bugün

Gücüm kalmadı.. göz kapaklarımı kıpırdatmaya bile halim kalmadı. Hastalığı öğreneli bugün 86, ameliyat üzerinden de geçen 56. gün..
Uykusuzluk, yorgunluk gecelerce başında nöbet, bunları geçiyor da insan.. en minik detaylarda boğuluyor. Nefes alamıyor.
insan bazen anlatıyor olmuyor, bağırıyor olmuyor, yazıyor-çiziyor olmuyor. Sövüyor yine olmuyor..
Olmuyor, gücüm kalmadı.
Alacaksan al beni
Sonra pişman olursun.
(bkz: #46772329)
iki kere konuştuk kaldı bir♥
temenujka: bu kadar zamandır entry'lerini okurum, herhalde gerçekten tanıdığım çok insandan daha fazla hayatına vakıf olmuşumdur, bunun kadar düzgün ve kendi halinde insana fazla rastlamamışımdır..
iyiyim cevabı hiç bu kadar hem gerçek dışı hem de kurtarıcı olmamıştı.
Her gün ayrı bir rezalet, her gün ayrı bir konu duyuyorum. Abi oturun adam gibi yazın. Sulanmadan, iftira atmadan...

Adamsanız adamlığınızı bilin. Tamam buradan beğendiğiniz olabilir. Bir kişiye yürüyün. 10 kişiye değil. Kadınlar birbirini ne olursa olsun tutar ve got gibi kalırsınız sonra. Kadınlar da ağır olun. Herkese inanmayın. Burayi ciddiye alarak değil, eğlenerek yazın.

Hemcinslerinize kazık atmayın. Kuyusunu kızmayın. Unutmayın ki, erkek için 1 i yoksa 1 i, hatta 2 si aynı anda olabilir.

Şurada kafa dağıtmaya geliyoruz. Lütfen artık kendinize gelin.

Düzgün adam ve kadınları tenzih ederim.

Mutlu aksamlariniz olsun...
Gelecekte olacak olaylardan bihaber bir şekilde geçmiş olaylar için yanıp tutuşuyoruz ve üstelik ortada ısıtmamız gereken hiçbir şey yok.
Mesela Oturup düşününce aslında çoğu şeyin pek de önemli olmadığı yanılgısına kapılıyorum. Oysa bir yandan önemli de; en nihayetinde, bizi biz yapan bir şeyler var derinlerde bir yerde.
Düşündüğüm, açığa kavuşturmak istediğim Çok şey var ancak hepsi üst üste binmiş durumda. Öyle ki Zihmimdeki düşünceler birbirlerinin kuyruklarına takılmış ve zihnimde bir zelzele var olmuş gibi. Düşüncelerimden geriye bir enkaz kalacakmış gibi. Öyle işte.
Sabah ola hayrola bakalım ne olacak umarım hayırlısı neyse o olur.
Can sıkıntısı.

her tarafım ağrıyor.

iyiki bir çıktık dışarı üşüttük mü nedir.

10 aydır kabız gibi huzursuzluk tedirginlik hakim.
Kedi bile daha fazla dayanamayıp evi terk etti varın siz düşünün yaşadığım hayatın boktanlığını.
hayatı akışına bırakmazsan o senin akmana izin vermez. çok plan bazen hiçbir işe yaramaz anı yaşamayı öğrenin.
genel müdürüme söylemek istiyorum bir şeyler; "sus artık, yüzünü ve sesini duymak istemiyorum. Uğraşma bizimle bırak da çalışalım. sen konuştukça çalışamıyoruz çünkü. Sen yokken işler yürüyor şirkette huzur var ama sen olunca geriliyoruz. kapın her açılışında tadımız kaçıyor, sen dışarı çıktığında ise bahar geliyor ofise, defol" demek istiyorum ama diyemem.
Sırf yüzünü özlediğim için instagram takip isteğini kabul ettim.

