çoğu zaman komik olan hikayelerdir. 3 ya da 4. sınıftayım. kütüphaneye gezi yapmıştık. orda kitaplar hakkında konuşma yapılıyordu. öğretmenimiz sınıfın ileri gelenlerine seçti konuşma yapmak için. ben de onlardan biriydim. sıra bana gelince gayet güzel kitabın faydalarını anlattım. sonra akşam yerel kanalda haberlere çıkcaktım. çocukluk heyecanı ya 1 saat önceden açtım izliyorum. sonra haber bizimkine geldi. ilk arkadaşlarımın konuşmalarını koymuşlar başa artık haber bitcek bana sıra gelmedi. en son ben çıktım ve son 2 cümlemi koymuşlar sadece. ulan o kadar konuşmuştum be. o zamanlar üzülmüştüm tabi ama şimdi hatırlayınca ufak bi tebessüm belirdi yüzümde.
1. hikaye: 5-6 yaşlarındaydım. atatürk orman çiftliği'nde, babamın röportaj verdiği kanal a kameralarında görünmüştüm.
2. hikaye: 12-13 yaşlarındaydım. antalya'nın serik ilçesine bağlı kadriye beldesi* yakınlarında bulunan dinler bahçesi'nin açılışında bulunmuştum. açılışta bulunan, dönemin başbakanı recep tayyip erdoğan* sayesinde, ben de televizyona çıkmıştım.
2009'un haziran ayı filandı. disko kralı editörü özgür çakıt skeç için oyuncu lazım dedi. ben de özelden mesaj attım ben gelirim diye.
telefonlarımızı aldık filan. her neyse, ertesi gün beşiktaş'ta saat 2'de buluşacaktık. benim de o gün sevgilime sözüm vardı, tamamen aklımdan çıkmış. skeç günü geldi. sevgilim, ben ve bir çift arkadaşı daha alıp yola koyuldum. 2'de beşiktaş'ta olucakken, 3'de anca varabilmiştim. aradım özgür'ü. abi -ben geldim- dedim. o da, nerde kaldın filan dedi, özel arabasıyla aldı bebek'e götürdü beni. ilk skeç'e yetişememiştim fakat tam bizlik bir skeç vardı bebek'te.
-düğünden kaçan halay ekibi-ni oynayacaktık. aziz kedi, özgür çakıt ve bir kaç editörle beraber çekimi bitirdik. gayet eğlenceliydi. o hafta disko kralın'da da kendimi izledim. ve dedim ki; oskar'a aday olurmuşum. *
not:youtube'a disko kralı halay yazınca çıkıyoruz. video'nun sonlarına doğru halay ekibi bulunuyor. orda açık renkli, oduncu gömlekli bir çocuk var. *
tecavüze uğradığım gün.*
Şaka bir yana lise 1 gidiyorum şehit haberleri gelmiş okulumuzun abileride bizi örgütlemiş eyleme gidicez.O zaman daha anlamını tam olarak çözemediğim bir işaret yapıyor herkes metal işaretine benziyor diye bende yapıyorum.Karl marx'ı che guevera'yı daha tanımamış dönemlerim.*
Neyse biz 100 kişilik bir grup olarak metro istasyonuna gidiyoruz.Ben öğrenci kimliğimi çıkartırken abilerimiz güven görevlisine yumruk atarak kart basılan yerin üstünden atlıyor.tabi hepimiz aynı hareketi tekrarlıyoruz.
Bursa'da yaşayanlar bilir merinos istasyonu çıkınca stada giden bir çıkış vardır.Ordan çıkarken birde ne göreyim 50 kişilik bir çevik kuvvet 2 polis arabası bir panzer, kameralar.
Biz bir kere ilerlemeyi denedik tabi ama çevik kuvvet kalkanlarla çevremizi kapattı.Daha sonra aynı işaret eşliğinde istiklal marşı okuduk.Bu arada emniyet müdürlüğünden takım elbiseli bir abi geldi bizi sakinleştirdi.
Akşam tüm tv kanallarında uzun boyun verdiği avantajla kendimi gördüm.
