bugün

Bazen anlatayım, upuzun konuşayım istiyorum.

Sıkılmadan, düşünmeden, güvensizlik duygusu yaşamadan.
En önemlisi, anlattığım kişinin anlattıklarımı önemsediğini biliyor olarak anlatmak.

Sonra diyorum ki, ne gerek var? Geç işte, bir değeri yok.

Bir önemi de kalmıyor sonrasında zaten.
içerisinde en geçen cümlelerim yok benim .
içerisinde yakınım diyebileceğim kimsem yok benim.
Günde 100 kişi ile de konuşsam sanki kimse ile konuşmamışım gibi gelen içimin bam tellerine dokunmayan hayatım; içerisinden çıkamadığım cevabı bilinemez sorularım var.
En kısa sürede çaylaklıktan kurtulmak istiyorum bunun için bir püf nokta var mı nasıl kurtulurum onu bilmiyorum. Kısır döngüye girdim. Hayırlı işler.
Depresyondayim galiba
Kendimi anlamıyorum.
Son zamanlarda özellikle açken aniden parlıyorum. Değişik bir asabiyet hali. Diyabetten şüphelenmedim değil lakin kendime de konduramadığımdan tahlil yaptırmadım. Bayramda tatlıyı kısıp sonrasına bir tahlil yaptıracağım.

O güne dek huysuz ihtiyar modunda takılmaya devam. Zaten ihtiyardık, bi huysuzluk eksikti.
iş stresinden sonra konuşmak kafamın dağılmasını saglamak istedim hep. Hep birilerinin yanında oldukça onlar benim yanımda olmadılar. Bu ihanet unutulur mu sanmam.
kafam aşırı karışık. ne yapacağımı bazen bilemiyorum, kestiremiyorum. insanlarla arama mesafe koymak bazen iyi gelse de genel olarak boşluk oluşturuyor içimde bir yerde. sanki konuşulacak çok şey varmış gibi.
aslında yok.
boğazımda düğümlendi hepsi.
kimi kırmaktan kaçsam hep ben kırıldım ve artık kaçmıyorum.
kırmıyorum da.
gidiyorum.
hiç gelmiyorum zaten.
sözlükte dert paylaşmak her zaman iyi gelir. bir de yatmadan önce ılık bir duş yapılırsa ertesi güne çivi gibi kalkılır.
deliksiz uykularımızın hesabını vereceğiz.

yeryüzünün sokaklarında milyonlarca insan açken, sen namazına orucuna bak evinden işine işinden evine itikadından sorguya çekileceğiz.

hangi günahtan ötürü gömüldüğü sorulan kıza sorulduğu gibi hangi günahtan ötürü aç kaldığı sorulan çocukların da hesabı çok çetin olacak.

rahatını, keyfini put yapan, benim kalbim temizci, din allahla kişi arasındacıların dinine lanet olsun.
Bastırılan duygular gün gelir varlığını belli etmek ister. Bazen en mutlu ânınızda gülmelerinizin içine ağlamalarınız karışıverir.

Acıyı, üzüntüyü reddetmek insan olmayı reddetmektir. Kusursuz değilim, değilsin, olamayacağız.
ihsan yüce'nin sesinden: Ne güzel şeyler yazıyorsunuz la şuraya, hayret.
Hep aynı yerlerden vurulmaktan o kadar yoruldum ki kimse kendine bakmıyor körelmiş herkes. En sevdiklerimiz zayıf noktamizdan vurmayi o kadar seviyorlar ki şaşırıp kalıyorsunuz. Alıştık diyorsunuz ama alisamiyorsunuz.
Zorlama gibi görünen hiç birşeyin tadı tuzu olmuyor. Lütfedip verilen değer değer değil. Ne olduğunu niye olduğunu sorguluyorsa insan huzuru da anlamı da kalmıyor.
Hayatı boyunca etrafına eziyet etmiş, her türlü kaprisini bir şekilde insanlara çektirmiş, kendini el üstünde tutan insana denk gelmiş tiplerin sağda solda motto paylaşmasına uyuz oluyorum.
Sen zaten bir bok yapmamışsın ki bana akıl veresin. Şükrediyormuş bok! eder!