Gerçi bu da itiraf gibi oldu ama neyse.
Benden bir şey olmaz sanırım. Olurlar içerisinde fazla göze batıyorum olsa gerek.
bana bile abayı yakabiliyorlarmış. insan gerçekten hayret ediyor.
hayatı akışına bırakmazsan o senin akmana izin vermez. çok plan bazen hiçbir işe yaramaz anı yaşamayı öğrenin.

Hangi anı aq.
sigarayı bıraktığımdan beri deli gibi sevişmek istiyorum bu kadar etkileyeceğini bilsem bırakmazdım amk taklaya geldik.

abinin biri sigarayı bıraksam bana bi karı yetmez diyordu onu şimdi çok iyi anlıyorum.
zihnim koca bir copluk. boyle ucsuz bucaksiz, tepeye cikiyorsun ufuk gorunmuyor oyle bi copluk. ve durup dururken abuk sabuk seyler cikiyo, arkaya salliyorum sonra yeni bir sey, yeni bir sey ve yeni bir sey daha dongunun sonu gelmiyor, help
Benden efendiler hoşlanır, ben ise bad boy tiplerden.

Hayat işte naparsın.
üst katımda oturan dul kadın dört gündür sütyenini balkonuma düşürüp istemeye geliyor. Bana bir şey mi ima etmek istiyor acaba.
Ben biraz soğuk nevaleyimdir; ama tadım tuzum yerindedir. Ne kış günü dolaptan çıkarılmış "süzme" mercimek çorbası gibi katıyım, ne de yaz günü Temmuz sıcağı dışarda unutulan ikinci günündeki yayla çorbası gibi ekşiyim. Duruma göre şekil değiştiren, modelden modele giren biri olmak bizde eğreti durur. Kimselere ne eyvallah ne müdânâ ederim. Elimin ekmeğini yer, doğru bildiğimi derim. Kin gütmem, gönlümde yeri olanı da bırakıp gitmem. Üç kuruşluk çirkefe kendimi mi harcayayım birader? Yok öyle dava! Sevsinler değil, güvensinler istiyorum. inanmadığını kaypakça ululamak, en hafif tabirle menfaat münafıklığıdır. Dünyanın cenneti madem ki sizin; varın girin o kapıdan içeri, hayrını görün!
Ben onu düşünmekten kendimi bir an bile alıkoyamazken, o escort kılıklı kadınları ekliyor.

Gerçekten, ateş gibi yanarken buz gibi nasıl olunur öğrettiler bana.
onlar bana değil biliyorum. ulan insan şerefsiz falan diye bir şey dese içi yine soğumuyor. yine de senden soğuyorum. iğrenç insan.
kimse işlediği suçun cezasını kendisi belirleyemez...
bazıları sözlüğe makarasına, eğlencesine, sadece entry yazmak için yazarken, bazıları akli melekelerini korumak adına yazıyor. sözünü ettiğim bazı kişiler — ikinci "bazıları" — buraya veya yazı yazılabilecek herhangi bir yere yazmakla içindeki düşüncelerini adeta kusuyorlar. kusmak dediğim de iğrenç anlamda çıkmasın, yani bir nevi feryat ediyorlar, bir nevi içindeki düşüncelerle haykırıyorlar yazdıkları cümlelerle. yazmak iyi ki var! yoksa düşünülen şeyleri söyleyipte anlatamamak insanı çıldırtırdı. zaten çıldıranlar da az değil. belki de onlar çıldırmadan önce düşündüklerini yazmış olsalardı şimdi çıldırmış durumda olmazlardı. belki de onlara artık yazmak bile yardımcı olamamış. ve belki de — üçüncü kez "belki de" dediğimin farkındayım — şu an çıldırmamak adına buraya veya yazı yazılabilecek herhangi bir yere yazanlar da bir gün çıldıracak. diğer çıldırmış insanlar gibi. düşündüklerini karşındakilerle paylaşmaya çalışarak kendini hafifletmeye çalışıpta başaramamak insana bu dünyadaki cehennemi yaşatır.