Bu (bkz: da böyle bir anı işte sözlük)
ha bir de beşiktaş bursaspor maçında maç öncesi kamera uzun süre kapalı tribündeki bendenizi çekmiş. etrafımda güzel kız da yoktu niye çekti anlamadım. sanırım kameranın beni çekildiğini farkedip yanımdakine ekranı göstererek el sallamadım diye. arkadaşlar söyledi sağolsunlar.
sumo güreşçisi kılığındaki adamların göbekleriyle birbirini devirmeye çalıştığı tgrt'deki aptal yarışma programında en önde el sallıyordum. çok da mutluydum maalesef. babannem götürmüştü. kerbela.
türkiye'nin dünya kupasına katılmasını kutladığımız gündür. trt'nin yanıma gelip ne hissediyorsun diye sorduğu soruya
''çok mutluyum, çok sevinçliyim, ümit davala seni çok seviyorum'' demiştim.**
ayıptır söylemesi kanal d de staj yaparken program için görüntüler topluyorduk. konu bayılmalar olunca bana dedilerki şu çimlerde bayılıyo gibi yap bunu yayınlayalım. arkadaş ben bayıldım tabi. sonra bir telefon akınıdır sorma arkadaş. yedi sülale aradı o bayılan sen miydin diye. bayılmaz olaydım amk lakabım baygın oldu iyi mi?
ne geldiyse başıma hep bu sanat aşkımdan geldi. soyunurumda ben aq.
Evrim akinla uzman avi yarismasiyla olmustur. 1.sinde her zamanki gibi aylak aylak grup arkadaslarimla capacity 'de dolaniyorken, kameralari gorduk. Aslinda haz etmem boyle seylerden derken evrim akin bize dogru yaklasti , sohbet etti. Bizim de halimiz perperisan, okul cikisi .hele ben sac bas dagilmis ,sirt cantam falan. yarisma icin ilk beni secmis ardindan ben istemeyince arkadasim eray'a yonelmisti. Eray'da firlamanin teki, bir muhabbet falan evrim akin sevdi baya eray'i . Eray tatil kazanirken ben hic bir sey kazanmayip, arkadasim adina mutluyum demekle yetindim. Yine tamamen tesaduf carsamba gunu ,okuldan kacip capacity'e gittik, evrim akin beni hatirlamadi ve burcumu sordu. Ben de eray'in arkadasiyim, selami var diyince beni pek bir sirin bulmus, beni yaristirmisti ardindan da programi eray'in sunumuyla bitirmistik. Az da olsa benim de tv anilarim vardir.
bu yıl kombine almak için şükrü saraçoğlu stadyumunun önünde abimle sıraya girmiştik. fb tv den muhabirler geldi falan. tam yanıma geldiler ben kaçtım. çünkü baba görmesin, baba koyu galatasaraylı. anasını satim yine de çıkmışız ya, kuzen söyledi. kameralar peşimi bırakmıyor ki.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
1 mayıs mitingine katılmıştım. uzun ve yorucu bir miting ile karınlar da acıkmıştı. bir ardaşımla karnımızın acıktığında hemfikir olup yemek yemeğe karar verdik. ilk durak bambiydi ama içerisi ana-baba günüydü. burada çok bekleyeceğimize karar verdik başka yerlere yöneldik.sonra farkettik ki taksimde her yer ana-baba günü. bir tek mcdonalds fazla kalabalık değildi fakat 1mayısa katılıp mcdonalds a gitmek saçma geldiği için vazgeçtik. daha sonra dönerci büfelerinin olduğu yere gittik ve sıra beklemeye karar verdik. uzun beklemeden sonra tam bize sıra gelmekteydi ki ordan showtv haber muhaberinin geleceği tuttu ve büfeciye " 1 mayısta işler nasıl" konulu sorular sormaya başlamıştı. beni bir sinir bastı. muhabir soruyor , büfeci iştahla cevaplıyor. 1 saattir yiyecek bir şey arayan ben sonunda patladım. röportajın ortasında elimi uzatarak : "usta 2 yarım vardı benim" diyerek kamera kadrajına girerekten o röportaj havasını bozmuştum.
akşama haberlerde 10tl tutan elimi görmek hoş oldu hakkaten.
küçükken şarkı söylerdim, konserler düzenlenirdi.
duvar boyama yarışmasına katılmıştık arkadaşlarla adam zorla gelip röpörtaj yapmıştı.
çeşitli programlardan. vs.vs.
üniversteyi kazanmışım ilk yılım, doğu expresinden arifiye istasyonunda inmiştim. inmemle birlikte tren taşlanmaya başladı. meğer eskişehir maçından dönen kocaelispor taratarları varmış trende. yerel televizyonda kayıtta. ertesi akşam bi baktım aha ben ezik ezik kaçıyorum oradan hızlıca elimde koca bavulumla. kimseye demedim 54 tv'ye çıktığımı. bakın meşhur oldum değişmedim hala aynı mutevazi ben.
geçen sene her yıl yapılan huzur toplantısı adı altında polis gününe sınıfça götürülmüştük.bir çok okuldan öğrenci şikayetlerini dile getiriyorlardı.bizde en arkada jelibon yiyoduk.çay tv de görülmüşüz heralde
(beni tanıdılar sen kaç)
sene 2009. TURKCELL süper lig'in 2008-2009 sezonundayız. ligin ikinci yarısındayız yani.
