı.
hayatta çekilecek en büyük acının aşk olduğunu sanan, elindeki 1000 küsür tl lik telefonu ile sosyal statüsünü belirleyen ama siyasi kimliğinin sol olduğundan dem vuran çakma entelletüel bireyler. deniz gezmiş ve che hayranıdır da bunlar.
ıslak olan her şey. ıslak saçın tenime değmesi, birinin ıslak elleriyle bana temas etmesi. nefret ederim iğrenirim. bu yüzden yağmurdan da nefret ederim.
adolf kitler; oldukça bağnaz ve fıtratsız entry leri ile yüce atatürk e dil uzatma teşebbüsünde bulunan zannımca mod lar tarafından da korunan zavallı.