Sen hayatta bir şey başarmadın sana her şey sunuldu.

Bir akıl verilecekse ben veririm çünkü ben savaştım ve sahip olduğum durumu savaşla kazandım.

Neyse sakinim.
en güzel sözlerim, henüz söylemediklerim.
Ciddi ciddi ülkenin ekonomisinin düzeleceğini düşünenler varmış lan.
Sözlüğü bu sefer tamamen bırakacağım sanirim.
Amma ağlaklar var yahu, biraz güçlü olun, ilgi peşinde koşmayın..
Yakınımda olup kıskançlığıyla ruhumu çürüten insanlar, umarım kendi mutsuzluğunuzda hapsolursunuz.
görsel
Babamın ne kadar güzel yemek yaptığını göremediğin için çok üzgünüm. Pilavda bu kadar ustalaşmasını göremediğin için. Seni her gün daha çok özlüyorum. Ağlamaklıyım boğazım düğüm düğüm.
Bugün çok gülme tuttu, yarın kesin bir şey olacak.
insanları üzmeme konusunu rafa kaldırıyorum. Şimdiye kadar kendime vermediğim değeri başkalarına vererek kendime haksızlık yaptım. Ancak bu gün benim için milat olsun.
Bugün 11 Nisan 2022 Pazartesi. Hava, bulunduğum muhitte az bulutlu ve serin. Emekçiler ve memurlar mesailerine başladılar. Öğrenciler sınıflarında ilim öğrenmek ile meşgul. Sahur sonrasında uykuya dalıp hala uyuyan, kendine ya da aile bireylerine kahvaltı hazırlayan insanlarda var. Hepsine iyilik, güzellik.
Kötü ve zalimlere tez zamanda akıl fikir.

Kutuplardan basık, ekvatordan şişkince olan bu gezegen her zaman adil değildir. Binbir türlü haksızlığa, şiddete tanıklık edersiniz. Belki de dayanamazsınız. Dünya zalimlerin cirit attığı bir gezegen olmasın, kimsenin canı yanmasın istersiniz. Kurulu düzenin köleleri vardır. Bazıları bu kölelerin başı olabilme ihtimali ile köleliği canla başla idame ettirir. Siz birazda onlar için üzülürsünüz. Birazda onlara hüzünlenirsiniz.

insanlar coğrafyadan coğrafyaya değişir. Denize yakın, metropolden uzak, çöl ya da dağlar insanların değişmesine sebep değildir. Sebep kurulu düzendir. Shakespeare’in “Olmak ya da olmamak” sözünde düzen size müsade ettiği kadar olursunuz, sınırları vardır. Çünkü siz bu gezegene adım atmadan önce düzen kurulmuştur. Bazen olmamayı isterseniz, bu bazendir. Bazen olur öyle şeyler.

Bu coğrafyadan coğrafyaya değişen insan profillerinde bazıları haksızlıklara karşıdır. Bazılarıda bazı haksızlıklara karşıdır. O bazıları farkında olmadan zalimin zulmüne ortak olurlar. Statüko sizin belirlediği haksızlıklara karşı durmanızı ister. Siz bunların neresinde duracağınızı bazen karıştırırsınız. Kazanan her zaman statükodur. insanın dini, dili ve rengi haktan yana anlayışlarda etkilidir. Görmezden gelmeniz istenir bazı şeyleri. Ne bu deveyi güdebilir ne de bu diyardan gidebilirsiniz. Siz yine bir şeyler için üzülürsünüz. Üzüntü belkide düzenin pek umrunda olmadığı için çoğunluk tarafından rahatlıkla yaşanan bir duygudur.

Her şeye ve herkese rağmen “Dünyayı güzellik kurtaracak. Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.”
görsel

Tam olarak böyleyim, sımkısı sarıldım yaşama ancak amaçlarım ve isteklerim sanki doğru yolda değilmişim gibi bir kurgu oluşturuyor zihnimde.