sezonun son haftalarına yaklaşırken galatasarayımızın hiçbir amacı kalmamış. şampiyonlukta havlu atmışız. öyle uefayı zorluyoruz.
ama bizim için fark etmez, tribün görelim yeter. okuldan arttırdıgımız parayla maça gidiyoruz 6-7 kişi. maçtan öncede çadıra girip atkı falan alacaktık. o sırada gs tv'deki muhabir ablada orada. röportaj yapıyor taraftarla. bizim çocuklar atladı hemen, abla bizlede abla bizlede. kadın geldi mecburen.
bizde ilk kez kamera karşısına geçmenin verdiği heyecanla çok ciddi davrandık. bu ciddiyetin sonunda hatun bizden birde marş söylememizi istedi. marşımızda söyledik. sonra birkaç gün sonra ne görelim. gs tv'de biz varız. tv'de kendimiz görür görmez telefonun kamerasını açıp televizyondan kendimizi çektik, pek iyi çıkmadı ama olsun. güzeldi bee.
kaç yılında olduğunu hatırlamıyorum fakat küçüktüm, hugo ve tolga abi ye katılayım dedim. tabii nerde bizde normal telefon, çevirmeli telefonla da tüm haklarımı bitirince sinir krizi geçirip tolga abiyle o ünlü diyaloğumu kurdum:
-mına koyim!
+ama hugo küfür edenleri sevmez nmutcum.
-hugonun da amına koyim!...
yerel bir kanaldaki okullar arası bilgi yarışmasında 2 yıl üst üste boy göstermemle beraber şöhret basamaklarını tırmanmaya başlamıştım.
(bkz: bu da böyle bir yalanımdır)
2005organize işler figüranlıkla başlayan tv hikayem daha sonra bir kaç ajans tarafından aranıp şahsımın korkusu ve utangaçlığından dolayı pek bir kısa sürmüştür. savaş ay la a takımı ndan sonra kampüsün bahçesinde geçilen dalgalarda tuzla biber olmuştu. oysa ki bir yurt dışında ayakkabı fuarı ve bir saç ürünleri kataloğu için tırsacak ne vardı diye hayıflanır dururum şimdilerde.
bir zamanlar ulusal yayın yapan hbb adlı tv kanalında 1994 senesinde bir gençlik programının canlı yayın konuğuydum. tamam yanımda on civarı zibidi daha vardı. beni neden tek başıma konuk alsınlar ki, justin bieber miyim?! program son derece vasat fakat sunucu abla iyiydi, güzeldi.. o dönemde feysbuk olsa kendisini ekler bıkmadan, usanmadan poing poing diye sesler çıkaran kalplerden gönderirdim.
programın sonlarına doğru, aramızdan iki kendini bilmez, ayna' nın gurbette yorgun düştün geberdin ceylan şarkısı eşliğinde kafkas oyunu oynamışlardı. bir başkası çizdiği kara kalem tablolarını neyin gösterdi.. ben sergileyecek herhangi bir yeteneğim olmadığından öylece oturdum, sorulursa konuştum felan işte. ertesi gece tekrar yayınında kendimi izledim, kötü çıkmışım.. ailem tenezzül edip programı kayıt bile etmemiş. yazıklar olsun..
yıl kaç bilmem ama fazlasıyla küçüğüm, annemle parka gitmişiz sallıyor beni ama onun yardımı olmasa salıncakta düzgün bile duramıyorum. o sırada alanyanın yerel kanallarından birinin muhabiri geliyor ve hatırlamadığım bir konuyla ilgili annemle röportaj yapmak istiyor
gelelim o akşamki haberlere... muhabir parkta kızını sallayan kadının yanına gider ve sorularını sormaya başlar anne tek eliyle kızını sabit tutmaya çalışıp cevap vermektedir sonrasında olaya kendini kaptıran anne kızını bırakır ve kamera döner zaten bi türlü salıncakta durmayı beceremeyen bahtsız yavru * kayar kayar tepe üstü düşer, popo havada sessizce çırpınır, ilginç olan anne yaklaşık 30-40 saniye daha konuştuktan sonra muhabir kızın ''hanımefendi kızınız'' uyarısıyla yerde can çekişen kızını kaldırır. televizyonculukta gelişememiş kanal montaj olayından bi haberdir ve tüm haber bu şekilde yayınlanır.
2007 ali kırca dışarda bir program yapıyordu. ben de kameraların önünde gelip geçiyordum, telefonla arkadaşımı aradım, işte tv ye çıktım havasıyla...
-ali k: arkadaşım çıkar mısın sağlıklı yayın yapamıyoruz, demişti.
-ben: tamam hocam dedim
-ali: ne hocası, hadi zamanım yok dedi.
ben sinirlendim, o zaman.
-ama porno çekmeye zamanın var demiştim. adamlar beni olay yerinden kovmuştular.
